1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fas'ta radikal dinci yapılanma güçleniyor mu?

Hassan Zhined13 Temmuz 2005

Londra’daki terör saldırıların ardından, El Kaide’nin Avrupa’daki Faslı şebekesi gündeme gelen isimlerden biri. Bu nedenle Fas’ta radikal dinci yapılanmanın güçlendiği yönünde şüpheler gündeme geldi. Ancak bu konuda farklı düşünen uzmanlar da var…

https://p.dw.com/p/Aaic
Fas'ta radikal İslamcılar'ın toplum üzerinde çok etkili olmadığı ifade ediliyor
Fas'ta radikal İslamcılar'ın toplum üzerinde çok etkili olmadığı ifade ediliyorFotoğraf: dpa

El Kaide’nin Avrupa’daki Faslı uzantısı olduğuna yönelik kuşkular henüz kanıtlanamadı. Ancak Fas’ın terör saldırılarında sık sık adı geçiyor. Faslılar ya da Fas kökenli Avrupalılar’ın, 11 Eylül saldırılarında, Kasablanka ve Madrid saldırılarında, ayrıca Hollandalı yönetmen Theo van Gogh suikastında rol oynadığı ortaya çıkmıştı. Ancak uzmanlar, tüm bunların Fas’taki radikal İslamcı yapılanmanın etkin olduğunu düşünmüyor.

Fas, 1990‘lı yılların sonuna dek radikal İslam’ın tehdidi altında değildi. Ülke bunu, dini hayatı da denetim altında tutan Kraliyet’e borçluydu. Anayasa uyarınca, Fas Kralı, İslam cemaatinin de lideri ve Peygamber’in soyunu temsil ettiği için dini alanda kayıtsız şartsız otorite sahibi.

Fas’taki Kraliyet’in politik ve dini unsurlar arasında ılımlı bir ortamı tercih ettiğini dile getiren Siyasi Bilimler ve İslam uzmanı Muhammed Darif, çeşitli kültürleri barındıran Fas toplumunun hoşgörü ilkesine dayandığını ifade ediyor.

Fas’taki radikal dinci yapılanma

Buna rağmen Fas, doğrudan ya da dolaylı olarak Zugam, Münir el Mutassadık, Musavi, Muhammed Gerbuzi gibi isimlerle terörün kaynağı olarak adlandırılıyor. Muhammed Darif, radikal İslamcılar’ın Fas toplumu üzerinde büyük etkiye sahip olmadığını, ama yine de bu tehlikenin gözardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor. Darif, Fas’taki radikal İslamcı yapılanmayla ilgili şunları söylüyor:

“Kazablanka’daki saldırının sorumlusu, klasik İslamcılığın dışında farklı bir ideolojiyi temsil eden ve kendini Cihad Selefleri olarak adlandıran gruptu. Bu grubun, demokrasiyi ve politik yaşamda sorumluluk üstlenmeyi savunan İslamcılar’ı kafir olarak gördüğünü unutmamak gerekir.“

Muhammed Darif, Cihad Selefleri derken, 1998 yılında, El Kaide’nin Fas’daki üyelerine lojistik destek sağlamak ve Avrupa’da yayılmalarını kolaylaştırmak amacıyla Afganistan’da kurulan “Fas İslami Savaşçılar Grubu“nu kastediyor. Bu örgütün hedefleri, 11 Eylül 2001‘den sonra, Fas yönetiminin ABD ile birlikte terörle mücadeleye katılmasıyla değişti. Fas İslami Savaşçıları, artık kendi başına saldırılar planlıyor ve düzenliyor.

„Gerbuzi Londra saldırılarının sorumlusu değil“

Darif, Fas yönetiminin Muhammed Gerbuzi’nin bu radikal hareketin liderlerinden biri olduğu yönündeki iddiasına katılmayan Darif, bu kişinin Londra saldırılarının sorumlusu olduğunu da düşünmüyor.

Gerbuzi’nin İngiliz istihbarat servisi tarafından çok sıkı takip edildiğini belirten Darif, bu saldırıda rol oynamasını ihtimal dışı bırakan bir diğer neden olarak, El Kaide’nin bu tür eylemler için Gerbuzi gibi bir din adamını değil, çok farklı özelliklere sahip kişileri seçtiğini hatırlatıyor.

El Kaide’nin örgütlenme şeması

Muhammed Darif, El Kaide’nin örgüt şemasının üç unsurdan oluştuğunu belirtiyor. Darif, bu unsurlardan birincisinin liderler ve ideologlar, ikincisinin lojistik ve koordinasyondan sorumlu aktivistler, üçüncüsünün ise özerk grup ve hücreler olduğunu belirtiyor. Darif, “Faslılar’ın El Kaide içindeki rolü üçünçü grubun dışına çıkmıyor. İkinci grup içinde de az sayıda Faslı’nın etkinlik göstermesi muhtemel. Ama örgütün organizasyon ve planlama biriminde hiçbir Faslı etkin değil“ diyor.