1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

IRA şimdi silahlarını teslim etmeli

Uta Thofern29 Temmuz 2005

Kuzey İrlanda meselesinde, dün önemli bir dönüm noktasına gelindi. Britanya’dan ayrılmak için yıllardır savaşan İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu IRA, silahlı mücadelenin resmen sona erdiğini açıkladı. Peki bundan sonra ne olacak? DW'den Uta Thofern'in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZun

Artık barış zamanı. 35 yıl süren silahlı yeraltı mücadelesi bir televizyon demeciyle son buldu. 28 Temmuz 2005 Perşembe günü saat 16:00’dan beri, Britanya’da iç savaş resmen sona ermiş durumda. IRA’nın açıklaması son derece netti: Tüm üyeler eylemlerine son vererek, silah bırakarak, bundan böyle, polititik araçlarla, demokratik yollardan mücadeleye devam etmeli.

IRA’nın barış açıklamasına gelen tepkiler ise çeşitli. Kimileri rahat bir nefes alırken, kimileri de şüpheyle yaklaşıyor. Hatta İngiltere Başbakanı Tony Blair ve İrlanda Başbakanı Berti Ahern bile açıklamlarında şüphe dile getirdiler. Ahern, bunun tarihi bir gelişme olduğunu, ancak uygulamaya bakmak gerektiğini söylerken; Blair de, artık şiddetin dineceğine dair ümit besleyebileceklerini belirtti.

IRA’nın barış ilanına şüpheyle bakılmasının nedenlerinden biri, radikal Democratic Unionist Parti’nin Başkanı Ian Paisley’in varlığı. Paisley, IRA’nın ve IRA’nın siyasi kanadı Sinn Fein’in en büyük düşmanlarından biri. Son yerel seçimlerde büyük bir zafer kazanan Paisley, Kuzey İrlanda’nın en güçlü Protestan politikacısı. Paisley ve diğer Protestan politikacılar, IRA’ya güvenmiyorlar. Örgütün bugüne kadar verdiği sözlerin hiçbirini tutmadığı söyleyen Paisley, ayrıca IRA’nın açıklamasında kriminal faaliyetlerinden hiç bahsetmediğini hatırlatıyor.

Kriminal faaliyetlerden kastı, cinayet, banka soygunları, uyuşturcu kaçakçılığı ve örgüte ihanet eden IRA’cıların vahşi biçimde cezalandırılmaları. Ve tam da bu faaliyetler, Kuzey İrlanda’da IRA’ya desteğin azalmasına neden oldu. Sonuçta da IRA’ya barış ilan etmekten başka çıkar yol kalmadı. Özellikle IRA’nın infaz ettiği Robert McCartney’in nişanlısı ve beş kızkardeşinin verdikleri cesur mücadele, barışa giden yolda önemli bir adımdı. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, IRA’nin barış ilanı inandırıcı olabilir ama yine de kimse örgüte güvenmiyor.

Ayrıca cevap beklekleyen birçok soru var. IRA bundan böyle politik araçlarla mücadelesine devam edecekse, örgütün şimdiki siyasi kanadı Sinn Fein’e fesh mi edilecek? Siyasi kadro kimlerden oluşacak? Teröristler, politikacı kılığına mi bürünecekler? Ve Kuzey İrlandalılar bu duruma ne diyecek? Ama her şeyden önce, Protestan politikacıların davranışları belirleyici olacak. Onlar, Kuzey İrlanda’nın Britanya’nın bir parçası olarak kalmasından yanalar. Buna karşılık IRA ve Sinn Fein, Kuzey İrlanda’nın İrlanda Cumhuriyeti’ne bağlanmasını istiyorlar. Oy dağılımına bakıldığında ise, Kuzey İrlanda’nın yeniden özerklik kazanabilmesi için, Protestanların siyasi lideri Ian Paisley’in, Sinn Fein Başkanı Gerry Adams ile yerel bir hükümet kurması gerekiyor.

Elbette yerel hükümet kurulması, yüksek bir ihtimal değil. Ama aslında Paisley’in başka çıkar yolu yok gibi de görünüyor. Kuzey İrlanda’nın ilk özerk yerel hükümeti, IRA’nın silahlarını teslim etmemesi yüzünden dağılmıştı. Eğer, IRA bu sefer silahları teslim edecek olursa, Paisley’in bahanesi de kalmayacak. Şimdi yapılması gereken, bir an önce silahsızlanma sürecini başlatmak. Ancak o zaman 28 Temmuz, Tony Blair’in dediği gibi, ‘barışın savaşın yerini aldığı gün’ olarak tarihe geçebilir.