DTÖ kararlarına tepkiler sürüyor
22 Aralık 2005Dünya Ticaret Örgütü’nün Hong Kong’daki zirvesinin ardından, toplantının kendisinden çok protesto gösterileri akıllarda kaldı. Zira, zirveden çıkan sonuç, fazla memnuniyet yaratmadı. Özellikle de 200’ü aşkın sivil toplum kuruluşu hayal kırıklığına uğradı. Alınan kararların, gelişmekte olan ülkelerin aleyhinde olduğu ve örgüt içerisindeki güç dağılımındaki eşitsizliğin giderilmediği en sık dillendirilen eleştiriler.
Diğer yandan, dünya ticaretinin yeniden şekillenmesi gerektiğine dair hemen herkes hem fikir. Attac örgütünün temsilcisi Susan George, uluslararası kurum ve kuruluşların, Dünya Ticaret Örgütü içerisinde fazla söz sahibi olduklarını ve bunun değişmesi gerektiğine dikkat çekerek eleştirilerine şöyle dile getirdi:
“Dünya Bankası, IMF ve Dünya Ticaret Örgütü birlikte, ekonomi, finans ve ticaret için bir tür uluslararası bakanlık oluşturuyor. Ama aynı şekilde eğitim, sağlık ve benzeri konularda söz sahibi olan bir tür uluslararası bakanlık yok... Ne UNESCO’nun ne de Dünya Sağlık Örgütü’nün gücü bu kadar fazla.”
Sivil toplum örgütlerine eleştiri
Alman Heinrich Böll Vakfı’nda görevli Barbara Unmuessig ise dünya ticaretindeki yapılanmayı değiştirmek için sadece kurum ve kuruluşlarda değişiklik yapılmasının yeterli olmayacağı, kuralların ve yasaların değişmesi gerektiği görüşünde.
Sivil toplum örgütlerini de eleştiren Unmuessig, örgütlerin gerçek çözümler üretmek yerine, bazı kuruluşları protesto etmekle yetindiklerinden yakınarak, “Örneğin sivil toplum kuruluşları Birleşmiş Milletler’in güçlenmesi gerektiğini söylüyor. Ama Kofi Annan’ın reform planını destekleyenler, bunun için çaba harcayanlar çok azdı” diyor.
Yoksul ülkelere daha çok yük bindi
Protestan Kilisesi temelli bir örgüt olan APRODEV’in temsilcisi Rudolf Buntzel de Dünya Ticaret Örgütü Zirvesi’nden çıkan sonucun, fakir ülkelerin omuzuna daha fazla yük bindirdiğini ileri sürenlerden. Buntzel, bu konuda sivil toplum kuruluşlarına, özellikle de kilise temelli örgütlere büyük görevler düştüğünü söylüyor.
Buntzel sözlerini “Halkın sesini biz duyurucağız. Ancak maalesef kiliseler, fakirlerin avukatlığına soyunacak, lobbi çalışmasına ağırlık verecek, bu iş için para harcayacak seviyede değiller. Politikayla pek ilgilenmiyorlar” şeklinde sürdürüyor.