1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Göçmene, ‘istenmiyorsun’ mesajı veriliyor”

Jülide Danışman1 Eylül 2008

Almanya’da vatandaşlığa geçmek isteyenler, bugünden itibaren bir teste tabi tutulacak. Federal Almanya Yabancılar Meclisi Başkanı Avukat Memet Kılıç, test ile göçmenlere “sizi istemiyoruz” mesajının verildiğini söyledi.

https://p.dw.com/p/F8I0
Almanya'da vatandaş adayları bugünden itibaren teste tabi tutuluyor
Almanya'da vatandaş adayları bugünden itibaren teste tabi tutuluyorFotoğraf: picture-alliance / dpa/dpaweb

Almanya kaç eyaletten oluşuyor? Alman devleti sosyal sigorta harcamalarını hangi kaynaktan karşılar? Alman milli marşının girişi nasıldır? Almanya’nın tarihi, sosyal ve siyasi yapısına ilişkin buna benzer sorular, bugünden itibaren uygulamaya giren vatandaşlık testinde yer alıyor. Alman vatandaşlığına geçmek isteyen göçmenlerin, testteki 33 sorudan en az 17’sine doğru cevap vermesi gerekiyor. İktidardaki Hristiyan Birlik Partileri testi savunsa da, teste yönelik eleştiriler sürüyor. Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti İçişleri Uzmanı Sebastian Edathy, testin çok sayıda eksiği olduğunu belirterek, 72 maddelik bir listeyi İçişleri Bakanlığı’na sundu. Vatandaşlık testi yüzünden, Alman vatandaşlığına geçenlerin sayısının daha da düşeceği tahmin ediliyor. Federal Almanya Göç ve Uyum Dairesi’nin verilerine göre, 2000 yılında yaklaşık 187 bin göçmen Alman vatandaşlığına geçerken, bu sayı 2007 yılında 113 bine düştü. Alman vatandaşlığına geçenlerin dörtte birini ise Türkler oluşturuyor. Testi eleştirenler arasında Federal Almanya Yabancılar Meclisi Başkanı Avukat Memet Kılıç da bulunuyor. Radyo Deutsche Welle'nin sorularını yanıtlayan Kılıç’a göre, Almanya bu test ile göçmenlerin vatandaşlığa geçişini engellemeyi hedefliyor.

- DW: Bugün (1 Eylül) uygulanmaya başlanılan vatandaşlık testini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Memet Kılıç: Bir ülkenin kişileri kendi vatandaşlığına alırken belli ön koşullar sunması son derece doğaldır. Ancak bu önkoşulları hangi nedenle sunduğu önemlidir. Ben tarihsel bir bakış açısıyla şunu söyleyebilirim: Almanya’nın bu önkoşulları, göçmenlerin Alman vatandaşlığına geçişini engelleme amaçlı olarak getirdiğini düşünüyorum. Çünkü 1993 yılından bu yana sürekli olarak Alman vatandaşlığına geçiş zorlaştırılmaktadır. Daha önce nitelikli dil bilgisi arandı, şimdi ise entelektüel bir yetenek aranmaktadır. Bu da gösteriyor ki, vatandaşlığa geçişleri azaltmak istiyor ve bunun için de sadece entelektüel birikimi olan kişileri almak için bir atılım gerçekleştiriyor. Bunu üzüntüyle karşılıyorum.

DW: Sizce Alman vatandaşlığına geçmek isteyen göçmenler için bu testin caydırıcı bir niteliği var mı?

Memet Kılıç
: Benim hayatım sınavlarla geçti. Her sınav korkutur. Onun bu test denen mesele, insanları baştan caydırmaya yönelik. İkincisi sorular itibariyle, sadece entelektüel yeteneği olan kişilerin başarılı olabileceği şekilde düzenlenmiştir. Hem caydırıcılık, hem de eleme yönünde önemli bir adım atılmıştır. Avrupa Birliği’nin tamamında son dönemde ortaya çıkan bir tavırdır bu, yani göçmenleri, özellikle de nitelikli olmayan göçmenleri dışlayan bir tavırdır. Nitelikli göçmenleri ise ülkelerinden çalmaya yönelik operasyonların bir parçasıdır. Bu çok üzücüdür. Tarihe bakıldığında, Almanya’da vatandaşlığa geçiş hakkı Mölln ve Solingen gibi facialardan sonra ortaya çıkmıştır. Dünyaya karşı Almanya imajını kurtarma istikametine gitmiştir. Ama şimdi öyle gözüküyor ki, Almanya kurtardığı imajından memnun, bunun zedelenmeyeceğini de düşünerek, artık göçmenleri vatandaşlığa almak istememektedir. Bu atılımların dünyaya da duyurulması gerekir. Biz Almanya Yabancılar Meclisleri Birliği olarak her uluslar arası platformda gündeme getireceğiz. Önümüzdeki ay Varşova’da bir Avrupa Güvenlik ve İşbirliği toplantısı var. Ben orada, aile birleşimi ile birlikte bu konuyu da gündeme getireceğim.

DW: Siz Almanya’nın imajından söz ettiniz. Birleşmiş Milletler’in ilgili komisyonu, Almanya’yı eleştirerek, vatandaşlık testinin ayrımcılığa yol açabileceğini bildirmişti. Sizce bu test Almanya’nın imajını nasıl etkiliyor?

Memet Kılıç:
Almanya kendi sınırları içinde kaldığı sürece göçmenlerin çektikleri ıstıraptan hiçbir şekilde etkilenmeyen bir memlekettir. Ama uluslar arası platformlarda son derece hassas bir ülkedir. O nedenle, bu göç politikalarındaki sertleştirmeleri engellemenin tek çaresi bana göre, uluslar arası platformlarda bu garipliklerin dile getirilmesidir. Ancak Almanya’da akıllı bir politika izliyor. Önce diğer memleketleri bu konuda harekete geçiriyor. Örneğin, Avusturya, Fransa, Hollanda… Onlar önce adım atıyorlar, sonra Almanya diyor ki, biz onların peşine takıldık, gittik diyor. Uluslar arası platformlarda da bunu dile getiriyorlar. Avrupa Komisyonu ne zaman olumlu bir yönerge önerisi getirse, buna ilk freni koyan her zaman Almanya olmuştur.