1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Euro İstikrar Paktı'nın ölüm fermanı

26 Kasım 2003

Euro bölgesinin büyükleri, borçlanma kriterlerini ihlal etmelerine rağmen Birlik Komisyonu’nun sırtını yere getirdiler. Maliye Bakanları Konseyi borçlanma limitini aşan Fransa ve Almanya’nın istekleri doğrultusunda aldığı kararla, bu iki ülke hakkında cezai işlem başlatılmasında ısrar eden Birlik Komisyonu’nun talebini ret etti.

https://p.dw.com/p/Aa7Y

Rolf Wenkel

Euro bölgesi Maliye Bakanları pazartesiyi salıya bağlayan gece büyüme ve istikrar paktını toprağa verdiler. İtalya Maliye Bakanı’nın, ‘Brüksel’de alınan karar istikrar paktının ihlali anlamına gelmez’ şeklindeki sözleri şeklen doğru olabilir. Gerçekten de kararda Almanya’dan, 2004 yılında bütçe açığını konjonktürel etkilerden arındırılmış binde altılık oranda azaltması isteniyor.

Ama euro bölgesinde yer alan hiçbir ülke bundan böyle, Avrupa ortak para biriminin güçlendirilmesi için düşünülmüş olan öz disiplin mekanizmasını ciddiye almayacaktır. Sadece iyi günde geçerli olan, büyük ülkelerin yıllardır ihlal ettikleri ve sırf küçükler için geçerli olması düşünülen bir pakt, politikacıların aksi yöndeki bütün sözlerine rağmen, pakt olamaz.

Asıl önemli olan istikrar paktının aramızdan ayrılmasına üzülmenin doğru olup olmadığıdır. İstikrar kurallarına uyulmadan da işler yolunda gidiyor. Döviz piyasalarında muazzam sıçrama yapan euro dünyanın en önemli rezerv birimleri arasına girdi. Euro bölgesi ülkeleri, tek bir para birimini paylaşabilmek için ekonomik ve mali politikalarını uyumlaştırdılar. Böylelikle Avrupa istikrara kavuştu, bundan on yıl öncesine kadar çift haneli enflasyon oranlarıyla boğuşmak zorunda kalan ülkelerde bile hayat pahalılığı artışı hemen hemen durdu. Durum böyle olunca, tasarruf şartına ve müeyyide mekanizmalarına ne ihtiyaç var?

Bu tezi savunan, Maastricht kriterlerinin iş olsun diye kaleme alınmadığını unutmuş, demektir. Bu kriterler, para birimine ortak olabilmek için dikilmiş engellerdi. Faiz, enflasyon, borç stoku ve ek borçlanmada belli sınırıları tutturabilenler euro kulübüne dahil olabiliyordu ve bu kuralların konması son derece isabetli olmuştu. Bu kuralların daimi kıstas haline getirilerek, mali disiplinnin gevşetilmesine göz yumulmamasını isteyen de Almanya olmuştu.

Keyfi olarak belirlenen borç stoku ve ek borçlanma sınırlarının ne anlam taşıdığı tartışma götürür. Mali sıkıntıya düşen ülkeye aşırı boçlanma yüzünden milyarlarca euro ceza vermenin ne işe yarayacağı da şüphelidir. Ancak, euronun güçlü ve istikrarlı bir para birimi olduğunu ve üyelerin istikrara mutlak öncelik tanıdıklarını dünyaya göstermek açısından istikrar paktının kurulması isabetli bir adım olmuştu.

Fransa ve Almanya’nın bütçe açıkları şimdilik döviz piyasasını etkilememiş olabilir. Ama durum çok çabuk değişebilir. Aslında euronun gücü doların zayıflamasından kaynaklanıyor. Çünkü ABD de bütçe açığı ve borç stokuyla başa çıkamıyor. Amerikan ekonomisi canlanmaya başladığı anda döviz piyasalarının fikri değişebilir. O zaman piyasalar, Avrupa’nın 25 Kasım 2003’te aldığı yadırganacak bir kararla istikrar paktını toprağa verdiğini bütün dünyaya haykıracaktır.