1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İnternet’te ikinci kuşak dönemi

11 Eylül 2007

İnternet’te kullanıcının statik bir rol üstlendiği dönem geride kaldı. Kullanıcı artık yüzbinlerin ziyaret ettiği sitelere yazı yazıyor, fotoğraf ekliyor, video çekiyor. İsimsiz kahramanlar bir anda üne kavuşuyor.

https://p.dw.com/p/BeeI
İnternet'in bilinen kuralları hızla değişiyor.
İnternet'in bilinen kuralları hızla değişiyor.

Tim O’Reilly’nin 2004 yılında düzenlediği “Web 2.0”, internette bir dönüm noktasını meydana getirdi. O’Reilly, bu konferansla birlikte uluslararası kamuoyunun gündemine giren “ikinci kuşak web” kavramıyla sanal dünyadaki köklü değişikliği tesbit etmek istediğini vurguluyor:

“İkinci kuşak webin esası internetin bir platform olarak kullanılmasına dayanıyor. Burada öncelikli kural, uygulamaların, ihtiyaçlardan yola çıkarak kendilerini yenilemesidir. Dolayısıyla, bir uygulamayı ne kadar çok kişi kullanırsa o uygulamanın kendini iyileştirebilme imkanı da artıyor.”

Tim O’Reilly, ikinci kuşak webin en önemli aktörünün kullanıcı olduğuna işaret ediyor ve Google, Ebay, Amazon ve Wikipedia’daki işleyişi örnek gösteriyor:

Tim O'Reilly, bilgisayarı, "dünya çapında bir elektronik beyne giriş aracı" olarak tanımlıyor.
Tim O'Reilly, bilgisayarı, "dünya çapında bir elektronik beyne giriş aracı" olarak tanımlıyor.Fotoğraf: AP

“Aslında interneti meydana getiren ağ, diyelim ki bir milyar, bilgisayardan meydana gelmiyor. Hayır, ikinci kuşak web’de aslında var olan tek bir bilgisayardır. Herkes diğerleriyle bağlıdır. Bugün bilgisayardan anladığımız da temelde, dünya çapında bir elektronik beyne giriş aracıdır.”

Kendisi de bir yazılımcı olan ve Perl kodlama dilini geliştirenler arasında yer alan Tim O’Reilly, günümüzde giderek daha iyi bilgisayar programları yazıldığına işaret ediyor. O’Reilly’e göre bu gelişme internet’e gönderilen veri miktarını da sürekli artırıyor:

“Günümüzde birçok fotoğraf makinasında GPS adı verilen küresel yer belirleme hizmeti yer alıyor. Böyle bir makinayla çektiğiniz fotoğrafa otomatik olarak bu bilgiler de dahil ediliyor; fotoğrafı ikinci kuşak web anlayışıyla çalışan herhangi bir fotoğraf sitesine yollamanız halinde fotoğrafladığınız bölgeyle ilgili bu veriler de kendiliğinden yükleniyor. Böylece, belki istemeden de olsa küresel beyinin bir ayrıntı daha öğrenmesini sağlıyorsunuz.”

Kişisel bilgi hassasiyeti

İnternet ve kullanıcıların kişisel bilgileri, Tim O’Reilly’nin de üzerinde durduğu konulardan. O’Reilly kişisel bilgilere ilişkin hassasiyeti anlayışla karşıladığını dile getiriyor:

“İkinci kuşak web’in gelişiminde özellikle kişisel alanla ilgili kaygıların ön plana çıkacağını düşünüyorum. Ancak diğer taraftan, insanların ortaya çıkan yararı gördükçe sözkonusu bilgileri paylaşmaya razı olduğunu tesbit etmek gerekiyor. Diğer taraftan bir kredi kartı kullandığınızda da benzer kural geçerli; burada da kişisel bilgiler sunuluyor. Ancak kredi kartı sözkonusu olunca bu kadar tartışma yaşanmıyor.”

