1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Hamas'ın Kalkilya'da siyaset sınavı

Peter Phillip / DW8 Haziran 2005

İsrail’in güvenlik duvarıyla çevrelediği kentleden biri olan Kalkilya’da belediye başkanlığının Hamas’ın elinde olması bölgeyle ilgili tedirginlik yaratıyor. Hamas’ın Kalkilya halkının yaşam şartlarını iyileştirmesi için İsrail makamlarıyla temasa geçmesi gerekiyor...

https://p.dw.com/p/Aant
Radikal Hamas yerel seçimlerde büyük başarı sağlamıştı
Radikal Hamas yerel seçimlerde büyük başarı sağlamıştıFotoğraf: AP

Hamas örgütü bir yandan İsrail hedeflerine karşı saldırıları sürdürürken, diğer yandan Filistin bölgelerindeki siyasi etkisini giderek artırıyor. Örgüt başlangıçta 17 Temmuz’da yapılması planlanan Filistin meclis seçimlerine katılma kararı aldıktan sonra taraftarlarının sayısı daha da arttı.

Ancak Hamas’ın demokratik belediye seçimlerindeki başarıları ve engellenemeyen yükselişi yeni strateji arayışlarını da beraberinde getirdi. İsrail’de ılımlı çevreler, Hamas’ın siyasete çekilerek şiddetten uzaklaştırılabileceğini umuyor. Diğer yandan, Hamas’ın da İsrail ile iyi geçinmesini zorunlu kılan durumlar var. Buna en iyi örnek Kalkilya şehri.

İsrail güvenlik duvarıyla çevrili küçük bir Filistin şehri olan Kalkilya’nın belediye başkanı, seçimle işbaşına gelmiş bir Hamas üyesi. Daha da ilginci, kendisi İsrail’de hapiste olduğu için yerine başka bir Hamas üyesi politikacı vekalet ediyor. Amerikan ve Avrupalı diplomatlar da Kalkilya belediye temsilcileriyle görüşmekten kaçınmıyor.

Şehrin dış dünyayla bağlantısı yok

Temmuz ayında tahliye edilmesi beklenen Vayi Kavas, belediye başkanlığına seçilmişti. Kavas, Filistin’de değil de İsrail’de hapsedildiği için sabıkalı ya da suçlu değil, kahraman sayılıyor. Yani, radikal dinci Hamas adına katıldığı seçimi açık farkla kazanmasını İsrail’de mahkum edilmesine borçlu. Batı Şeria’da bir Hamas adayının seçim kazanması sürpriz sayılsa da Kalkiya her şeyiyle farklı bir kent. 45 bin nüfuslu Kalkilya, İsrail güvenlik duvarıyla kuşatılmış, başta İsrail olmak üzere dış dünyayla bağlantısı tamamen kesilmiş durumda.

Hamas adayının belediye başkanlığına seçilmesi, İsrail’in bu uygulamasını protesto amacı taşıyordu. Ama bu protesto eylemi Kalkilyalılar’ın durumunu daha da zorlaştırdı. Çünkü Hamas, İsrail’i tanımıyor ve bu devletin yaşama hakkı olmadığını savunuyor. Kanlı terör eylemleriyle de bu hedefe ulaşmaya çalışıyor. Filistinliler’in İsrail’i can düşmanı ilan edenlere sempati duyması, İsrail - Filistin ilişkilerinin normalleşmesini zorlaştırmaz mı? Bu işin teorik yönü.

Pratikte ise Belediye Başkanı Kavas ve yardımcısı El Masri’nin, Kalkilya’nın hayat şartlarını düzeltebilmek için İsrail makamlarıyla asgari düzeyde de olsa ilişki kurmaları şart. İsrail yönetimi de hür seçimle işbaşına gelmiş Hamas kadrolarını tanımamanın Filistin seçimlerini hiçe saymak anlamına geleceğini kavramışa benziyor. Hükümetlerinin Hamas’ı terör örgütü listesine dahil etmiş olmalarına rağmen Amerikan ve İngiliz diplomatik temsilcileri de Kalkilya belediyesiyle görüşüyorlar.

Hamas yumuşayabilir mi?

İyimser kanaat, Hamas’ın siyasi sorumluluğa ortak edilmesinin örgütü değiştirip yumuşatabileceğini düşünüyor. Buna dair henüz herhangi bir işaret yok. Ama Kalkilya örneği diğer İslam ülkelerinde de var. Şii Hizbullah milisi Lübnan’ın kinci siyasi gücü konumuna geldi. Mısır’daki Müslüman Kardeşler örgütü de Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’e şiddete değil, siyasi yöntemlere başvurarak muhalefet ediyor.

Dinci grupların siyasi meşruiyete kavuşturulmasının onları radikal özelliklerden arındırabileceğini eski Ürdün Kralı Hüseyin kanıtlamıştı. Ürdün’deki seçimlere katılmalarına izin verilen bu gruplar ilk oylamada başarılı olmuş, ama siyasi ortamdaki imkanlarının kısıtlı olduğunun anlaşılması daha sonraki seçimlerde onlara oy kaybettirmişti.

Bunun tam tersi ise Cezayir’de yaşandı. İslami Selamet Cephesi ilk tur meclis seçimlerini kazanınca Genelkurmay, İslamcılar’ın iktidarı ele geçirecekleri korkusuyla ikinci tur oylamayı iptal ettirmişti. Bunun üzerine patlak veren uzun iç savaş sırasında da yüzbinlerce Cezayirli ölmüştü.