1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fikirler, kültür ve sanatla yeni işlere dönüşüyor

5 Mayıs 2009

Yeni fikirlerin hayata geçirilmesinde şans ve zamanlamanın dışında başka faktörler de etkili oluyor. Kültür ve sanat boyutunu dikkate alan yenilikler, kalıcı olma ve piyasalarda tutunma ihtimalini artırıyor.

https://p.dw.com/p/HjqZ
Fotoğraf: picture-alliance / dpa/dpaweb

Yeni bir fikrin oluşması ile o fikrin ürüne dönüşmesi arasında geçen süreç oldukça sancılı.

Üstelik bu süreç ürünün yaratılması ile de bitmiyor, zira uzmanlara göre yeni bir ürünün piyasada başarılı olması birçok faktörden etkileniyor.

Son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler sanatsal ve kültürel üretime etki ediyor.

Aynı şekilde bir toplumdaki kültürel faktörler de ürünlerin piyasada kabul görüp görmemesinde belirleyici olabiliyor.

Ancak kültür ve sanatla, yeni bir ürünün piyasadaki başarısı arasında gerçekte nasıl bir bağ var?

Kısa ömürlü müzikal fikirler

Berlin Teknik Üniversitesi’nden araştırmacılar bu konuyu inceliyor:

Bildgalerie Deutsche Kunst der Nachkriegszeit Außenansicht der Frontseite des Karlsruher Zentrums für Kunst und Medientechnologie (ZKM)
Fotoğraf: dpa

“Müzikal fikirler oldukça kısa ömürlü. Hayata geçiremediğiniz her düşünce kaybolup gidiyor. Bu eğitimli, enstrüman çalabilen ve aklındaki melodiyi her an notalara dikebilen müzisyenler için çok büyük bir sorun değil. Ancak müzikle amatör olarak ilgilenen, müzikal yeteneği olan fakat müzik eğitimi almamış pek çok insan var.”

Tekno müzik projesi Monolake'te yer alan müzisyenlerden Robert Henke düşüncelerini bu sözlerle açıklıyor.

Henke, müzik eğitimi almamış olmasına rağmen, müziği hayatının merkezine almış ve kariyerinin önemli bir parçası haline getirmiş bir müzisyen.

Robert Henke, yaklaşık 10 yıl önce yaratıcı müzikal fikirlerini kaydetmek için özel bir araca ihtiyaç duyması nedeniyle bir bilgisayar yazılımı tasarlamaya başlamış.

Henke, yazılımın ortaya çıkışını şöyle anlatıyor: “Biz müzisyenler olarak, ürettiğimiz her şeyin olabildiğince doğaçlama ve her an gerçekleştirilmeye hazır olmasını istedik. Tekniği de tıpkı bir müzik aleti gibi çalışmalarımızın bir parçası haline getirmeyi amaçladık.”

Chinesische Trommler vor dem Alten Museum in Berlin
Fotoğraf: AP

Henke, kendi tasarladığı bilgisayar yazılımı sayesinde aklına gelen her fikri, müzikal bir ürüne dönüştürebiliyor.

Firmalara ilham veren şairler

Henke’nin yazılımı zamanla diğer müzisyenlerin de ilgisini çekmiş ve Henke ile Monolake projesinde birlikte yer aldığı müzisyen arkadaşı Gerhard Behles, yazılımı satabilmek amacıyla bir firma kurmaya karar vermişler.

Müzisyenler, yazılımın piyasaya girdiği ilk günden itibaren büyük bir taleple karşılaştığını söylüyor.

Henke, 10 yıl önce kurulan firmanın bugün 100 çalışanı olduğunu belirtiyor.

Sanatın yeni buluşlarda etkili rol oynadığı artık farklı alanlarda da kabul görüyor.

Hutter, artık üst düzey yöneticilerin bile sanatçıların danışmanlığına sıklıkla başvurduğunu söylüyor:


“Üst düzey şirket yöneticilerinin ilham almak amacıyla şairleri, orkestra şeflerini, eğitimli sanatçıları toplantılara davet etmesi artık çok iyi karşılanıyor. Sadece pasif olarak değil, aktif olarak da insanlar sürece dahil ediliyor, farklı durumlarda fikirlerine başvuruluyor ve iletişimin bilinen yöntemleri yıkılarak yeni bir fikir ortaya çıkarılıyor.”


Yeniliklerin kültürel boyutu

Kuşkusuz yeni fikirlerin hayata geçirilmesinde rol oynayan tek faktör sanat değil.

Kültür de yeni fikirlerin doğmasında öncü rol oynayabiliyor.

Berlin Teknik Üniversitesi’nde Sosyal Bilimler Uzmanı Michael Hutter, otomobillerde kullanılan ve elektrikle çalışan hibrit motorların gelişme sürecini buna örnek gösteriyor.

Hibrit motorlar, 1997 yılında hem Alman Audi hem de Japon Toyota otomobil firmaları tarafından piyasaya sürülebilecek seviyeye getirildi.

Ancak, Audi hibrit motorlu araçların üretiminden vazgeçerken, Japonlar bu fikre bağlı kaldı.

Hutter, Japonların bu tercihinin arkasında kültürel bir neden olabileceğini savunuyor:

Retrospektive italienisches Design

“Bizim tahminlerimiz, Alman sanayinin açık, temiz ve kapsamlı çözümler uygulamaya koyduğu yönünde. Bu tür bir estetik anlayışı, hangi motorların piyasada tutabileceğini ve hangilerinin yenilik olarak kabul edilebileceklerini beliriliyor. Diğer kültürlerde böyle bir belirlilik yok.”


Sonucu hüsran buluşlar

Yeniliklerin hangi koşullar altında piyasada tutunabildiğini araştıran Bochum Enstitüsü'ne göre her on yeni buluştan dokuzu hüsranla sonuçlanıyor.

İnovasyon konusunda araştırma yapan Berlin Teknik Üniversitesi'ne bağlı araştırma enstitüsü uzmanlarına göre ise yeni bir ürünün piyasada tutunup tutunamayacağını önceden kestirmek oldukça zor ve bunda “şans ve zamanlama” gibi farklı faktörler de rol oynayabiliyor.

Uzman Hutter, buna müzisyen Robert Henke’nin yazılımını örnek gösteriyor.

Hutter’e göre, şayet Henke bilgisayar yazılımını 1999 yılında değil de bu tarihten beş yıl önce piyasaya sürmüş olsaydı, bu yazılım o dönemin bilgisayarlarında verimli olmayacaktı.

Hutter bu nedenle iyi bir fikir kadar zamanlama ve şansın da piyasadaki başarıda etkili olduğunu belirtiyor.

Nils Michalis / Çeviri: Başak Özay

Editör: Meltem Karagöz