1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ILO: Sosyal güvenliğe dikkat!

16 Kasım 2010

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), ekonomik kriz nedeniyle hazırlanan tasarruf programlarında sosyal güvenlikte kısıntıya gidilmesine karşı uyardı. Raporda sosyal güvenliğin siyasi istikrar için önemine dikkat çekildi.

https://p.dw.com/p/QAoY
Fotoğraf: AP

Küresel mali ve ekonomik kriz, başta zengin ülkeler olmak üzere dünyanın dört bir yanında bütçelerin kısılmasına, kemerlerin sıkılmasına yol açtı. Özellikle de sanayi ülkeleri, tasarrufa cömert sosyal güvenlik harcamalarından başladı.

Logo ILO International Labor Organization
Fotoğraf: AP GraphicsBank

BM’ye bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ilk kez yayınladığı Sosyal Güvenlik Raporu’nda ise bu politikanın tehlikelerine dikkat çekiliyor. Raporda, tüm vatandaşları kapsayan bir güvenlik ağının ekonomik ve siyasi istikrar açısından yararlarına dikkat çekiliyor. Uluslararası Çalışma Örgütü Sosyal Güvenlik Birimi Yöneticisi Michael Cichon, "“Sosyal güvenlik sistemleri, yoksulluk ve eşitsizliğe karşı mücadelede toplumlarımızın elindeki en güçlü araçlardır. Bu şekilde insanlara çok erken yaşlarda yatırım yapılarak gelecekteki istihdam şansları da sağlanır. İkinci bir nokta, sosyal güvenlik sistemleri ya da sosyal transferler, küreselleşmeye insanî bir çehre kazandıran en somut araçlardır” diye konuştu.

'Siyasi huzursuzluklar doğabilir'

Ancak dünya çapında gerçek anlamda kapsamlı bir sosyal güvenliğe, yani uygun bir emekli maaşı, tıbbî bakım olanaklarına erişim ve işsizlik sigortasına sahip insanların oranı sadece yüzde 20. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün raporunda tıbbî bakım masraflarındaki patlamanın aileleri mali bir felakete sürükleyebileceğine dikkat çekiliyor. Örgüt'ün sosyal koruma bölümü yöneticisi Assane Diop, sosyal güvenlikte yapılacak kısıntıların, insanları yoksulluğa sürükleyerek siyasi huzursuzluklara yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Bu tür huzursuzlukları şimdiden gözlediklerini belirten Diop, "Örneğin sosyal güvenliğin masrafları ile ilgili tartışmaların yaşandığı gelişmiş ülkelerde bu huzursuzluğa tanık oluyoruz. Düşük ücretli işçilere özel önem veriyoruz. Bazıları emekli olduklarında o kadar düşük bir maaş alıyor ki, geçinebilmeleri, ayakta kalabilmeleri çok zor” dedi.

Uluslararası Çalışma Örgütü buna rağmen herşeyin aynen olduğu gibi kalamayacağını da kabul ediyor ve en tartışmalı konulardan emeklilik yaşı konusuna girmekten de çekinmiyor. Michael Cichon, özellikle de düşük doğum oranları ve yaşlanan nüfusa sahip Batı Avrupa'da değişimin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor:

“1950 yılında Avrupa'da insanlar ortalama 40 yıl çalıştıktan sonra emekli olur ve 10 yıl emekli olarak yaşardı. Bugün pekçok kişi 40 yıldan çok daha az, örneğin 35 yıl çalışıyor ve 17 yıl emekli maaşı alıyor. Yani temelde çalışılarak geçirilen zamanla emeklilik süresi arasındaki oran çok büyük ölçüde değişti.”

ILO çalışanları greve hazırlanıyor

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün sosyal güvenlik ile ilgili bu ilk raporunun yayınlandığı gün, ironik bir şekilde teşkilatın kendi çalışanları ise grev kararı almak üzere toplandı. Elemanları, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün kısa süreli sözleşmeler imzalama uygulamasını eleştirerek bunun iş güvencesini zedelediğini savunuyorlar. Sendika bu sözleşmelerle sosyal güvencenin en önemli iki ayağını, emeklilik ve sağlık sigortasına erişim hakkını sınırladığını savunuyor.


© Deutsche Welle Türkçe


Çeviren: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ayhan Şimşek