1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İnsan tacirleri, AB genişlemesinden yararlanıyor

Monika Lohmüller16 Şubat 2004

Avrupa Birliği'nin genişlemesi, Avrupa'nın varlıklı ülkelerinde fuhuşa zorlanan kadın sayısını artırdı. Asyalı kadınların yerini giderek daha fazla sayıda Doğu Avrupalı kadınlar alıyor.

https://p.dw.com/p/Aan1
2001 yılından itibaren Almanya'da fuhuşa zorlanan Bulgar kadınlarının sayısında artış oldu
2001 yılından itibaren Almanya'da fuhuşa zorlanan Bulgar kadınlarının sayısında artış olduFotoğraf: Bilderbox

Avrupa Birliği’ne yeni eklenen, Doğu ve Orta Avrupa ülkeleriyle eskiden beri var olan pek çok sorunun da çehresi değişiyor. İnsan tacirlerinin eline düşen ve fuhuşa zorlanan kadınlar, merkezi Wiesbaden’da olan Federal Almanya Suç Dairesi’nin üzerinde çalıştığı konular arasında. Daha önce çoğunlukla Asyalı kadınların zorlandığı fahişelik mesleğinde, bugün insan tacirlerinin, Litvanya’dan, Bulgaristan’dan getirdiği kadınlar bulunuyor.

2002 yılında Almanya Federal Suç Dairesi, insan tacirlerinin eline düşen ve yasadışı fahişeliğe zorlanan 811 kadını ortaya çıkardı.Bu kadınların yüzde 15’i Litvanya uyruklu idi. Suç Dairesi Başkanı Richard Karl Mörbel, şunları söylüyor:

Zengin hayatın cazibesi

“Bu durumun ekonomik gelişmişlik düzeyiyle, Batı’ya yakınlıkla mutlaka ilgisi var. Burası, Ural Dağları’nın ardında evinde oturan bir Rus kadından ziyade, Litvanyalı kadının aklına gelir. Ayrıca Litvanya toplumunun alım gücü de düşük ve güzel, zengin bir hayatın cazibesine kapılıp geliyorlar.”

Federal Suç Dairesi’nin verilerine göre tacirlerin eline düşen 811 kadından 595’i kayıtlı. Kayıtlıların 318’i seyahat amacıyla geldiklerini belirtmişler, 230 kadın ise fahişelik amacıyla geldiğini belirtmiş. 94 kadın fahişelikle ilgili kayıt altına alınırken sorun çıkarmış. 158’i ise bu durumu itiraz etmeden kabullenmiş.

Ortak çalışmalar yapılıyor

Federal Suç Dairesi, bu konudan etkilenen ülkelerin resmi daireleri ve sivil örgütleriyle paralel bir çalışma yürütüyor. Mörbel bu çalışmaların çok fazla bilinmediğini söylüyor.

“Ortak projeler yürüttüğümüz ülkelerin polisleri, avukatları, sivil toplum örgütleri de çalışmanın bir parçası oluyor” diyor Mörbel. İnsan ticaretini görünmeyen zararlara yol açan, haksız fiil kapsamında bir suç olarak tanımlıyor. Kadınlara bunu anlatmanın, mevcut tehlikelerden haberdar etmenin öncelikli önem taşıdığını anlatıyor. Mörbel, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Kadınlara seçenekleri anlatalım"

“Buraya getirilen bazı kadınlar çok para kazanıp, rahat yaşayacaklarını düşünecek kadar saf. Onlara, burada başka işler de olduğunu, mesela ailelerin Au Pair olarak anılan çocuk bakıcıları aradığını, her zaman başka bir seçenekleri olduğunu anlatmak gerek.”

Letonyalı kadınlar azaldı

İnsan tacirlerinin kurbanları yüzde 87 oranında Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinden geliyorlar. Mörbel, yürütülen ortak çalışmalar sonucu, Letonya’dan gelen kadınların sayısında fark edilir bir düşüş yaşandığını söylüyor. Son zamanlarda hızla büyüyen sorunun Bulgaristan’dan getirilen kadınlar olduğunu anlatıyor.

Bulgar insan tacirleri aktif

“2001 yılından itibaren Bulgarlar, Almanya’ya vizesiz giriş yapmaya başladılar. Tam olarak bu tarihten sonra Almanya’da fuhuşa zorlanan Bulgar kadınların sayısında büyük artış gözleniyor. Bulgar insan tacirlerinin Hollanda, Belçika, İngiltere’de de aktif olduğu ortak yürütülen çalışmalarda ortaya çıktı. Geçen yıl Bulgar meslektaşlarımız buradaydı. Onlarla işbirliği yapıp bu durumu değiştirmek için çalışacağız. Benzer bir çalışmayı bu sene Romanya ile de yürüteceğiz.”