Göç Yasası Federal Meclis'ten geçti

Göç Yasası için haziran ayı ortasında, iktidar ve muhalefet partileri arasında uzlaşma sağlandığından, Federal Meclis’te yapılan müzakerelerde hararetli tartışmalar yaşanmadı. Federal İçişleri Bakanı Otto Schily, yıllar süren çekişmenin ardından Göç Yasası’nda bir sonuca varılmasından dolayı memnun olduğunu belirtti:

”Bütün siyasi partilerin uzlaşması sonucu elde edilmiş, makul bir sonuçla karşı karşıyayız. Birleşmiş bir Avrupa bünyesinde, dünyaya açık, çağdaş ve özgürlükçü bir Almanya yaratma hedefimiz doğrultusunda bir adım daha atılmıştır.”

Göç Yasası müzakerelerinde Yeşiller’i temsil eden Volker Beck, muhalefetin Alman istihdam pazarına dönük düzenlemeleri engellemesini eleştirdi ve "Hristiyan Birlik partilerinin tüm engellemelerine rağmen, Göç Yasası‘nda istihdam piyasasına yönelik düzenlemeler açısından yine de mesafe katedilmiştir. Yasa sayesinde, uluslararası rekabet karşısında Almanya’nın en iyi beyinlere sahip olabilmesi için gereken koşullar yaratılmıştır" diye konuştu.

Almanya Göç Yasası ile yeni işyerleri yaratıcak, yatırımlar yapıcak üst düzey kalifiye elemanlar ve serbest meslek mensupları açısından çekim merkezi olmayı hedefliyecek. Almanya’da üniversite öğrenimi gören yabancı öğrencilere iş bulup çalışabilmeleri için bir yıl süre tanınacak.

Güvenlik konusu

Hristiyan Birlik partileri adına Göç Yasası müzakerelerine katılan, Saarland Eyaleti Başbakanı Peter Müller, yasanın güvenliğe ilişkin maddelerine değinerek ”Sınırlarımızı nereye kadar açacağımıza, kimleri ülkemize davet edip, kimlere güle güle diyeceğimize, her ülkenin olduğu kadar Almanya’nın da hakkı vardır" diye konuştu.

Hristiyan Birlik partilerinin girişimi sonucu, yasaya, özellikle ”kışkırtıcı” olarak tabir edilen tehlikeli nitelikteki yabancıların daha kolay sınırdışı edilebilmelerini mümkün kılan maddeler eklendi. Göç Yasası, sözkonusu kişilerin işkence ya da ölüm cezası ihtimali nedeniyle kendi ülkelerine sınırdışı edilememeleri ihtimalindeyse, daha yoğun gözetime tabi tutulmalarını, gerek iletişim, gerekse dolaşım özgürlüklerinin kapsamlı şekilde sınırlandırılmasını öngörüyor.

Mültecilerin durumu

Ülkesinde cinsiyeti nedeniyle ya da devletle bağlantılı olmayan baskıya maruz kalan kişilerin durumu da iyileştiriliyor, bu kişilere Cenevre Konvansiyonu kapsamında mülteci statüsü tanınıyor.

Yeşiller’in temsilcisi Volker Beck, bu alanda yapılan düzenlemenin, Avrupa Birliği’nin düzenlemesinden daha ileri noktada olduğunu kaydetti. Beck, buna karşılık ülkelerinde yaşanan iç savaş dolayısıyla Almanya’ya sığınmış olan ve sayıları onbinleri bulan mültecilerin durumuna açıklık getirilmediğini vurguluyor.

Entegrasyon

Almanya’ya gelen yabancıların topluma entegrasyonu konusunda ise Alman hükümeti oldukça cömert bir tavır sergiledi. Alman hükümeti yeni göçmenlerin ve Almanya’da yaşayan yabancıların entegrasyon kurslarının masrafını üstlenecek. Bu masraflar daha önce şehir ya da belediyeler tarafından karşılanıyordu. Kursların şekli, içeriği, organizasyonu ve kursa gitmek istemeyenlere ne tür bir yaptırım uygulanabileceği konusunda karar ise eyalet ve yerel yönetimlere kalıyor.