1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran ekonomisi sallantıda

Axel Weiss/DW18 Ocak 2007

Almanya’nın en büyük ticari bankalarından Commerzbank da İran ile olan iş bağlantılarına son veren bankalar kervanına katılırken, Tahran ile Çin arasında 16 milyar dolarlık doğal gaz sevkiyat anlaşması imzalandı. Ancak İran'ın petrol zenginliği, kötü yönetim ve yaptırımlar yüzünden sonsuza dek sürmeyecek. Araştırmalar petrol ihracatının on yıl sonra gerileyeceğini gösteriyor.

https://p.dw.com/p/AbXa
Çin şirketleri İran’ın ortaklığıyla Basra Körfezi’ndeki dev doğal gaz yataklarını işletmeye açacak.
Çin şirketleri İran’ın ortaklığıyla Basra Körfezi’ndeki dev doğal gaz yataklarını işletmeye açacak.Fotoğraf: AP

Siyasi gündemden inmeyen İran ekonomik durumuyla da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı. Global doğal gaz rezervleri sıralamasında dünya ikincisi olan İran günde 4,2 milyon varil ham petrol üretiyor. İran petrol ve doğal gaz gelirlerini akıllıca kullandığı takdirde ekonomik geleceğini garantiye alabilir. Ancak petrol fiyatının düşmesi, uluslararası bankaların İran’ı boykot etmeleri ve kötü ekonomik yönetim yüzünden bu ülkenin petrol zenginliği kısa zamanda uçup gidebilir.

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad yönetimi itibarını pahalı sübvansiyonlarla ayakta tutuyordu. Petrol fiyatı rekor üzerine rekor kırdığı sürece bu zenginliği popülist uygulamalarda kullanmak zor olmuyordu. İran’da benzinin litresi 9 euro centten satılıyor. Yakıt ucuz olduğu için israf ediliyor. Enerji tasarrufu İrranlılar’a yabancı bir kavram. Başkent Tahran’daki hava kirliliği her yıl 3 bin 500 kişinin ölümüne sebebiyet veriyor. Petrol zengini İrran benzinin yarısını ithal ediyor. Akaryakıt fiyatları dondurulduğu için, harap vaziyetteki rafinerilere onarım ve bakım masrafı yapmaya değmiyor. Üretilen petrolün yüzde 6'sı değerlendirilemiyor.

Tüketim üretimi aştı

Fiyat politikkasının yol açtığı problemlerin başında enerji tüketiminin petrol üretimini çoktan aşmış olması geliyor. Bu trendin önüne geçilemediği takdirde İran yakın gelecekte tüm ürretimi tüketmek zorunda kaldığı için yurt dışına petrol ihrac edemeyecek duruma gelebilir. Bunun siyasi istikrarı sarsmasının kaçınılmaz olacağını belirten, Baltimore’daki John Hopkins Üniversitesi uzmanları, İran’ın yeni petrol kaynakları arayıp üretimi arttırmak için para bulmakta şimdiden zorlandığını saptamışlar.

İran dünya finans piyasasında kredi bulmakta da zorlanıyor. Dünyanın diğer büyük ticari bankalarından sonra Alman Commerzbank da Ocak ayı sonunda İran ile kredi sözleşmesi yapmamaya karar verdi. ABD’nin yıllardır uyguladığı ekonomik ambargo baskısı yabancı bankaları İran’dan kaçırmaya başladı. İran’ın ticari ilişkilerde dolar yerine euro kullanmamaya başlaması da pek işe yaramadı. Ahmedinejad yönetiminin iktidara gelmesinden bu yana yabancı sermayenin yüzde 40’ı İran’dan kaçtı.

Yabancı yatırımcı kaçıyor

Ülkede yabancıların mülk edinmesi yasak olduğundan yabancı şirketler bu ülkede doğrudan yatırım yapıp petrrol tesisleri işlletemiyorlar. Tahran yönetiminin sunduğu yap-işlet-devret modeli de cazip gelmiyor. Yedi yıldır İran’da petrol aramak için pazarlık yapan bir Japon şirketi Tahran’ın koyduğu ağır şartlar yüzünden bu projeden vazgeçti. İran’ı ikilemden kurtarması beklenen Çin şirketi ile Tahran yönetimi arasındaki 16 milyar dolarlık doğal gaz anlaşmasının gerçekleşeceği de garanti değil.

Bu manzara karşısında İran’ın salt sivil amaçlarla uranyum zenginleştirmek istemesi makul karşılanabilir. Ama İran enerji açığını nükleer santralarla kapatmak yerine enerji tasarrufuna ağırlık verse çok daha karlı çıkar. Çünkü petrol kuyularındaki gaz fazlasının yakılmasıyla kaybbedilen enerjinin, dört nükleer santralın gücüne eşit olduğu söyleniyor.