Irak'ta gerginlik tırmanıyor
22 Aralık 2011Görgü tanıkları Bağdat’ın üç büyük semtindeki eşzamanlı patlamalarda 70’in üzerinde kişinin öldüğü, 180’den fazla kişinin de yaralandığını bildiriyor. Saldırıları henüz üstlenen olmadı ancak koordineli patlamaların Irak’taki eylemlerin ardında El Kaide’nin olabileceğini düşündürdüğü yönünde görüşler ortaya atılıyor.
Hükümet içindeki mezhep çatışması
Irak’taki mezhep kavgası son günlerde yönetimin en üst kademelerine kadar sıçradı. Hafta içinde Irak Yüksek Yargı Konseyi, Sünni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi hakkında tutuklama emri çıkarttı ve yurt dışına çıkış yasağı getirdi. Kasım ayı sonunda Şii Başbakan Nuri El Maliki'ye yönelik bombalı saldırının arkasında Haşimi'nin korumalarının olduğu iddia ediliyor. Haşimi suçlamaları reddetti ve Şii hükümetini, kendisine baskı yapmakla suçladı. Şii Başbakan El Maliki’nin Saddamlaştığı suçlamasını da yönelten Haşimi, Erbil’de Kürtlere sığındı. Sünni-Şii kavgası, Irak hükümetinin çalışmalarını da engelliyor. Başbakan Maliki, İyad Allavi liderliğindeki El Irakiye ittifakının kabine toplantılarını boykot etmeye devam etmesi durumunda bakanlıklara kendi seçeceği kişileri getirme tehdidinde bulundu. El Irakiye, gelişmelerin ardından bakanlarının hükümet çalışmalarına katılmayacağını duyurdu, ancak henüz hükümetten resmen çekilmedi.
Öte yandan Bağdat'ta çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği patlamalar Irak'ta infial yarattı. Bağdatlılar bu konuda şunları söylüyor: “Masum insanlar öldü; bunlar sıradan vatandaşlardı. Suçumuz neydi ki? Ülkeyi yönetemiyorsanız, defolun gidin!”, “Siyasetçiler hep kendi koltukları için mücadele veriyorlar, hatta bu uğurda insanları bile öldürüyorlar. O ölen insanların suçu neydi ki, sıradan işçilerdi bu kişiler.”
"Bugünden yarına düzelmez"
“Bir sürü saldırı düzenlendi, korku içindeyiz.” Bu adamın söyledikleri Bağdat’ın gündelik yaşamını yansıtsa da, dün eş zamanlı olarak on iki farklı yerde patlatılan bombalar koordineli bir eyleme işaret ediyor. Aylardır bu şiddette bir saldırı eylemi düzenlenmemişti. Eylemlerin zamanlaması da bir rastlantı değil. Amerikan askerlerinin çekilmesinden hemen sonra düzenlenen saldırılar nedeniyle Irak, ağır bir siyasi bunalımın içine düşmüş durumda.
Buna rağmen Birleşmiş Milletler'in Irak Misyonu Başkanı Martin Kobler, 2006-2007 yılları arasında Bağdat’ta Almanya Büyükelçisi olarak çalıştığı ve şiddetin doruğa ulaştığı dönemle kıyaslama yapılamayacağı görüşünde. Kobler, “2007 yılına kıyasla güvenlik ortamı çok daha iyi durumda. Zaten bugünden yarına düzelme olmaz, bu süreç bir anda tamamlanmaz" diyor.
Yabancı kuruluşların yoğun koruması altında olmayan gazeteci Cemal Akravi Bağdat’taki durumu bir trafik lambasına benzetiyor. Gazeteci Akravi, Bağdat’ta durumun birkaç saniyede bir değiştiğini kastediyor ve BM temsilcilerinin, diplomatların ve yabancı uyrukluların sığındıkları güvenlikli yerler olduğunu, sokaktakilerin ise sadece Iraklılar olduğunu söylüyor ve her an patlamalarla karşılaşabileceklerini anlatıyor.
Irak'ta yeniden parçalanma tehlikesi
Siyasi gözlemciler, saldırganların Bağdat’ı özellikle eylemleri için hedef aldıklarını, çünkü kamuoyuna hükümetin başkenti koruyamadığı mesajının en iyi Bağdat’ta verildiğini belirtiyorlar. Irak Genel Kurmay Başkanı, ordunun ülkede güvenliği en erken 7-8 yıl içerisinde sağlayabileceğini belirtiyor.
Irak’ın kuzeyine kaçan Sünni Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi’nin taraftarları, kendilerinin siyasi olarak tasfiye edilmeye çalışıldığını ileri sürüyorlar. Bunlar, Şii Başbakan El Maliki’nin koalisyon hükümetinde en güçlü partiyi oluşturuyorlar, ancak Haşimi hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle her türlü işbirliğini kesmiş durumdalar. Hükümetin kurulduğu tarihten bu yana anlaşmazlık içinde olunması ve içişleri ve savunma bakanlıkları konusunda da uzlaşılamaması nedeniyle Irak’ta yeniden parçalanma tehlikesinin baş gösterdiğine işaret ediliyor. Komşu Suriye’nin de krizli durumuna dikkat çeken siyasi yorumcular, bu bunalımdan İran’ın kazançlı çıkabileceğini vurguluyorlar. Bu arada ABD Yönetimi, Iraklı liderlere “krizi çözün” çağrısı yaptı.
© Deutsche Welle Türkçe
Ulrich Leidholdt /Çeviri: Çelik Akpınar
Editör: Başak Özay