1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Göç politikasında dönüm noktası

Peter Stützle8 Mayıs 2006

Almanya'da Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble ile eyalet İçişleri Bakanları geçen Perşembe ve Cuma günü biraraya gelip, vatandaşlık testi tartışmalarına noktayı koydu. Buna göre tüm eyaletlerde vatandaşlığa geçiş için uyum kursu ve ardından yapılacak testi zorunlu hale geliyor. DW Berlin bürosu editörlerinden Peter Stützle’nin konuyla ilgili yorumu:

https://p.dw.com/p/AZpx

Şimdiye dek İsviçre'de çevrilen en başarılı film “İsviçreli yapar” adlı film oldu. Filmde, İsviçre vatandaşı olmak isteyenlerin başına gelen olaylar komik bir biçimde anlatılıyor. Vatandaş olmak için başvuranların en gizli, en özel şeyleri, ince eleyip sık dokuyan memurlarca incelemeyle alınıyor, bunun sonunda da kişinin, İsviçre vatandaşı olmaya hak kazanıp kazanmadığına karar veriliyor.

Alman İçişleri Bakanları’nın, Cuma günü sona eren iki günlük zirvesinin sonuçlarına bakılırsa, göçmenleri Alman yapmaya çabalamak gibi bir durum söz konusu değil. Vatandaşlık başvurusu yapanlara, “Almanca kursuna git, Almanya’nın temel değerlerini ve bilgilerini öğren de gel” denilecek. Almanya’nın temel bilgileriyle kastedilen de toplumsal ve anayasal değerler. Tüm bunlar bir testle de sınava tabi tutulacak.

“İsviçreli yapar” adlı filmin sinemalarda gösterilmeye başlandığı 1978 yılında Almanya’da, göçe ve göçmenlere yönelik tartışmalar henüz başlamamıştı. Filmin gösterilmesinden yıllar sonra önce artan ani mülteci akınıyla birlikte 80’li yıllarda “mülteci konusu”, 90’lı yılların sonunda da “çifte vatandaşlık” kararı yoğun biçimde tartışıldı. Eyalet İçişleri Bakanları’nın son olarak kabul ettiği, vatandaşlığa geçişteki ortak prosedür de, daha bir kaç gün öncesine dek hararetli tartışılan bir konu olmuş, eleştirilmişti. Göçmenlerin Almanya’ya ayak uydurmaktaki zorluklarının anlaşılması, bu konudaki klasik yargıların değişmesi gerektiği düşüncesini doğurdu.

Örneğin, artık Almanya’nın bir göç ülkesi olduğu kabul edilmiş durumda. Bu nedenle de uzun süredir burada yaşayanlarla Almanlar arasındaki mesafe, vatandaşlığa teşvikle ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Ancak hukuk devleti ile demokratik değerlere bağlılık şartı aranıyor.

Diğer taraftan üzerinde halen anlaşılamayan bir konu daha var ki, o da Almanya, gelecekte de göçmen ülkesi olmayı ister mi istemez mi? 5 milyon sınırındaki işsizliğe rağmen işverenler, gelecekteki olası kalifiye eleman ihtiyacını düşünerek, göçmen alınmasını talep ediyor. Ancak edindiğimiz tecrübelere göre bu yarardan çok zarar getirebilir, çünkü Almanya’da göçmenlerin uyumu alanındaki mevcut sorunların üstüne yeni sorunlar eklenmesi, toplumsal istikrarı tehlikeye sokar. İşin yükünü çekecek olanlar ise hali halizırda Almanya’da yaşayan göçmenler olur.

İçişleri Bakanları’nın Cuma günü aldığı kararlar, uzun süredir burada yaşayan yabancıların uyumu için bir temel taşı olabilir. Uyumda başarı elde edilmesi halinde de yeni göçmenler isteyip istemediğimize kafa yorabiliriz.