1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

240210 Todesstrafe Weltkongress

24 Şubat 2010

Cenevre'de dördüncüsü düzenlenen İdam Cezasına Karşı Dünya Kongresi’nde, idam cezasının dünya genelinde kaldırılması tartışılıyor. AB Dönem Başkanı İspanya, bu yönde uluslararası bir komisyon kurulmasını istiyor.

https://p.dw.com/p/M9zz
Fotoğraf: BilderBox

İnsan hakları örgütleri ve birçok uluslararası kurum, yıllardır idam cezasına karşı mücadele ediyor. 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve diğer uluslararası sözleşmeler, pek çok ülkede idam cezasının kaldırılmasına vesile oldu. 141 ülke uygulamaya tamamen son verirken, 93 ülke uygulamayı kısmen kaldırdı.

Ancak 51 ülke ve beş bölgede idam cezası yürürlükte. Geçen yıl idam cezasının en fazla uygulandığı ülkeler, Çin, İran, Suudi Arabistan, Kuzey Kore ve ABD oldu. Cenevre'deki "İdam Cezasına Karşı Dünya Kongresi"’nde bir araya gelen binden fazla insan hakları savunucusu sesini duyurmaya çalışıyor.

Avrupa Birliği de bu yöndeki çabalara öncülük etmek istiyor. Cenevre’deki kongreye katılan AB Dönem Başkanı İspanya’nın Başbakanı Jose Luis Rodrigez Zapatero, idam cezasının dünya genelinde kaldırılması yönünde bir moratoryum oluşturulması için uluslararası bir komisyon kurmak istediklerini söyledi.

Jose Luis Rodriguez Zapatero
İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez ZapateroFotoğraf: AP

İtalya öncülük etti

İtalya’nın BM nezdindeki daimi temsilcisi Büyükelçi Laura Mirachian ise ülkesinin yaklaşık 200 yıldır idam cezasının kaldırılması yönündeki uluslararası hareketin öncülüğünü yaptığını hatırlattı. Mirachian, “İtalya’da idam cezasının kaldırılması çok eskilere dayanır ve kültürümüzü temelli yerleşmiştir. Bu tutum 18’inci yüzyıla kadar gidiyor. Toskana, 1786 savaşı sırasında, idam cezasını ilk kaldıran bölge olmuştu“ dedi.

Modern İtalyan devleti, bu uygulamayı ilk kez 1948 yılında yürürlüğe soktu. Aynı yıl BM Genel Kurulu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni kabul etti. Beyanname, idam cezasıyla mücadelede uluslararası hukuka ilişkin prensipleri ilk kez belirleyen bildiri olarak değerlendirildi.

Bu, İnsan Hakları Beyannamesi’nde açıkça belirtilmemişti, ancak Beyanname'nin 3'üncü maddesi, herkesin yaşama hakkına sahip olduğunu öngörüyor ve hiç kimsenin insanlık dışı ve aşağılayıcı cezalara tabii kılınamayacağını içeriyor.

1980 sonrası

Beyanname’nin kabulünden sonraki 20 yıl içinde, sadece 1949 yılında kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti idam cezasından vazgeçti. BM, 1966 yılında kabul edilen Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin ardından, tüm üye ülkelerden, idam cezasını kaldırılmasını ya da bu cezanın sadece ağır suçlarda verilmesini açıkça talep etti.

İdam cezasının kaldırılması için onlarca yıldır mücadele eden Sen Edigio adlı İtalyan cemaatinden Mario Morazzitti ise sözleşmenin kabul edildiği 1966 yılından bu yana durumun çok az değiştiğini belirterek70’li yıllara kadar sadece 23 ülkenin idam cezasını kaldırdığına dikkat çekti.

Ancak 1980 yılından bu yana, 192 BM üyesi arasında idam cezasının kaldırılması yönünde belirgin bir eğilim göze çarpıyor. Morazzitti, “Son 30 yılda büyük bir değişim yaşandı. Avrupa, idam cezasının uygulanmadığı ilk kıta oldu“ diyor.

Çin ve ABD engeli

Avrupa devletleri İtalya öncülüğünde harekete geçerek Cenevre’deki BM İnsan Hakları Komisyonu ve New York’taki Genel Kurul kararları aracılığıyla idam cezasının yasaklanmasını uluslararası norm haline getirmeye çalıştı. Ancak karar taslağı, 1998 yılında Çin ve ABD gibi süper güçlerin karşı koyması ve Afrika ve Asya’daki çoğu eski Avrupa sömürgesinin isteksizliği nedeniyle başarısızlığa uğradı.

Genel Kurul, sonunda 2007 yılında idam cezasının kaldırılmasını öngören kararı kabul etti. Kararda, bu cezanın verilmesi ve uygulanmasının devletlerin iç işleri ve hukuki düzenleriyle ilgili olmadığı, aksine bunun evrensel alanda kabul görmüş bir insan hakları konusu olduğu açıkça belirtildi.

© Deutsche Welle Türkçe

Andreas Zumach / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Ahmet Günaltay