1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Göçmenlerin ortak aşkı: Siyah-Kırmızı-Sarı

5 Temmuz 2010

Dünya Kupası'nda başarıdan başarıya koşan Almanya, sadece Almanları değil, ülkede yaşayan milyonlarca göçmen kökenliyi de sevince boğuyor. DW Editörü Murat Çelikkafa, bu ilginç manzaranın sosyal boyutunu irdeliyor:

https://p.dw.com/p/OBCF

WM Südafrika 2010 Deutschland vs Argentinien Flash-Galerie
Fotoğraf: picture alliance / dpa

2010 FIFA Dünya Futbol Şampiyonası'nda Almanya başarıdan başarıya koşuyor. Panzerlerin attığı her gol, sadece Almanları değil, burada yaşayan milyonlarca göçmen kökenliyi de sevince boğuyor. Meydanlarda, parklarda, stadlarda ve kafelerde kurulu dev ekranlardan toplu olarak maçları izleyenler arasındaki dil, din, ırk ve renk farklılıkları, kelimenin tam anlamıyla buharlaşıp gidiyor.

Murat Çelikkafa Redakteur der Deutschen Welle MSOE Türkische Redaktion
Murat ÇelikkafaFotoğraf: dw/Çakır

Sadece mahallenin Alman kasabı Karl-Walter'in değil, aynı zamanda köşe başındaki manav Mehmet Efendi, Polonyalı oto tamircisi Yaroslav ve Tunuslu büfe işletmecisi Samir'in ortak aşkı bugünlerde siyah-kırmızı-sarı renkler. Bu, ilk kez karşılaştığımız bir manzara.

İşin sırrı empatide

Peki neden Almanya'daki herkesin kalbi Panzerler için çarpıyor? Cevap çok basit: Şu anda Dünya Şampiyonası'nda harikalar yaratan Alman milli takımı, Alman toplumunun tıpa tıp bir aynası durumunda. Savunmada Gana asıllı Boateng, orta sahada Tunuslu kökenli Khedira ve "bizim" Mesut, forvette de Polonya asıllı Podolski ve Klose... Hatta yedek futbolcular arasında yer alan Boşnak asıllı Marin, Brezilyalı Cacau, Polonya kökenli Trochowski, Nijeryalı bir babanın oğlu Aogo ve tabii ki Serdar Taşçı'yı da unutmamak gerek.

İşte Almanya'da yaşayan hemen hemen herkes, kendini bu takımla özdeşleştirebiliyor. Yıllardan beri buradaki göçmen kökenlilerin topluma uyum sağlayamadığından şikâyet eden Alman politikacılar da umarız bu manzaradan gerekli dersleri çıkarırlar.

© Deutsche Welle Türkçe


Yorum: Murat Çelikkafa

Editör: Baha Güngör