1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

G20'nin Türkiye için önemi

19 Haziran 2012

Türkiye, Meksika'da düzenlenen G20 Zirvesi'nde dünyanın büyük siyasî ve ekonomik güçleriyle aynı masayı paylaşıyor. G20’nin Türkiye için önemini uzmanlarla konuştuk.

https://p.dw.com/p/15HY9
Fotoğraf: Reuters

Dünyanın en büyük 17. ekonomisi olan Türkiye, 2023 yılında en büyük 10 ekonomi arasına girmeyi ve küresel bir aktör olmayı hedefliyor. G20 içerisinde daha aktif bir rol üstlenmeyi amaçlayan Türkiye, 2015 yılında G20 dönem başkanlığını üstlenecek ve liderler zirvesine ev sahipliği yapacak.

ODTÜ öğretim üyesi Profesör Hüseyin Bağcı'ya göre, son yıllarda küresel siyasî ve ekonomik sorunlara tek başlarına çözüm getiremeyen en gelişmiş 8 ülke, (G8'ler), artık ellerindeki gücü G20 platformuyla paylaşıyor, sorumluluğu dağıtıyor. Bu da Türkiye için yeni fırsatlar sağlıyor.

Bağcı, "Ben Türkiye’nin son yıllarda bölgesel ve küresel anlamda bir küresel oyuncu hale geldiğini görüyorum… Şimdi bundan sonra da Türkiye'nin, G20 lerle birlikte dünyanın daha iyi yönetilmesi için, ulusal ve uluslararası alanda özellikle dünyanın sorunlarını çözebilmek için bir aracı değil ama doğrudan doğruya bir oyuncu olarak gündeme gelmesi, önümüzde yıllarda da devam edecek gibi gözüküyor" şeklinde konuşuyor.

'Türkiye daha fazla aktif olmaya çalışıyor'

AB tam üyelik süreci donma noktasına gelen Türkiye’nin son yıllarda dış politikada farklı açılımlara yönelmesi dikkat çekiyor. G20’ler içiresinde daha fazla aktif olmaya çalışan Türkiye, Afrika Birliği, Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi platformlarda da etkisini artırmaya çalışıyor. Son olarak Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) bu aybaşında Türkiye’yi “diyalog ortağı” olarak kabul etmesi, Türk dış politikasının çok yönlü arayışlarını ortaya koyuyor.

3. Internationaler Studien Kongress der West Thrakischen Türken
ODTÜ öğretim üyesi Profesör Hüseyin BağcıFotoğraf: DW/ Georgios Pappas

Prof. Dr. Hüseyin Bağcı’ya göre bu politika ve arayışlar AB üyelik hedefine alternatif değil: “Türkiye’nin başta Afrika olmak üzere, Asya’ya, Latin Amerika’ya dünyanın diğer bölgelerine açılmaya başlaması, Türkiye’nin zenginleşmesiyle, siyasal istikrarıyla ve AB ile 2005'ten beri başlamış olduğu müzakerelerle ilgili… Türkiye, ekonomik ve siyasî anlamda Batı ile birlikte hareket etmektedir. Batı’nın bütün siyasi ve ekonomik kurumlarına yer almaktadır. NATO gibi güvenlik kurumlarında yer almaktadır. Türkiye, hem ekonomik anlamda hem de askeri anlamda, zenginleşme anlamında bölgesel bir güç. O açıdan bakıldığında Türkiye’nin kendi başına bir düzen kurucu ülke olmadığı görülmektedir. Ama Batı ile birlikte hareket eden, dünyanın yeniden yapılanmasında, düzenlenmesinde, G20'lerin de güçlenmesiyle, daha fazla sorumluluk alan bir ülke konumuna geldi.”

'Demokratikleşme örneği'

Dünya siyasetinde ve G8'lerin Türkiye'ye yönelik artan ilgisinde, Türkiye'nin Arap ve İslam dünyası için bir demokratikleşme ve kalkınma örneği olarak görülmesinin de payı büyük. Dış politika uzmanı, gazeteci yazar Semih İdiz’e göre, Türkiye’nin bu özelliğini muhafaza edebilmesi, demokratikleşme alanında adımlar atmasına bağlı.

İdiz, “Özellikle gazetecilerin hapiste olması, hukuki açıdan sorgulanması gereken bir dizi dava, alınan bazı kısıtlayıcı kararlar, basına dönük baskılarla Türkiye, birçok ülke ve Ortadoğu aydın kesimlerin gözünde model niteliğini yitiriyor" diyor.

Global Media Forum GMF 2011 Semih Dündar Idiz Türkei
Gazeteci yazar Semih İdizFotoğraf: DW

Türkiye'nin son dönemde Suriye’de Esad rejimine karşı takındığı sert tavır, Suriyeli muhaliflere destek vermesi, Irak ve İran ile ilişkilerde yaşanan gelişmeler, dış politikada yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor. Semih İdiz’e göre, bölge ülkeleri ile yaşanan sorunlar, Türkiye'nin bölgesinde sahip olduğu güvene zarar verse de, Türkiye’nin ağırlığı sürecek: “Eskiden var olan yumuşak güç profilinin artık değiştiği ortaya çıkıyor. Türkiye bugün bölgede ciddi olan bazı kavgalarda taraf tutar bir ülke konumundadır. Ama Türkiye’nin etkisi azalmayacaktır. Etkisi daha da artabilir. Ama farklı şekillerde.”

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Ayhan Şimşek

Editör: Hülya Köylü