1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"İslamofobi'ye karşı politikacılar harekete geçmeli"

Ayşe Tekin / DW19 Aralık 2006

Merkezi Viyana’daki Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığını İzleme Merkezi Başkanı Dr. Beate Winkler, Avrupa’da artan İslamofobi’nin önüne geçebilmek için, öncelikle politikacıların harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Winkler, DW’den Ayşe Tekin’in sorularını yanıtladı…

https://p.dw.com/p/AZa9
Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığını İzleme Merkezi Başkanı Beate Winkler
Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığını İzleme Merkezi Başkanı Beate WinklerFotoğraf: picture-alliance / dpa

Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığını İzleme Merkezi tarafından yayımlanan “Avrupa Birliği’ndeki Müslümanlar: Ayrımcılık ve İslamofobi” başlıklı rapor, Avrupa ülkelerinde Müslümanların istihdam, eğitim ve barınma alanlarında etkileyen ayrımcılığa dikkati çekiyor. Raporda, “Pek çok Avrupalı Müslüman, etnik kimlikleri ve/veya dinsel yaklaşımlarına bakılmaksızın iş, eğitim ve barınma alanlarında ayrımcılıkla karşılaşmaktadır” deniyor. Raporla ilgili sorularımızı Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığını İzleme Merkezi Başkanı Dr. Beate Winkler yanıtladı.

DW: Bayan Winkler hazırladığınız rapora göre, Avrupalı Müslümanlar etnik kimlikleri ya da dinsel yaklaşımlarına bakılmaksızın iş, eğitim ve barınma alanlarında ayrımcılığa uğruyorlar, hatta bu yer yer saldırı eylemlerine varabiliyor. Avrupalı Müslümanlar derken, Müslüman ülkelerden gelen göçmenleri mi yoksa burada doğan ya da yüzyıllardır Avrupa’da yaşayanları mı kastediyorsunuz?

Winkler: Biz tüm Müslümanların durumlarını araştırdık. Kimilerinin ailesi yüzyıllardır burada yaşıyor, kimileri göçmen olarak Avrupa’ya gelmiş. Bu noktada ayrım yapmadık. Ama bu grubun çok farklı kesimlerden meydana geldiğini de vurguladık.

DW: Gelir ve eğitim düzeyinden, yaşam tarzına kadar çok farklı kesimden insanların dini inancı ortak olabiliyor. Buna rağmen ortaya çıkan sonuç, Avrupa’da tüm Müslümanlara yönelik bir İslamofobi’nin olduğu, bunun ayrımcılığın ötesinde sözlü tehditlerden fiziksel saldırılara kadar varabildiği. Ayrımcılık ve saldırı eğilimi ile mücadele için ne öneriyorsunuz?

Winkler: Politikacılar için somut önerilerimiz var: Öncelikle liderlerin, İslam düşmanlığı, ırkçılık ve yabancı düşmanlığına geçit verilmeyeceğini açıkça söylemeleri gerekir. İkinci adım, ayrımcılığın önlenmesi yasalarının etkili olarak uygulanması. Üçüncüsü, ayrımcılıkla mücadele eden kurumların maddi ve personel açıdan güçlendirilmesi. Ama aynı zamanda okullarda farklı kültürleri gözeten ders biçimleri benimsenmeli. Öğretmenlere, eğitmenlere, ayrıca polise ayrımcılığın nasıl önlenebileceği konusunda eğitim verilmeli. Önemli bir görev de medyaya düşüyor. Medya gündemi ve düşünceleri etkiliyor. Görüntüler çok önemli, çoğu kez görüntüler insanların düşüncesini belirliyor ve önyargıların ortaya çıkmasına yol açıyor. Öyle ki, çoğu kez hiçbir göçmenin ya da Müslümanın yaşamadığı yerlerde güçlü önyargılar mevcut.

DW: Avrupa ülkelerini İslamofobi açısından değerlendirirsek Müslümanlara karşı önyargılar hangi ülkede daha güçlü?

Winkler: Biz böyle bir liste hazırlamadık. Şiddet olaylarının saptandığı ülkelerin en ayrımcı olduğunu söylemek de mümkün değil. Bunların öne çıkmasının nedeni bu konuda istatistikleri açıklamaları. Çoğu Avrupa ülkesinde Müslümanlarla ilgili istatistik bilgilerine sahip değiliz. Ve biz bunu talep ediyoruz. İnsan hakları ya da yabancı düşmanlığı konusunda analizler yapmak için böyle bir veri tabanına ihtiyacımız var. Şöyle bir örnek vereyim: Hiçkimse ekonomik analizlerin istatistiki bilgiler olmaksızın yapılabileceğini düşünemez.

DW: Avrupa’da İslamofobi’nin artmasında ne etkili oldu?

Winkler: Kuşkusuz 11 Eylül’den sonra olumsuz bir gelişme oldu. O zamandan bu yana Avrupalılar arasında korku ve endişe arttı. Ama sorun, bunun Müslümanlara karşı kuşkuya dönüşmesinde. Bu noktada politikacıların rolü çok önemli. Örneğin Londra’daki bombalama olaylarından sonra İngiliz hükümetinin açık ve kesin olarak Müslümanlara karşı düşmanlığı kabul etmeyeceğini açıklaması toplumu etkiledi. Bunun üzerine ilk üç haftada İngiliz toplumunda ortaya çıkan ayrımcı eğilim geriledi.

DW: Yani, politikacıların daha kesin ve kararlı olmasını bekliyorsunuz?

Winkler: Ja