1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İnsan haklarına terörizm çelmesi

Joachim Schubert Ankenbauer17 Mart 2004

Cenevre’de biraraya gelen BM İnsan Hakları Komisyonu, devam eden toplantılarında öne çıkan konu terörizmle mücadele bağlamındaki insan hakları ihlalleri oldu. İnsan hakları savunucuları, terörizmle mücadele gerekçesiyle yapılan insan hakları ihlallerini eleştirdiler...

https://p.dw.com/p/AbMD
Cenevre'de BM İnsan Hakları Komisyonu'nun toplantıları devam ediyor
Cenevre'de BM İnsan Hakları Komisyonu'nun toplantıları devam ediyorFotoğraf: AP

Terörizm ve insan hakları konusu bugüne kadar hala kesin bir resmi yaklaşım üzerinde uzlaşılamadığı halde aslında yıllardan beri BM İnsan Hakları Komisyonu‘nun gündeminde. Sorun, genelde terörizmle mücadele bağlamındaki tüm insan hakları ihlallerinin hoşgörülmesi ve hatta bu ihlallerin teröre çare olarak meşru kılınmasından kaynaklanıyor. Yaklaşık 40 örgütü çatısı altında toplayan Alman İnsan Hakları Forumu’nun temsilcisi Theodor Ratgeber şunları söylüyor:

”Şu anda birçok bölgede teröristlerle mücadele bahanesiyle uluslararası hukuk normlarının budandığı ya da örneği Rusya’da yaşandığı gibi ulusal yasaların bile hiçe sayıldığı görülüyor. Bundan önceki dönemlerde ”ayaklanmalara karşı mücadele” ya da ”basına sansür” gibi, sadece olağanüstü hallerde uygulanan özgürlüğü kısıtlayıcı önlemler, bugün gerekçe terörizmle mücadele olunca bir anda meşruiyet kazanabiliyor.”

Terörizm gerekçesi

Rusya, Çeçenistan’da sürdürdüğü mücadelede genelde terörizm gerekçesinin ardına sığınırken, benzeri uygulamalara Özbekistan ve Pakistan’da da rastlamak mümkün. Hatta bazı ülkelerin Cenevre’den terörizmin doğrudan insan hakları ihlali sayılmasını bile talep etmeye niyetli olduğu belirtiliyor. Bu konuda Theodor Ratgeber ”Bu, bence güdülen hedefin sadece ılımlı bir tanımıdır. Aslında amaçlanan, birtakım ülkelerdeki eski hesapların kapanmasını sağlamak ve insan haklarının ihlali olarak gösterilebilecek tüm tasarrufları meşru kılmak” diyor.

Böyle bir formüle AB de kesinlikle karşı çıkıyor. Kaldı ki Cenevre’deki tartışmaları zora koşan sorunların başında ”terörizm” olgusunun tüm taraflarca kabul gören sarih bir tanımının bulunamaması geliyor. İnsan haklarıyla ilgili sivil toplum örgütleri, buna ek olarak terörizm tehdidi bahane gösterilerek vatandaşlık hakları ve özgürlüğün sınırlarının kısıtlanmasından da büyük rahatsızlık duyuyor. Alman Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, güvenlik ve özgürlüğün dengesi olarak tanımladığı bu konuda şunları söylüyor:

”Uluslararası terörizme karşı başarılı olmak istiyorsak, insan haklarını hiçe sayan yöntemlerle değil, insan haklarının sunduğu imkanlarla mücadele etmeliyiz. Çünkü hukukun dışına çıkan her adım, bu adımın doğruluğuna ilişkin kuşuları da birliğinde getirir.”

ABD’nin hukukdışı uygulamaları

İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi insan hakları kuruluşları, böyle hukukdışı adımlara örnek olarak ABD’deki birtakım tasarrufları gösteriyor. Şüpheli kişilerin mahkeme kararı olmaksızın gözaltına alınması, ziyaret hakkının tanınmaması, kamuoyundan gizli sorgulamalar sadece birkaç örnek. Bu arada özellikle Guantanamo’daki esir kampları, tümüyle hukuktan arınmış bir bölge olarak değerlendiriliyor.