1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İslamiyet'le diyalogda yeni bir çerçeve

Carola Hossfeld15 Eylül 2006

Papa 16'ıncı Benedikt’in memleketi Bavyera’ya yaptığı altı günlük ziyarete, İslam dini ve Hz. Muhammed’le ilgili yaptığı açıklamalar damgasını vurdu. DW editörlerinden Carola Hossfeld, Papa’nın Bavyera gezisine ilişkin yorumu:

https://p.dw.com/p/AZoG

“Teolog Joseph Ratzinger’in tanıyanlar, onun yönetimi altında en ufak bir reform hamlesinin dahi mümkün olmayacağını çok iyi bilir. Protestanlarla Katoliklerin yakınlaşma umudu ya da kilisede kadınların daha etkin bir konuma gelmesi gibi konular, Kardinal Ratzinger’in Papa seçilmesiyle rafa kaldırıldı. Yani, Katolik Kilisesi’nin sorunları bundan böyle de çözümsüz bir şekilde devam edecek.

Papalık koltuğunda oturan Alman din adamının, reformlardan ziyade ağırlık verdiği başka bir konu var: Güncel olaylarına ilişkin keskin analizler yapmak… Nitekim, Bavyera’daki ayinlerinde ve bir yüksekokulda verdiği konferansta postmodern sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulunmaktan geri kalmadı.

Bu konuşmalarındaki ana konuyu ise mantıkla iman arasındaki ilişki teşkil etti. Bir yandan mantığı kullanıp diğer yandan da insanın Tanrı’ya inanması, 16. Benedikt için bir tezat teşkil etmiyor. Bilakis, iman etmek, ona göre mantığın en doğal sonucu. İnsanın, bir evrim sürecinin sonunda ortaya çıktığına ilişkin tabiyat bilimcilerin ortaya koyduğu tezlerin ise ona göre hiçbir geçerliliği yok.

Mantık ve dinin ayrılmaz bir bütün olduğundan hareket eden Papa, konuşmalarında, laik Batılı toplumları da sert bir şekilde eleştirdi. Ona göre, dinin egemen olduğu kültürlere karşı seküler yapıdaki Batılı toplumlar küstahca ve hassasiyetten uzak bir şekilde muamele ediyorlar. Bu da diyalog sürecini önemli ölçüde zedeliyor. Bu çerçevede, 16. Benedikt, “kültürlerarası savaş“ ve “Batı’nın İslam’la yaşadığı çatışmalar“ gibi konulara da değinmekten kaçınmadı.

Özellikle İslam konusuna vurgu yapan Katolik dünyasının ruhani lideri, Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler’le buluşmasında, Almanya’daki Müslümanlarla daha sıkı bir diyalog yürütülmesi, bununla birlikte ülkedeki Müslümanların da Alman toplumuna daha iyi entegre olmasının önemine değindi. İslam dünyasına ve diğer dinlerin mensuplarına da seslenen Papa, aklıselim bir diyalog ortamının oluşturulması çağrısı yaptı.

16. Benedikt, Tanrı’nın adı kullanılarak, bir dinin şiddet yoluyla yayılmaya çalışılmasını kabul edilemez olarak nitelendirdi. Mantığa uygun olmayan hiçbir şeyin dinde de yeri olmadığını belirten Papa, bu bağlamda Tanrı adına savaşmanın – yani Cihad’ın- mümkün olmadığını savundu; Müslümanların, diğer dinlerin mensupları ve dünyadaki laik toplumlara karşı da açık olması gerektiğini ifade etti.

16. Benedikt için Hristiyanlık ve Müslümanlıkta, Tanrı’nın farklı şekillerde algılanması, dinlerarası diyalog sürecinin önündeki en önemli engeli teşkil ediyor. Burada şu mesaj verilmek isteniyor: Artık İslam’la diyalogta yeni bir çerçeve çizilecek.

Teslis – yani üçleme- inancının geçerli olduğu Hristiyanlıkta Baba-Oğul-Kutsal Ruh- üçgeninde Tanrı tezahür ederken, Müslümanlıkta ise Tevhid –yani tek Tanrı- inancı geçerli. Her iki din de kendi yaklaşımlarının doğru olduğu konusunda ısrar ediyor. Görünen o ki artık diyalog süreciyle ilgili tartışmaların odağında Tanrı’nın farklı algılanma şekilleri olacak.“