Halk yönetimlere güvenmiyor

ABD menşeili tanınmış araştırma kuruluşu Gallup, yolsuzluk konusunda 101 ülkeyi kapsayan bir araştırma yaptı. Ankete katılanlara, kendi ülkelerinde yolsuzluğun hangi düzeyde olduğu soruldu. Araştırma sonuçlarına göre, Finlandiya yönetimi, vatandaşlarınca yolsuzluğun en asgari düzeyde olduğuna inanılan ve özgürlükler konusunda en çok güven duyulan ülke olarak listenin en başında yer aldı. Listenin sonunda ise Litvanya bulunuyor. Almanya ise bu sıralamada Afganistan ve Brezilya’dan daha kötü bir konumda. Almanya 48. olurken, Türkiye de listede Portekiz ve Srilanka’dan sonra 64. sırada.

Gallup’un ‘algılanan yolsuzluk’ araştırması’dünya genelinde yapılmış bu yöndeki çalışmaların en kapsamlısı. Ankete 100’ün üzerinde ülkeden binden fazla yetişkine, “Yaşadığınız ülkede devlet kadrolarındaki yolsuzluk kadar yagın ve bunun ekonomiye yansıması ne ölçüde?” sorusu yöneltildi. Listede yer alan ülkelerin vatandaşlarının nerdeyse dörtte üçü bu soruya “Ülkemde yolsuzluğun yaygın olduğuna inanıyorum,” yanıtını verdi. Gallup’un anketi, insanların yolsuzluğu algılamalarının bir yansıması olması açısından önemli. Açıklanan sonuçlara göre, listede yer alan 101 ülkenin nerdeyse dörtte üçünde yolsuzluk yapıldığına inanılıyor. ‘Gallup Yolsuzluk Endeksi’ adı altında yayımlanan raporda ayrıca, insanların ne düzeyde özgür olduklarına inanmalarıyla devlete olan güven arasında da doğru orantı var.

Güven sarsılıyor

Birçok fakir ve gelişmekte ülkenin kalkınmasının önündeki en büyük engel yolsuzluk. Özellikle iletişim teknolojilerinin geliştirilememesi, kalkınmakta olan ülkeler için borçlarda indirime gidilememesi ya da küreselleşmenin ekonomiye olumsuz yansıması, yolsuzluğun bu ülkelerde yol açtığı temel sonuçlar. Siyasi ve buna bağlı olarak bu ülkelerde hüküm süren ekonomik belirsizlik, kalkınmakta olan ülkelere yapılacak yabancı yatırımların da önünü kesiyor. Ancak uzmanlara göre yolsuzluk en çok o ülkede yaşayan vatandaşların belini büküyor. İnsanların, kendi yönetimlerine olan güveni sarsılıyor. Yolsuzluk, kişilerin, zor görevlerin üstesinden gelme isteğini köreltirken, kurumsal girişimlerle, sivil toplum örgütlenmesi ihtimalini düşürüyor. Uzmanlar, yolsuzluğun en önemli sonucunun, insanların kendi kaderlerini kendilerinin tayin edemeyeceği duygusu olduğunu savunuyor.

Uzmanlar, son yıllarda yolsuzlukla mücadele kapsamında sürdürülen uluslararası girişimlerin olumlu sonuçlar doğurduğunu belirtseler de, tek başına yapılacak hiçbir eylemin yeterli gelmeyeceği ve bunun sınırlı bir ilerlemenin ötesine geçemeyeceği üzerinde duruyor. Var olan yolsuzlukların sadece hükümetlerin çalışma biçiminin revize edilmesiyle sağlanamayacağı ancak politikalarda yapılacak değişikliklerle yolsuzlukla mücadelede önemli aşamalar kaydedilebileceği ileri sürülüyor.