1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

David gegen Goliath - Neue Aufwind für Frankreichs Atomgegner

5 Nisan 2011

Avrupa’nın en fazla nükleer reaktöre sahip ülkesi olan Fransa’da güçlü enerji lobisi halkı iknaya çalışıyor. Santraller, iç tüketimi karşılamakla kalmıyor, dışsatımla ülkeye gelir getiriyor.

https://p.dw.com/p/10njN
Fransa'nın Chalon sur Saone reaktöründen bir görüntü.Fotoğraf: AP
Dossierbild 3 Kernkraftwerk Cattenom
Fotoğraf: picture alliance

Fukuşima’daki nükleer kazanın hemen ertesinde bir açıklama yapan Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy, Fransa’nın nükleer enerjiden vazgeçmesinin söz konusu olamayacağını, Fransız reaktörlerinin dünyanın en güvenli tesisleri olduğunu belirtti.

Sanayi Bakanı Eric Besson ise Fransa’nın daha az nükleer enerji üretmesi durumunda, elektrik ihtiyacının karşılanması için halkın cebinden daha fazla harcama yapması gerekeceğini söyledi. Fransa’daki Yeşiller hareketi ise nükleer enerjiden vazgeçme konusunda halkoylaması talep ettiler.

Fransa’da devletin de en büyük hissedarlarından olduğu, ülkenin dev nükleer enerji şirketi Areva’da iletişimden sorumlu emekli müdür Bertrand Barre şunları söylüyor:

“Fransa’da nükleer enerji programının uygulanmaya başlaması, kamuoyunun ham petrol şoku yaşadığı bir döneme rast geldi. Fransız nükleer programının 1974 ile 2000 yılları arasındaki hedefi, bundan böyle elektrik ihtiyacının ham petrolden karşılanmaması doğrultusundaydı. Bu konuda geniş bir uzlaşma sağlanmıştı. Ve nükleer santraller iyi çalıştıkları ve de herhangi bir kaza ya da arıza yaşanmadığı için insanlar bu duruma alıştılar.”

Çernobil'in etkisi bugün bile sürüyor

Atomkraftwerk in Frankreich
Fotoğraf: AP

Çernobil’de 1986 yılında yaşanan nükleer patlama sonunda Fransız makamları önceleri halka, radyasyonlu bulutların Fransa sınırında durduğu, herhangi bir tehlike olmadığı açıklamasında bulunmuştu. Ancak bilim insanları bu açıklamaların doğru olmadığını kanıtlamada gecikmediler. Fizikçi Roland Desbordes, elindeki 40 gram toprağı göstererek, bugün bile Fransa’da toprakta Çernobil radyasyonunun varlığının kolayca kanıtlanabileceğini söylüyor:

“Bu, sezyum 137! Laboratuvar'da saptadığımız gibi bunun etkisi ancak 30 yıl sonra yarılanıyor. Çernobil kazası üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen sezyum faaliyetinin yarıya bile inmediğini görüyoruz. 25 yıl geçmesine rağmen bu maddenin içinde hâlâ yüzde 60 dolayında radyasyon bulunuyor.”

Eski reaktörlerin kapatılması talebi

Lyon kentindeki 900 kadar vatandaş girişimi, bu çevredeki nükleer santrallerin kapatılmasından yana. Bu vatandaş girişimleri 30 yıldan fazla bir süreden beri işletimde bulunan en eski 16 reaktörün kapatılmasını istiyor.

Girişimlerin koordinatör vekili Xavier Rabilloud, bu bölgede nükleer tesislerin, nükleer çöp depolarının, uranyum madenlerinin, araştırma reaktörlerinin, nükleer askeri tesislerin olduğunu söylüyor. Rabilloud, nükleer denetleme dairesinin Rhone yöresinde 100 kadar kaza saptadığını belirtiyor; Fransa çapında kaza sayısının 800 ila 900 civarında olduğuna da işaret ediyor ve ekliyor:

Frankreich Atomreaktor
Fotoğraf: AP

“Fransa’da nükleer sektörün tamamen demokratik etkileşimin dışında olduğu bir gerçektir. Fransız vatandaşlarına ne doğrudan, ne de milletvekilleri üzerinden, dolaylı olarak, nükleer projelere onay verip vermedikleri konusunda soru yöneltilmiştir.”

Rhone bölgesindeki Tricastin nükleer tesisinin birinci reaktör bloğunun işletim süresinin 40 yıl uzatılması için 2010 yılı aralık ayında karar alındı. Şu sıralar ise devlet denetim makamları ile Areva tröstü arasında ülkedeki tüm nükleer tesislerin işletim sürelerinin 50 yıllığına uzatılması konusu tartışılıyor. Xavier Rabilloud, Fransa’nın ihtiyacından fazla elektrik enerjisi ürettiğini, üretim fazlalarının ihracata yönelik olduğunu söylüyor. Rabilloud, Almanya’daki santraller devre dışı kaldığında Fransız nükleer endüstrisinin komşunun elektrik ihtiyacını karşılamaya hazır olduğunu belirtiyor, bunun da nükleer enerji şirketleri açısından gayet karlı bir iş olacağına dikkat çekiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Alexander Musik / Çeviren: Çelik Akpınar

Editör: Murat Çelikkafa