1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Geri dönen cihatçı hakim karşısında

3 Mayıs 2016

Suriye’de öldürülen insanların kesik kafalarıyla poz veren 21 yaşındaki Aria L.‘nin yargılanmasına Frankfurt’ta başlandı. Sanık Almanya’da savaş suçu işlediği gerekçesiyle hakim karşısına çıkıyor.

https://p.dw.com/p/1Ih3K
Fotoğraf: Getty Images/H. Foerster

Almanya'da ilk kez cihat amacıyla Suriye'ye gidip geri dönen bir kişi savaş suçu kapsamında hakim karşısına çıkıyor. İddianamede, Alman vatandaşı Aria L.‘nin İslamcı milislere katılmak amacıyla 2014 yılında Suriye'ye seyahat ettiği, silah eğitimi aldığı ve Esad rejimine karşı yürütülen silahlı mücadeleye katıldığı belirtiliyor. İddianamede yer alan suçlamalar tek bir olay üzerine yoğunlaşıyor. Bugün 21 yaşında olan sanığın Nisan 2014'te öldürülen iki kişinin kesik kafalarıyla poz verdiği ve bu fotoğrafı da Facebook hesabı üzerinden paylaştığı belirtiliyor. İddianamede öldürülen kişilerin kafalarının metal direklere bağlanarak bir zafer olarak sunulduğu da anlatılıyor.

İşte bu olayı gerekçe gösteren Frankfurt Başsavcılığı, “Aria L.'nin uluslararası yasalara göre korunmaya muhtaç kişilere aşağılayıcı ve küçük düşürücü muamelede bulunduğu” suçlamasını yöneltti. Sanığın yargılanmasına da bugün Frankfurt Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde başlandı.

Fotoğrafı Facebook'tan paylaşmış

Sanık hakkında kamuoyu çok fazla bilgiye sahip değil. Basında Aria L.‘nin Ren- Main bölgesinde Selefi çevrelerde radikalleştiğine ilişkin haberler yer almıştı. Haberlere göre, sanık önce Mekke'ye Hac ziyareti gerçekleştirdi, ardından yeni bir isim aldı ve cihat amacıyla da Suriye'ye gitti. Bu, yabancı cihatçılarla ilgili bilindik bir hikaye.

Şiddet Önleme Ağı'ndan Thomas Mücke, Selefi çevrelerde gençlerin suistimal edilmesinin yaygın bir anlayış olduğunu ifade ediyor. Çocukları radikalleşen ebeveynlere destek olan bu ağ, Suriye'den geri dönenlerle birlikte çalışıyor. Genellikle aynı yaş grubundaki arkadaş çevrelerinden cihatçı toplandığına işaret eden Mücke, “Bu gençler genellikle tutum, yönelim ve sosyalleşme arayışı içinde. Ve aradıklarının tümünü aşırılarda bulduklarına inanıyorlar“ dedi. İç savaşa katıldıklarında da büyük bir gerçeklik şoku yaşadıklarını sözlerini ekleyen Mücke, bu gençlerin genellikle baskıya itaat ettiklerini belirtiyor. Mücke, “Suriye'ye ağır şiddet eylemleri gerçekleştirenler aslında oraya gitmeden önce şiddete ve kanlı eylemlere hazırlar“ diye konuştu.

Suriye'den geri dönenlerle ilgili geniş çaplı bir soruşturma süreci başlatıldı
Suriye'den geri dönenlerle ilgili geniş çaplı bir soruşturma süreci başlatıldıFotoğraf: picture alliance/AP Photo/Raqqa Media Center

Elleri kana bulaştı mı?

Başsavcı Peter Frank ise geri dönenler arasında eli kana bulaşanları kanıtlamanın zor olduğuna dikkat çekti. Frank, Suriye'deki savaş bölgesinden kanıt toplamanın büyük bir sorun olduğunu belirtti. Öte yandan Başsavcılığın dört birimi, ağırlıklı olarak Suriye'deki Alman cihatçıları takip ediyor. Dolayısıyla bu yıl içinde geri dönenlerle ilgili çok sayıda dava açılması bekleniyor. Başsavcılığın verilerine göre şu anda yaklaşık 200 kişiyle ilgili 130 tane soruşturma yürütülüyor. Vakaların da daha çok terör örgütü üyeliği ve destekçiliğiyle ilgili olduğu belirtiliyor. Federal Emniyet Teşkilatı da savaş suçu kapsamında 13 soruşturma yürütüyor.

Yeni davalar bekleniyor

“Eğer savaş suçu işlendiğine dair işaretler varsa, Alman yargısı mutlaka harekete geçmeli“ diyen Berlinli devletler hukuku uzmanı Christian Tomuschat, suçlanan kişilerin Alman olup olmadığı ve suçun nerede işlendiğinden bağımsız olarak mutlaka soruşturma açılması gerektiğini ifade etti. Afrika'daki savaş suçları nedeniyle bu tür vakaların Alman hukukçular için yeni olmadığını belirten Tomuschat, bu soruşturmaların zahmetli ve zor olduğuna da işaret etti. Hukukçu Tomuschat, soruşturma kapsamının kişi zaman yargıyı aştığını ve tanıkların Almanya'ya getirilmeleri, tercüman bulunması ve otel ayarlanması gerektiğini söyledi.

Christian Tomuschat, 2015'te Almanya‘ya döndükten sonra özel birlikler tarafından yakalanan ve daha sonra tutuklanan Aria L.‘ye karşı açılan davayı ise kayda değer bir adım olarak nitelendiriyor. Devletler hukuku uzmanı Tomuschat, sanığın kesik kafalarla poz vermesinin savaş suçu kapsamına girip girmeyeceğinin ise yapılacak hukuku değerlendirmeye bağlı olduğunu dile getirdi. Tomuschat buna da mahkemenin karar vereceğini vurguladı.

© Deutsche Welle Türkçe

Alexandra von Nahmen