1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

G-8'lerin Çinli davetlisi

Matthias von Hein / DW6 Temmuz 2005

İskoçya’da yedi büyük sanayileşmiş ülkenin ve Rusya’nın oluşturduğu Sekizler Grubu’nun toplantısına Çin Devlet Başkanı Hu Jintao da davetli. Aynı zamanda Çin Komünist Partisi’nin Başkanı da olan Hu’nun katılımı, Çin ekonomik mucizesinin dünya ekonomik düzenine damgasını nasıl vurduğunun da kanıtı. Matthias von Hein’ın yorumu:

https://p.dw.com/p/AZvU

“Daha yüksek, daha hızlı, daha ileri... Anlaşılan çağdaş Çin’in belgisi bu. Ve Devlet ve Parti Başkanı Hu Jintao’nun G8 Zirvesi’ne davet edilmesiyle Çin oldukça ilerlemiş durumda. G-8 kulübünün üyeleri 21. yüzyılın sorunlarının Çinsiz çözülemeyeceğini kabul ediyor.

Ekonomik başarıları sayesinde Çin, en büyükler arasında yer almayı hak ediyor. Çin ekonomisinin, dünya sahnesine çıktığını sadece IBM’in bilgisayar bölümünü Çin şirketi Lenovo’nun satın alması ya da şu anda Kaliforniya kökenli petrol şirketi Unocal’ı satın almak için Çin’in 18,5 milyar dolar teklif etmesi göstermiyor.

Rakamlar da açık konuşuyor: Daha 2003 yılında Çin ekonomisi dünyanın altıncı büyük ekonomisiydi. O zamandan beri tam yüzde 8,5 oranında büyüdü. Ticaret ulusları arasında Çin dördüncü sırada. Son iki yılda Çin’e akan yabancı yatırımlar, dünyanın her ülkesinden fazla.

Aynı dönemde Çin, ABD’nin ardından dünyanın ikinci ham petrol tüketicisi durumuna geldi. Çin’in artan enerji gereksinimi ve yükselen petrol fiyatları, G-8 Zirvesi’nin merkezi konuları arasında olacak. Bu konu, zirvenin diğer iki konusuyla da ilişkili: Afrika’ya yardım ve iklim koruma.

Ancak Çin’in Afrika politikası, bölgesel istikrar sağlanması ya da insan haklarının korunmasından çok, petrol nakliyatının güvenliğinin sağlanmasına yönelik. Bunun en iyi örneği ise Sudan. Bir diğer örneği de Kyoto Protokolü. Bunu, ABD gibi Çin de onaylamadı.

Fakat Hu Jintao, artan petrol tüketimi konusunda gelecek eleştirileri kuşkusuz geri çevirecek. Haklı olarak Amerikalılar koca ciplere binerken, Çinliler’in neden bisiklete binmesinin istediğini soracak. Bu alanda iyi örnek olması gereken, gelişmiş ülkeler. Daha güvenli ve temiz enerji kaynaklarına yatırım yapmaları ve diğerlerine ekonominin, bir yandan enerji kaynakları korunarak nasıl yürütülebileceğini göstermeleri gerekli.

Döviz paritelerinde ise Hu Jintao baskı altında kalacak. ABD, Çin’in ihracatının daha pahalı hale gelmesi ve muazzam Amerikan ticaret bilançosu açığının azalması için uzun süredir yapay şekilde değersiz tutulduğunu öne sürdüğü Yuan’ın değer kazanmasını talep edecek. Ama Çin’in serbest döviz piyasasına geçmeyi amaçladığı ve bunun için zamana gereksinimi olduğu dışında birşey duyamayacak.

Çin, birkaç yıl öncesine kadar Sekizler Grubu’na ’zenginler derneği’ diyerek, hakaret ediyordu. Pekin, bu zirveye ilk kez 2003‘te, Fransa’nın Evian kentinde katıldı. Ama burada da kalkınmakta olan diğer ülkelerle birlikte zirveye paralel yapılan bir toplantıya katıldı. Ama artık Çin belli ki, kendini kalkınmakta olan ülkelerin sözcüsü görmüyor. Uluslararası bir forum olarak sadece BM’ye de güvenmiyor. Bu kurumun çok zayıf olduğu ortaya çıktı. G-8 ise buna karşılık iktidar sahibi.

Dünyanın en güçlüleri karar alırken, Çin de aralarında bulunmak istiyor. Çin’e G-8‘e resmen üye olma çağrısı yapılması yalnızca zaman meselesi. Gerçi demokrasi G-8 üyeliğinin ön koşulu, ama G-8 ülkesi olan Rusya’daki demokrasinin eksikleri, işlerine öyle geldiğinde üye devletlerin bu kuralı çiğnemekten çekinmediğini gösteriyor.“