1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fransız varoşlarında isyan korkusu

Angela Ulrich17 Ekim 2006

Fransa’da çoğunlukla göçmenlerin yaşadığı başkent Paris’in banliyölerinde patlak veren isyanın birinci yıldönümü yaklaşırken, son zamanlarda şiddet olaylarında bir artış olduğuna işaret eden Fransız yetkililer, yeni varoş ayaklanmalarından endişe ediyor…

https://p.dw.com/p/AZfE
Fransa'da geçen yıl yaşanan ayaklanmanın tekrar etmesinden endişe ediliyor
Fransa'da geçen yıl yaşanan ayaklanmanın tekrar etmesinden endişe ediliyorFotoğraf: dpa

Fransa banliyölerindeki gençlik ayaklanmalarının üzerinden yaklaşık bir yıl geçti. 27 Ekim 2005’teki o meşum gecede, Paris’in banliyölerinden birinde polisin kovaladığı iki yabancı kökenli gencin ölmesi, haftalar süren bir şiddet dalgasını tetiklemişti. Fransa’nın varoşlarında art arda otomobiller ateşe verilmiş, göçmen gençler polisle çatışmış, siyasetçiler ve toplum bu ani öfke patlamasının nedenlerini sorgulamıştı. Ancak şiddetin yeniden baş gösterebileceği korkusu hala taze. Nitekim buna işaret eden birtakım ipuçları da var...

Birkaç gün önce, Paris’in kuzeyindeki banliyölerinden birinde bir grup genç polislere saldırdı, bir polis atılan taşlar sonucu yaralandı. Saldırıya uğrayan polisler, ihbar üzerine bölgeye gittikleri halde ortada iddia edildiği bir suç teşkil edecek bir durumun olmadığını, ancak bölgeden ayrılmak isterken gençlerin saldırısıyla karşılaştıklarını anlatıyor. Bu vaka münferit bir olay değil. Birkaç hafta önce de Paris’in güneyindeki bir banliyöde devriye gezen bir polis memuru gençler tarafından saldırıya uğradı.

Saldırı sonucunda hastaneye kaldırılan ve bir gözünde görme sorunu oluşan polis memuru Ludovig Aubriot olayı şöyle anlatıyor: “Hiçbir sebep olmadan tüm nefretlerini öfkelerini bizden çıkardılar. Bu çok kötü. Biz hiçbir şey yapmadık, onları provoke etmedik, sadece devriye gezdik...

Şiddet olaylarında artış

Fransız Le Monde gazetesi de İçişleri Bakanlığı’nın yaptırdığı “şehirlerde şiddet araştırmasını” sayfalarına taşıdı. Araştırmaya göre, son aylarda yaşanan şiddet olaylarının sayısında belirgin bir artış gözlendi. Sadece eylül ayında polislere yönelik 480 saldırı meydana geldi. Sivil toplum örgütleri ve yerel politikacılar, araştırma sonuçlarını şaşırtıcı olmadığını, zira yabancı kökenli gençlerin durumlarında, bir gelişme olmadığını kaydediyor: Eğitimsizlik, işsizlik, ekonomik sıkıntı, ayrımcılık ve gelecek ümidinin olmaması hala en büyük sorunlar.

Gençlerin suça bulaşmasını engellemek için mücadele eden “Gençler için Yeşil Işık” isimli derneğin başkanı Michelle Lereste ise genel havanın çok gergin olduğuna dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yapıyor: “Polisle gençler arasında ilişkilerin son dönemlerde hayli gerildiği doğru. Bu konuda belirli bir eşik geçildi. Birçok genç, çok kötü bir şeyy yaptıklarının farkında bile değil. Onlara göre bu daha ziyade bir tür eğlence.”

Ebevenler de endişeli. Gençlerin polise karşı tavır almasını, polisle çatışmalarını tasvip etmiyorlar. Ayrıca polis sendikaları da artan şiddetten rahatsız. “Hedef tahtası olarak kullanılmaktan bıktık” diyen ve ismini vermek istemeyen polis memurları, başta İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy olmak üzere hükümeti şiddetin tırmanmasına katkıda bulunmakla suçluyor.

Yeni önlemler

Yetkililerin yeni şiddet dalgaları yaşanmasından duydukları kaygı onları önlem almaya itti. Pazartesi banliyölerden sivil toplum kuruluşları ve yerel yetkililerle biraraya gelen Fransa Başbakanı Dominique de Villepin, konuyu masaya yatırdı. Toplantı sonrasında Başbakan de Villepin, suç şiddet olaylarına karışan gençlere bundan böyle daha ağır cezalar uygulanmasının gündemde olduğunu açıkladı.