1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İklim ve uçakların kâbusu: Kül

16 Nisan 2010

Kül bulutları hem uçakları hem de iklimi tehdit ediyor. Uzmanlar kül parçacıklarının uçakların düşmesine neden olabileceği konusunda uyarırken, kül bulutlarının iklim değişimine de yol açabileceği belirtiliyor.

https://p.dw.com/p/MyKP
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Alman Pilotlar Birliği Cocpit’e göre, volkan patlamaları sonucunda havada oluşan kül bulutları hava trafiği açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Cocpit, kül bulutlarının uçakların motorlarını devre dışı bırakabileceği uyarısında bulundu. Cocpit’ten yapılan açıklamada, motorların çalışması için gereken kerosinin (uçak yakıtı) yanması esnasında oksijene ihtiyaç duyulduğu ve kül bulutlarındaki oksijen miktarının motorların çalışabilmesi için yeterli olmadığı belirtildi.

Geçmişte de kül bulutlarının seyir halindeki uçakların motorlarını devre dışı bıraktığı durumlar oldu. 80’li yıllarda Endonezya ve Alaska üzerinde seyreden Boeing 747 tipi iki uçak kül bulutlarının içerisinde seyrederken motorlarının tamamı çalışamaz duruma geldi. Ancak kül bulutlarının içinden planör uçuşuyla (motorsuz uçuş) çıkmayı başaran pilotlar, motorların yeniden çalıştırarak güvenli bir şekilde iniş yapabildi.

Motorlar kumla test ediliyor

Münihli uçak motoru üreticisi MTU Aero Engines’e göre, kül bulutlarının uçaklarda kalıcı mekanik arızalara yol açması ihtimali düşük. Şirket sözcüsü Odilo Mühlin’e göre, uçak motorlarının standart testlerinin kumla yapıldığını belirterek, motorların normal şartlar altında kül parçacıkları yüzünden bozulması imkânsız.

Ancak kül, uçağın aerodinamiğini (havadaki hareket ve dengesini) etkileyebiliyor. Alman Pilotlar Birliği Sözcüsü Jörg Handwerg, kül parçacıklarının uçağın yüzeyine ince bir film tabakası halinde yapışabileceğini, bunun da uçağın aerodinamik dengesini olumsuz etkileyebileceğini kaydediyor. Handwerg, ince film tabakasının ancak kül parçacıklarının sıcak olması durumunda oluşabileceğini vurguluyor.

Zımpara etkisi

Kül parçacıklarının uçaklar için yol açabileceği etkilerden bir diğeriyse, hareket halindeki küllerin uçağın camlarına çarpıp görüşü engelle ihtimali. Uzmanlara göre bu parçacıkların çarpması “zımpara” etkisine yol açarak camların yüzeyine zarar verebilir. Ayrıca uçağın hız ve yükseklik ölçüm cihazları da kül parçacıkları yüzünden devre dışı kalabilir.

Alman volkan bilimci Bernd Zimanowski, kül yoğunluğunun fazla olmadığı yanardağ bulutlarının insan sağlığı için zararlı olmadığını belirtiyor. Ancak Şili Santiago Üniversitesi jeologlarının yaptıkları bir araştırma sonucunda yanardağ külleri içinde bazı zararlı mineral parçacıkları bulunduğu ve bu parçacıkların da akciğerlere yerleşerek kanserojen etki yaratabileceği tespit edilmiş.

İklim değişebilir

Yanardağ bulutlarının hava durumuna etkisiyse yadsınamıyor. Meteorologlar, güçlü bir volkan patlamasının küresel iklimde seneler süren bir değişime yol açabileceğini belirtiyor. Zira kül bulutları yerküreyi sararak hava akımlarını değiştirebiliyor.

Ancak bunda en etkili faktör, yanardağ patlamasıyla havaya salınan kükürt oranı. Atmosferde bu kükürt parçacıkları sülfürik asit damlacıklarına dönüşerek yeryüzüne vuran güneş ışınlarında saçılmaya ve ışınların yeniden uzaya geri yansımasına neden oluyor. Bunun sonucu da yerkürenin ortalama sıcaklığında düşüş meydana geliyor. Uzmanlara göre, bu güçlü sülfürik asit parçacıkları stratosferde asılı kalıyor ve yol açtığı iklim değişikliği de kısa sürede aşılamıyor.

© Deutsche Welle Türkçe


MK/NH (dpa, afpd)