1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İslam dininde organ nakli

28 Eylül 2011

Bazı Müslüman ülkelerde organ bağışına, etik ve dinî gerekçeler öne sürülerek karşı çıkılıyor. Din adamlarının yayınladığı kimi fetvalar organ naklinin faydaları ve önemi konusunda bilinçsiz olan halkı olumsuz etkiliyor.

https://p.dw.com/p/12hRh
Fotoğraf: Fotolia/Sebastian Kaulitzki

Uzmanlar, İslam dininde organ naklinin yerini ve Müslüman ülkelerdeki tartışmaları Deutsche Welle'ye değerlendirdi. Organ bağışının çok yönlü bir olay olduğunu belirten Türkiye Diyanet Vakfı İlim, Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Saim Yeprem, yasal sınırlar içinde ve İslam dininin temel prensipleri açısından ele alındığı takdirde İslam dininin organ bağışını faydalı, caiz ve yerine göre de lüzumlu olarak gördüğünü söylüyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu eski Başkanı da olan Prof. Yeprem, bir takım kısıtlayıcı şartlar bulunduğuna da dikkat çekiyor: “Organ bağışının ticarî bir maksatla gerçekleşmemiş olması lazım, etik kurallara aykırı olmaması lazım ve organ nakli sırasında teknik usullerin tamamen İslam dininin ana prensiplerine uygun olarak gerçekleşmesi lazım.”

Prof. Saim Yeprem, örneğin beyin ölümü gerçekleşmeden organın alınmasını İslam dininin caiz görmediğini belirtti. İlahiyat profesörü Yeprem, toplumu bilinçlendirmenin önemine vurgu yaptı ve “Bu konuda toplumumuz bilinçlendikçe, bilgi verildikçe, özellikle ilahiyat alanında uzman kişilerin konuyu akademik seviyede, bilimsel seviyede ve temel İslam bilimleri açısından derinlemesine inceleyip toplumu aydınlattığı sürece gittikçe artan seviyede bağışlar artıyor. Yani bilgi seviyesi arttıkça bağışlar da artıyor" şeklinde konuştu.

1950'lilere dayanan tartışma

İslam dininde organ naklinin caiz olup olmadığı konusundaki tartışmaların 1950’lilerde başladığını belirten Hollanda'nın Leiden Üniversitesi İslamî Çalışmalar Bölümü'nden Doç. Dr. Muhammed Ghaly de şu ana dek konuyla ilgili binlerce fetva yayınlandığını ve fetvaları yayınlayan din adamlarının büyük bir çoğunluğunun organ nakline temelde izin verdiğini ifade ediyor. Peki, en çok hangi Müslüman ülkelerde organ nakline karşı çıkılıyor?

Ghaly, “Benim izlenimlerime göre, karşıt görüşlerin çoğu Güneydoğu Asya ülkelerinden geliyor. Özelikle Pakistan ve Hindistan’daki Müslümanlardan. Çünkü 1950, 1960’lı yıllarda Pakistan ve Hindistanlı din adamlarının organ bağışını yasaklayan fetvaları vardı. Şu ana dek tartışmalar oldukça zorlu geçiyor" diyor.

Suudi Arabistan ise organ naklinin oldukça yaygın olduğu bir ülke. Doç. Dr. Ghaly, “Suudi Arabistan, bu konuda en gelişmiş Müslüman ülkelerinden biri. Organ bağışına izin verdiler. Yayınlanan son üç rapora göre, yılda Hollanda’da görebileceğimiz oranda organ bağışı yapılıyor. 1970 ya da 1980’li yıllarda organ bağışına izin veren fetvalar yayınlanmıştı ve bu uygulamaya kondu" ifadelerini kullanıyor.

Karşı çıkma sebepleri

Doç. Dr. Muhammed Ghaly, İslam dininde organ bağışına karşı çıkanların özellikle iki argümanı öne sürdüğünü belirtiyor. Bunlardan ilki insanın bütünlüğü ilkesi: “Organ bağışını yasaklayan ya da bunu etik bulmayanlar, insanın bütünlüğü konusunu öne sürüyorlar. İnsanın bütünlüğünün sadece yaşarken değil, öldükten sonra da korunması gerektiğini düşünüyorlar. İnsanın bütünlüğünün sadece hayattayken değil öldükten sonra da kesinlikle korunması gerektiğini belirten ifadelere Kur'an-ı Kerim’de ya da Hz. Muhammed'in hadislerinde de rastlıyoruz. Dolayısıyla insan vücudunun kesilmesinin bu bütünlük ilkesine karşı olduğunu düşünüyorlar. Özellikle de kişi acizken.”

Bir diğer argüman da insan vücudunun kime ait olduğu. İslam dinine göre dünyadaki her şeyin sahibinin Allah olduğunu belirten Ghaly, bunu gözönünde bulunduranların organ nakliyle insanın kendisine ait olmayan bir şeyi bağışlamış olduğunu savunduklarını söylüyor: “Ayrıca sahiplik konusundan da bahsediliyor: 'Sadece sahip olduğun bir şeyi bağışlayabilirsin. Ancak insan vücudunun sahibi insanın kendisi değil, onun yaratıcısı yani Allah’tır. Bu nedenle sahip olmadığın bir şeyi bağışlayamazsın' deniyor.”

© Deutsche Welle Türkçe


Haber: Başak Sezen / Başak Özay

Editör: Murat Çelikkafa