Tim O’Reilly’e göre teknolojik gelişme internetten başka alanlara kayıyor. O’Reilly, sözkonusu eğilimin ipuçlarının bir süredir gözlendiğini kaydediyor:

“Bilgisayarla uğraşmak denince akla hala ekran karşısında oturup klavyeyi tuşlamak geliyor. Ancak bilgisayarlar giderek daha arka plana kayacak. Bu sürecin ilk evresi şu anda yaşanıyor: Mobil cihazlar ve telefonlar, sözünü ettiğim platformun işlevini üstleniyor.”

Wikipedia kurucusu Jimmy Wales, Wikipedia felsefesinin temelinde eleştiri yattığını belirtiyor. Jimmy Wales’e göre, eleştirme ve eleştirilerin dürüst, saygılı ve açık bir şekilde karşılanması büyük önem taşıyor. Wales, Wikipedia’yı asıl çekici kılan unsurun da bu nokta olduğunu vurguluyor. Jimmy Wales, kamu yararı gözetilerek ücretsiz işleyen Wikipedia’nın masraflarını bağışlardan karşıladığını, kendisinin bu işten para kazanmadığını söylüyor.

“Sürekli bunun esprisini yapıyorum: Wikipedia’yı kamu yararına faaliyet gösteren bir vakfa dönüştürme kararı ile ya dünyanın en aptalca işini yaptım ya da bu son derece dahiyane bir fikirdi. Aptalca, çünkü şimdi dünyanın en zengin insanları ile birlikteyim ama kendime ait param yok. Ama aynı zamanda dahiyane diyorum, çünkü başka türlü projenin bu kadar başarılı olmasına imkan yoktu. Ama gelecekte bu ayrımın yapılacağına inanıyorum. Wikipedia için, ‘Gerçekten de bu projeyle dünyanın geleceği için iyi bir şey yapıldı’ ifadesi kullanılacak. İşte bundan gurur duyuyorum.”

Wikipedia kurucusu Jimmy Wales, internet ansiklopedisinin maddelerinin sürekli değişim halinde olduğunu kaydediyor.
Wikipedia kurucusu Jimmy Wales, internet ansiklopedisinin maddelerinin sürekli değişim halinde olduğunu kaydediyor.Fotoğraf: Picture Alliance/dpa

Wikipedia’nın maddeleri sürekli değişim halinde. Değiştirilip düzeltilecek bir yan mutlaka bulunuyor. Wikipedia kurucusu Jimmy Wales, internet efsanelerinden birine dönüştüğü değerlendirmelerine karşı çıkıyor.

“Zaman zaman Wikipedia topluluğunda fazlasıyla yüceltildiğime dair yazılara rastlıyorum. Oysa gerçek olan şu ki hatalı olduğumda hatamı yüzüme söylemekte hiç kimse tereddüt etmiyor.”

Wikipedia kurucusu Jimmy Wales, asıl işini “iyileştirme” olarak tanımlıyor. Wales bu çerçevede şimdi de “Wikia Search” adı verilen, Google’a rakip olacak yeni bir arama motoru geliştiriyor.

Jimmy Wales halen “Wikia Search” adlı arama motorunu geliştiriyor.
Jimmy Wales halen “Wikia Search” adlı arama motorunu geliştiriyor.Fotoğraf: DW/Christine Elsässer

“Mevcut arama motorları nasıl daha iyi hale getirilir, bilemiyorum. Ancak konunun uzmanların, açık bilimsel tartışmalarla bu işin üstesinden gelebileceğine, ilerlemeler kaydedilebileceğine inanıyorum.”

Jimmy Wales, “Wikia Search” arama motorunun 2007 sonunda test yayınına başlayacağını, 3 yıl içinde Google’un ciddi rakibi seviyesine ulaşmasını beklediklerini belirtiyor. Wikipedia kurucusu Wales, arama motorunun Wikipedia kadar başarılı olup olamayacağını, geleceğin neler getireceğini şimdiden söylemenin zor olduğunu kaydediyor.

“Bana gelecekle ilgili pek mühim sorular sorulduğunda şunu söylüyorum: Çok değil, bundan 5 yıl öncesine kadar bilgisayar ekranı karşısında pijamalarıyla oturup internette sörf yapan, sıradan biri olduğum unutulmasın.”

