1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran’da Ahmedinecad dönemi

Peter Philipp3 Ağustos 2005

AB ile nükleer gerilim yaşayan İran’da Muhammed Ahmedinecad törenle görevi devraldı. Ahmedinecad’ın dış politikada yeni yaklaşımlar sergilemesi bekleniyor.

https://p.dw.com/p/Aaf0
Ahmedinecad Tahran belediye başkanlığı yaptı
Ahmedinecad Tahran belediye başkanlığı yaptıFotoğraf: dpa

48 yaşındaki eski Tahran Büyükşehir belediye başkanı Muhammed Ahmedinecad Haziran ayı sonunda yapılan seçimlerde İran’ın yeni cumhurbaşkanı seçilmişti. İranlılar reform yanlılarına bir darbe vurarak, muhafazakar Tahran eski belediye başkanını seçmişti. Ahmedinecad bugün resmi olarak göreve başladı.

İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi ve kabinesi için düzenlenen veda toplantısında İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, heyecana kapıldı ve iktidarın bir elden diğerine geçmesinin İslamın ve devrimin en tatlı ve güzel meyvelerinden biri olduğunu söyledi. Hamaney, toplantıda geri çekilmesini isteyen reformcularla nihayet uzlaştı. Her bakana veda hediyesi olarak bir Kuran verildi ve sonra da halının üzerinde namaz kılındı.

Mütevazı başkan

Belki de halının üzerinde kılınan namaz, Tahran’ın tutumu hakkındaki ilk ipuçlarını veriyordu. “İhtişam ve lüks mekruhtur.” Buna karşı Tahran’da tevazu kabul görüyor. Yeni seçilen Cumhurbaşkanı Ahmedinecad bu konuda diğerlerine örnek oluyor ve marka kıyafetler yerine safari ceketi ile toplantıya katılıyordu.

Ahmedinecad resmi olarak göreve başlamadan programını uygulamaya başlıyordu. Parlamento ilk olarak, düşük gelirli grupların ev sorununu hafifletmek için ev alımlarında kredi vermeyi karara bağladı. Alınan önlemler nedeniyle emlak fiyatlarında düşüş yaşanacağından endişe duyan ev sahipleri de böylece rahatladı, çünkü krediler sayesinde piyasanın hareketlenmesi bekleniyor.

Yolsuzlukla mücadele

Diğer taraftan görevden ayrılan bakanlardan altısı ise önümüzdeki dönemde parlamento önünde hesap verecek ve kimse bunun nedenini bilmiyor. Ahmedinecad yolsuzluğa karşı mücadele edeceğini birçok kez tekrar etti. Ancak bakanlara böyle bir suçlama getirilmezse, reform yanlısı eski hükümetle son bir hesaplaşmanın kurbanı oldukları söylenebilir.

Ahmedinecad dış politikada da yeni yaklaşımlar sergiliyor. Tahran’ın muhafazakarlarla nihayet aynı dili konuşmaya başlayacağı umutları çökmeye başlamışken, Avrupa ile İran’ın nükleer programı hakkında yaşanan son kriz tam tersinden korkulmasına neden oldu.

Nükleer program meselesi

İran’ın atom enerjisi üretme konusunda araştırma ve geliştirme yapma hakkından vazgeçmesi hususunda Ahmedinecad’ın selefinden daha az istekli olacağı zaten açıktı. Çünkü Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme anlaşması İran’ı buna mecbur tutmuyor. İran’ın Ahmedinecad göreve gelmeden kısa bir süre önce resmi olarak nükleer faaliyetlerine devam etme kararı alması ve nükleer programını dondurması karşılığında Avrupa Birliği'nin sağlayacağı ticaret ve güvenlik alanındaki teşviklere ilişkin planı beklememesi, yeni cumhurbaşkanının yönetimi altında diplomatik bir ilerlemenin sağlanamayacağının açık bir göstergesi.

Ahmedinecad öngörüsünü kullandı ve İran’ın Amerika’nın baskısına ve muhtemel bir Amerikan saldırısına karşı kendisini savunabilmesi için, Amerika ile arayı kapatmaya çalıştı. Çünkü kendisi de İran’daki reformcuların dahi dış baskılara boyun eğdiğini biliyor.

Sertlik yanlısı

Ancak diğer taraftan Ahmedinecad Avrupalılara karşı daha sert bir çizgi izliyor. Şimdiye kadar İran Yayıncılık Kurumu Başkanlığında bulunan koyu muhafazakar Ali Larijani’yi dış işleri bakanlığına getirmesi de bunun bir göstergesi. Avrupa da hatalı, çünkü İran ile müzakerelerde Avrupa Birliği Amerika Birleşik Devletleri’ne, diplomasinin kılıç şakırtısından daha başarılı olacağını kanıtlamaya çalıştı. Aynı zamanda Avrupa sağlayacağı ticaret ve güvenlik alanındaki teşviklerle Tahran’ın ağzına bir parça bal çalabileceğini zannetti. Ancak İran’ın beklentileri daha fazla. Tahran azla yetinmedi ve nükleer programına devam etme kararı aldı.

Yalnızlık riski

İran Amerika ve Avrupa’nın kaba bir şekilde reddetmeye kalkışabilir. Çünkü ülke ekonomik olarak yalnızlığa itilebilecek bir durumda değil. Asya ve özellikle de Çin, İran ile işbirliğini azaltmayı düşünemez. Çin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi İran’a karşı ambargo uygulama kararı alırsa, Amerika Birleşik devletleri’nin bu planını veto ederek baltalayacak ilk ülke olacaktır.