1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak - Almanya ilişkileri

Peter Phillip / DW9 Eylül 2004

Irak Devlet Başkanı Gazi El Yaver, temaslarda bulunmak üzere Almanya’ya geldi. Bu gezi, kafalara Almanya - Irak ilişkileri normalleşiyor anlamına mı geliyor, sorusunu getiriyor. DW’den Peter Philipp ise, yorumunda şu durumda normalleşmeden söz etmenin mümkün olmadığını belirtiyor...

https://p.dw.com/p/Aa17

Uzun yıllar sonra ilk kez Iraklı bir devlet adamı Almanya’da. Irak Devlet Başkanı Gazi El Yaver görüşmelerde bulunmak üzere Berlin’e geldi. Yaver’in ziyareti yarı resmi de olsa, hem Alman hem de Iraklı politik çevreler çok önemli olduğunu vurguluyorlar.

Gezi, önemini ayrıca Almanya’nın yıllar sonra ilk kez Irak’ta, Irak’ın da Almanya’da büyükelçilik düzeyinde temsil edildiği bir döneme rastlamasından alıyor. Kimileri bu gelişmeleri ”Almanya ile Irak arasındaki ilişkiler normalleşiyor” diye değerlendiriyor, oysa durum normalleşmeden henüz çok uzak. İki ülke arasında herhangi bir normalleşmeden sözetmek için önce Irak’ın normale dönmesi gerekir.

Irak’ta ise şiddet giderek tırmanıyor. Böylesi bir dönemde Almanya gibi yabancı ülkelerin Irak’ta çalışmalar yürütmesi mümkün değil. Sadece ABD’yle koalisyona giden devletler Irak’ta çalışmalarına devam edebiliyorlar. Onların da çoğu, artan şiddet olayları nedeniyle ”ne bahane bulsam da geri çekilsem” diye düşünmekte.

Irak’ta adam kaçırma ve rehin alma olayları artıyor. Almanya, Irak’ta güvenliğin olmadığının farkında ve bu nedenle Irak’ta doğrudan çalışmalara gitmek istemiyor. ABD ile birlikte hareket etmek zaten reddediliyor. En son Irak’ta, yardım kuruluşları için çalışan iki İtalyan kadının kaçırılması olayı, teröristlerin hiçbir ayrım yapmadığını bir kez daha ortaya koydu. İster yardım kuruluşlarına bağlı çalışsın, ister Amerikan politikasını destekleyen birimlerde görev alsın teröristler için önemi yok, onlar herkesi kaçırıp rehin alabiliyorlar.

Bu arada, Alman hükümetinin Irak savaşı konusunda Amerika’dan farklı bir tutum izlemiş olması da fayda etmiyor. Teröristler, Irak’ta normale dönme ya da yaşam koşullarının iyileştirmesi yönünde atılan her adımı ABD‘yi destekleme olarak değerlendiriyor. Buna Irak geçiş hükümetiyle işbirliği yapmak da dahil.

Bu arada, Irak geçici hükümeti de, Almanya ve Fransa’yı, Irak savaşında ABD’yi eleştiren tutumları nedeniyle ödüllendirmeye yanaşmıyor. Irak geçici hükümeti Başbakanı İyad Allavi’nin geçtiğimiz haftalarda yaptığı Fransa gezisi bunu net biçimde ortaya koydu. Allavi, Fransa’nın terörle mücadelede tavizler verdiğini, bu nedenle iki Fransız gazetecinin kaçırılmasında Fransa’nın da suçu olduğunu iddia etti. Bu gelişme üzerine Devlet Başkanı Gazi El Yaver’in Fransa gezisi iptal edildi.

Yaver’in gezisi Berlin ziyaretinin ardından Roma, Varşova ve Brüksel’le devam edecek. Yaver’in gideceği ülkelerden kimilerinin durumu Almanya’yla aynı, çünkü Irak Savaşı konusunda onlar da ABD’ye destek vermemişlerdi. İtalya ve Polanya ise ABD’nin yanında yer almıştı.

Aslında birçok ülke Irak’a gerçekten yardım etmek istiyor, sadece insani yardımlar değil, aynı zamanda ekonomik olarak da. Ama çoğu Irak‘ta güven ve huzur ortamı olmadığı için yatırım yapmaya cesaret edemiyor. Bu nedenle Irak’a yardım, Iraklı polislerin ya da subayların komşu ülkelerde eğitilmesi gibi komik adımlarla sınırlı kalıyor.

Oysa Irak’a gerçekten yardım edilmesi gerekiyor, çünkü ülkede altyapı tamamen yerle bir olmuş durumda. Bu arada Irak’ın borçlarının geri ödenmesinin ertelenmesi de çözüm değil. Önemli olan Irak’a, kendi ayakları üzerinde durabilmesi için yardım edebilmek. Irak’ın sorunları kısa sürede çözüme ulaşacağa benzemiyor ve sorunlar devam ettiği sürece de ne ülkenin normale dönmesi mümkün, ne de dış ilişkilerinin.