Larry Sanger, internet dünyasının tanınmış isimlerinden. Daha önce Nupedia ve Wikipedia isimli online ansiklopedilerinin kuruluş sürecinde önemli rol oynayan Larry Sanger, günümüzde Citizendium adlı yeni bir proje üzerinde çalışıyor.

Larry Sanger, yeni projesi Citizendium ile kurucuları arasında yer aldığı Wikipedia’yı bir üst seviyeye taşımayı hedefliyor. Citizendium, Wikipedia’da yaşanan bazı belirsizlik ve tartışmalı temaları aşmayı amaçlıyor. Larry Sanger, buna rağmen ortak ansiklopedi yapımlarında hala katedilmesi gereken çok yol olduğunu söylüyor:

“Kanımca, insanlığın bilgi birikimine katkı yapabilecek şekilde biraraya getirmenin bir yolunu bularak olağanüstü bir işe imza atmış olduk. Bundan sonra atılması gereken adım, belirli konuların üzerinde daha önce çalışmış ve bu konulara hakim olabilmiş kişilere yoğunlaşmak. Bunu yaparken de Wikipedia’nın işlerliğini sağlayan modeli değiştirmemeliyiz.”

Wikipedia’nın temel prensibi

Sanger’e göre tüm bunların temelinde Wikipedia’nın temel prensibi yatıyor. Yani, pek çok yazarın aynı sayfayı ya da aynı makaleyi yayınlamasını sağlayan bir uygulama. Nupedia projesinin yürümesini sağlayan tecrübesi, onu, hiyerarşik yapıda olan ve çok yavaş işleyen o geleneksel yayıncılık anlayışından oldukça soğutmuş.

“İşte Wiki..Ne belirli bir konu için görevlendirilmenize, ne de bir makalenin diğer aşamaya geçebilmesi için onaya ihtiyacı var. Söz konusu olan tepeden inme bir kontrolcülük değil; aksine biraraya getirici ve katılımcı bir yapı. Fakat makaleleri onaylayacak ve gerektiğinde yazılara dair karar verebilecek bir otorite lazım”.

Sanger’e göre Citizendium’un attığı oldukça önemli diğer bir adımsa, katılımcıların her daim gerçek isimlerini kullanmaları konusunda kararlı bir tutum sergilemesi. Bu da sitenin gözüpek ve cesaretli yanını biraz törpülese de, yayın aşamasını daha şeffaf ve samimi yaptığını düşünüyor.

"Şeffaf ve samimi"

“Citizendium’da beni en çok mutlu eden, izlenen politikanın sonuçlarını görmek. Citizendium’daki ‘son değişiklikler’ sayfasına bakıp, değişen tek şeyin gerçek isimler olduğunu görmek harika. Çoktan tanıdığınız ya da tanımış olabileceğiniz insanlarla çalıştığınız düşüncesini ediniyorsunuz. Ve bana göre, Wiki’ye hayat veren, işbirliğini çok daha memnuniyet verici hale getiren şey de bu.”

Larry Sanger’in uzmanlık alanıyla ilgili görüşleri, onun internetin gelişimine bakışını da ortaya koyuyor.

“Bu konuda bir fikrim yok, ne kadar dar bir uzman tanımınız olduğuna bağlı. Bundan beş yıl önce kendim için epitemolojide uzmanım diyebilirdim, çünkü tezimi henüz bitirmiş ve alanımda bilgi birikimine sahiptim; fakat hepsi bu kadardı. Kendimi belki usta olarak tanımlayabilirim, ama yine de tereddüt ediyorum. Online topluluklar konusunda uzmanım ama benim asıl uzmanlık alanımı yaptıklarım ve yaptıklarım üzerine düşünmekten oluşuyor. Çok fazla araştırma yapmadım. Geleneksel İrlanda müziği hakkında biraz bilgim var ama bu konuda uzman değilim.”

