1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Enerjide “akıllı elektrik” dönemi

21 Nisan 2010

Uluslararası Hannover Sanayi Fuarı’na bu yıl damgasını vuran konulardan biri enerji verimliliği. ‘Akıllı şebekeler’, sanayi şirketleri için bir ‘mega-trend’ haline gelmiş durumda.

https://p.dw.com/p/N1p5
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

64 ülkeden 4 bin 800’ü aşkın şirketin katıldığı fuarda çevreci teknolojilerle en fazla verimin nasıl sağlanacağı, üzerinde en çok durulan soru.

Milyarlarca euroluk yatırım gerektiren bu süreçte aşılması gereken pek çok pürüz de var. Bir yanda ürünlerin en az enerji sarfiyatıyla üretilmesi, diğer yanda güneş, rüzgar ve organik maddeler gibi yeni enerji kaynaklarının elektrik şebekesine en iyi şekilde aktarılması gerekiyor. Sihirli formül ise ‘akıllı elektrik şebekelerinde' yatıyor.

“3 tane 20” prensibi

Smart Grids, akıllı şebekelerle kaynakların birbiriyle iletişimi hedefleniyor
Smart Grids, akıllı şebekelerle kaynakların birbiriyle iletişimi hedefleniyorFotoğraf: DW

Dikkatlerin akıllı elektrik şebekelerine çevrilmesine yol açan ilke ise “3 tane 20 prensibi”. Yani iklim düşmanı karbondioksit salınımının 2020 yılına kadar yüzde 20 oranında azaltılması. Ve o zamana kadar yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik oranının en az yüzde 20’ye çıkarılması. Bu hedef, AB’nin iklim değişikliğiyle mücadele planının temelini oluşturuyor. Ancak siyasetin koyduğu bu hedefe ulaşabilmek için yel değirmenleri ya da güneş enerjisi panelleri tek başına yeterli değil. Yenilenebilir enerjilerin en büyük zaafı, istenildiği zaman istenildiği miktarda elde edilememesi. Yani rüzgâr esmedikçe yel değirmenine de yapacak iş kalmıyor. İşte bu zaafa karşı çözüm ‘Smart Grids’ yani ‘akıllı enerji şebekelerinde’ yatıyor.

Akülerde ara depolama

Enerji sevkiyatının geleceği olarak görülen akıllı şebekelerle kaynakların birbiriyle iletişimi hedefleniyor. Yel değirmeni ya da güneş panelleri gibi küçük enerji santrallerinden gelen elektrik, sürekli akışı sağlayan akıllı sistemler yoluyla dağıtılacak. Şebekede çok fazla elektrik olması durumunda akülerde ara depolama yapılacak. Örneğin elektrikli otomobiller akşam garaja geldiğinde bu depolanan elektrikle yeniden doldurulabilecek.

Sanayi şirketleri için yeni trend

‘Akıllı şebekeler’, sanayi şirketleri için bir ‘mega-trend’ haline gelmiş durumda. Hannover Sanayi Fuarı’na katılan İsviçre merkezli ABB şirketinin Avrupa bölümü başkanı Peter Smits şöyle konuşuyor:

“Elektrik şebekesine zekayı getirmedikçe, tüm bu yenilenebilir enerjiyi doğru zamanda doğru yerde optimal bir şekilde kullanamazsınız. Smart Grid de işte bu anlama geliyor: Akıllı şebeke. Ve bu zekanın adım adım geliştirilmesi gerekiyor. Şu an mevcut pek çok çözüm var. Hemen başlamamız mümkün. Ama bu sistemleri etkin bir şekilde kullanabilmek için daha esnek elektrik tarifelerine ihtiyacımız var. Şebekeye aktarılan yenilenebilir enerji arttıkça elektrik dağıtım şirketlerinin de bu çözüme daha fazla ihtiyacı olacak.”

400 milyar euroluk yatırım

Tabii ki tüm bunlar dev yatırımlar gerektiriyor. Avrupa Komisyonu, sadece Avrupa’da önümüzdeki yirmi yılda yaklaşık 400 milyar euroya ihtiyaç duyulacağı tahmininde bulunuyor. İtalya ya da Fransa’da akıllı elektrik sayaçları evlere çoktan girmiş durumda. Japon elektrik şirketleri yeni şebekelerin inşası için milyarlarca euro değerinde yatırımlar yapıyor. Amerikan yönetimi milyarlarca dolarlık pilot projeler finanse ediyor. Almanya’da ise şu an birkaç pilot bölgede, akıllı şebeke fikrinin nasıl uygulamaya konabileceği üzerinde çalışılıyor. Pilot bölgeler iki yıl içinde konseptlerini günlük yaşamda test ederek piyasaya sunulabilecek olgunluğa getirecek. Yaz aylarında, içinde çamaşır makinesi, buzdolabı ve garajında bir elektrikli otomobil bulunan bir evin inşasının tamamlanması hedefleniyor.

Akıllı enerji şebekeleri, yenilenebilir enerjilerin zaaflarına çözüm getiriyor
Akıllı enerji şebekeleri, yenilenebilir enerjilerin zaaflarına çözüm getiriyorFotoğraf: ABB

Sistemdeki unsurların birbiriyle iletişimi de hayati önem taşıyor. Akıllı şebeke sistemi için akıllı prizler ve konuşan çamaşır makinelerine ihtiyaç var. Bodrum katındaki ısı pompasının elektrik şebekesinden gelen sinyalleri algılaması gerekiyor.

Ortak standartlar geliştirilecek

Köln merkezli Kellendonk elektronik şirketinin yöneticisi Peter Kellendonk, bu iletişimin nasıl sağlanabileceği sorusunu şöyle yanıtlıyor:

“Standartlaştırmayla. Ortak bir standartta anlaşmalarını sağlamak üzere baş aktörlerle, üreticilerle konuşmak gerekiyor. Önce tüm aletler arasında iletişimin kurulabilmesi ve bunun ardından elektrik şebekesinden gelen akıllı sinyallerin otomatik olarak müşteriye hizmet verecek şekilde işlenmesi gerek. Sanayi bu konuda son derece istekli.”

Şu an halkada tamamlanması gereken en önemli zincir ise tüketiciler. Almanya’daki pilot proje için akıllı şebeke kullanacak bin adet elektrik müşterisi bulunması gerekiyor. Dünya çapında fosil kaynaklardaki azalma ve elektrik tüketimindeki artış göz önüne alındığında tüketici için başka seçenek kalmıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Henrik Böhme / Çeviri: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Nihat Halıcı