1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İslam bilimcileri: İslam'da reform şart

Filiz Kükrekol19 Kasım 2004

Avrupalılar’ın büyük bir bölümü, İslam dininin, medeni dünyada yeri olmadığı ve demokrasiyle bağdaşamayacağını iddia ediyor. Geçtiğimiz günlerde Almanya’nın Heidelberg kentindeki Alman - Amerikan Enstitüsü’nde düzenlenen bir konferansta biraya gelen çeşitli ülkelerden İslam bilimciler, bu önyargıların yıkılması adına dinde reform çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini vurguladılar.

https://p.dw.com/p/Ab3q

Ezilen kadınlar, gözardı edilen insan hakları, din ve düşünce özgürlüğündeki kısıtlamalar. Batı Avrupalılar’ın büyük bir bölümünün İslam dünyasına ilişkin betimlediği genel tablo bu şekilde. Peki tüm bu iddialarda gerçeklik payı var mı? İslam’ın demokrasi ve özgürlükle bağdaşmaması diye birşey sözkonusu mu? Bu ve benzeri sorularla Müslümanlar sık sık muhatap olmak zorunda kalıyor bugünlerde. Hollandalı yönetmen Theo van Gogh’un radikal dinci bir Müslüman tarafından öldürülmesiyle İslam’a karşı yeniden yükselen eleştiri sesleri karşısında pekçok Müslüman şaşkın ve üzgün durumda.

Radikal dinciliğin önüne geçilmesi için bir süredir Avrupalı politikacılar tarafından dile getirilen İslamiyet’in günümüz koşullarına göre yeniden yorumlanması ve bu doğrultuda bazı reform hamlelerinin yapılması yönündeki talepler, İslam dünyasında da yankı bulmaya başladı. Özellikle Arap kökenli pekçok ilahiyatçıya göre İslamiyet’deki reform çalışmalarının etkili olabilmesi sorunun en yoğun yaşandığı bölgeden, yani Avrupa’dan başlaması gerekiyor.

”İslamiyet 21‘inci yüzyıla uymalı”

Arap ve Batı dünyası arasındaki ilişkiler konusuda bir otorite olarak kabule edilen, Şam ve Beyrut Üniversiteleri’nin öğretim görevlilerinden Prof. Sadık El-Azm, İslamiyet’in demokrasiyle bağdaşmayacağı şeklindeki iddiaları tümüyle yersiz olduğunu vurgulayarak şöyle dedi:

”Şu anda gerekli olan bizim ortaya atılan bu soru ve iddialarla yüzleşmemiz. Bunu yaparken de konuyu gereksiz yere dallanıp budaklandırmamalıyız. Dini kurallar ve İslam hukukunda bazı reform hamlelerinin kabul görmesi gerekiyor artık. Bu İslamiyet’in 21’inci yüzyılın modern, global ve demokratik koşullarıyla da uyuşmasını sağlayacaktır.”

”Avrupa’da Müslümanlar eğitim görmeli”

İslam dünyası içinde bu konuda açık bir diyalog ortamının başlatılması gerektiğini savunan ilahiyatçılar, en büyük hedefin İslam’ın modern demokrasiyle örtüşür bir hale gelmesini sağlamak olduğunu belirtiyorlar. Sorbonne Üniversitesi’nde İslam dersleri veren Prof. Muhammed Arkoun ise dinde reform çalışmalarının Avrupa’dan başlatılması gerektiği kanısında. Arkoun’un görüşleri ise şöyle:

”Avrupa’da yaşayan Müslümanlar’ın toplumda pek bir etkinliği yok. Büyük bir çoğunluk hala bulunduğu ülkenin vatandaşlığına geçmemiş. Geçenler de İslami anlayışları ve demokrasiyi tam olarak birbiriyle örtüştürmeyi başaramıyor. Aynı zamanda bu insanlar, dinlerine karşı herhangi bir eleştiriye de kesinlikle tahammül edemiyor. Bu nedenle Avrupalı Müslümanlar’ın mutlaka bulundukları ülkelerdeki üniversitelerde eğitim görmeleri şart. Ancak bu şekilde demokratik tartışmalarda söz sahibi olabilir, seslerini duyurabilirler."

İslam ve demokrasinin içiçe olabileceği konusunda tüm İslam bilimcileri hemfikir. Arap dünyasına nazaran demokrasinin çok daha köklü bir şekilde yerleştiği ve uygulandığı Türkiye ve Endonezya gibi ülkeler bunun en güzel örneği olarak gösteriliyor. Dinin özüne dokunmadan yapılacak bir reform hareketinin gerekli olduğu fikri artık İslam ülkelerinde de kabul görüyor.