İkinci kuşak internet’in Almanya’daki başarılı uygulamalarının başında kuşkusuz Xing geliyor. 2003 yılında Open Business Club adıyla faaliyete geçen site, 17 Kasım 2006’da adını Xing olarak değiştirme kararı aldı. Xing’in birden fazla anlamı var; Çincede “mümkün”, İngilizce’de de girişimcileri biraraya getirme anlamını taşıyor. Xing, mesleğinde yükselmeyi planlayan, bir başka ifadeyle “kariyer yapmak isteyenleri” destekleyecek bir sosyal ağ uygulaması. Xing kurucusu Lars Hinrichs, bir ağa dahil olan kişinin başarı şansının arttığını belirtiyor.

“Kişisel bağlantı listem bin 600 kişiden meydana geliyor. Listede bulunanların her birini kişisel olarak tanıyorum. Tanıdıklarımdan biri işyerini değiştirdiğinde bu bilgi bana da otomatik olarak ulaşıyor.”

Xing kurucusu Lars Hinrichs, bir ağa dahil olan kişinin başarı şansının arttığını belirtiyor.
Xing kurucusu Lars Hinrichs, bir ağa dahil olan kişinin başarı şansının arttığını belirtiyor.

Xing’in kullanıcı sayısı toplam 200 ülkeden 1 milyonu aşıyor. Borsaya açılan Xing, biri ücretsiz, diğeri aylık 5 euro 95 sent olmak üzere iki farklı üyelik seçeneği sunuyor. Çin piyasasına açılma hazırlıklarını tamamlayan Xing, aynı zamanda Amerika ve Avrupa’daki rakip siteleri devralma çalışmaları yürütüyor.

İkinci kuşak web’in Almanya’daki bir başka örneği StudiVZ.

StudiVZ, İngiliz kullanıcılara seslenen facebook ya da Türkçe yonja.com sitesini andırıyor; StudiVZ de üniversite öğrencilerini sanal ortamda biraraya getiriyor.

2005 yılının kasım ayında yayına başlayan StudiVZ’nin kullanıcı sayısı 2,5 milyonu aştı. Almancanın yanısıra İspanyolca, Fransızca, İtalyanca ve Leh dilinde yayın yapan StudiVZ, 3 Ocak 2007’de Almanya’nın medya alanındaki önemli holdinglerinden Holtzbrink tarafından satın alındı.

StudiVZ kullanıcılarından Nadine.
StudiVZ kullanıcılarından Nadine.Fotoğraf: Juliana Vaz

Qype sitesi, 2006 yılının ilkbaharında, Almanya’nın Hamburg kentinde kuruldu. Qype kullanıcıları, restoran, meyhane, otel gibi mekan tavsiyeleri kaleme alıyorlar. Sitede 2 bini aşkın yerleşim biriminde onbinlerce mekanla ilgili tavsiyeler yer alıyor. Hatta, değerlendirmeler arasında berber ve kreşler de bulunuyor.

Qype kullanıcıları, Kölnlü Silke Geuer’i “Patron” anlamına gelen “Chefin” lakabıyla tanıyor. Silke, tavsiyelerine gelen olumlu yorumların kendisini yeni yazılar kaleme almak için cesaretlendirdiğini belirtiyor.

“Mekanla ilgili kişisel tecrübelerin aktarılması çok önemli. Diğer türlü servis nasıl, fiyatlar ne düzeyde, mekan temiz mi gibi sorulara verilecek karşılıklar yapay kaçabiliyor.”

Z-Punkt piyasa araştırmaları kuruluşundan Willi Schroll, ikinci kuşak web’in teknik ve sosyal yönlerinin eşit ağırlıkta değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.

“Bazen unutulsa da teknik boyutun ikinci kuşak web’in önemli bir unsurunu meydana getirdiğini gözden kaçırmamalıyız. Dolayısıyla ikinci kuşak webi ‘sosyal web’ diye tanımlamak doğru olmaz. Birçok boyutuyla olgunlaşma süreci tamamlandı: Geniş bant teknolojisinin altyapısı tamam. Ağ kültürü oturdu, bir başka deyişle kullanıcı da olgunlaştı. Böylece, bundan 10 yıl önce birinci kuşak web’in geçerli olduğu yıllarda mümkün olmayan uygulamaların da önü açıldı.”