1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Tarabya Kültür Akademisi

5 Eylül 2012

İstanbul'daki Tarabya Kültür Akademesi'nde ilk bursiyerler Almanya ile Türkiye arasındaki kültürel diyaloğa ortak katkıda bulunacaklar.

https://p.dw.com/p/163cf
Tarabya Kültür Akademesi
Tarabya Kültür AkademesiFotoğraf: Sedat Mehder/Goethe-Institut

Alman Lisesi'nde görev yapan bir öğretmenin kızı olarak Anna Esser 1988'de ilk kez İstanbul'a taşındı. Boğaz'da yer alan çok iyi bir okulda okuduktan sonra Berlin ve Bielefeld'de sosyal bilimler ve yabancı dil olarak Almanca bölümlerini okudu. Daha sonra Santiago de Chile, Cali (Kolombiya), ve Salamanka'da (İspanya) yaşadı. 2006'da İstanbul'a geri döndü ve DAAD (Alman Akademik Değişim Servisi) programı bünyesinde Marmara ve Kültür Üniversiteleri'nde Almanca öğretmenliği yapmaya başladı. 2008'de Istanbul Goethe Enstitüsü'nde müzik, edebiyat ile ilgili organizasyonlardan sorumlu oldu. Aynı zamanda IstanbulPost gazetesi ve Berliner Zeitung, Franfurter Allgemeine Zeitung gibi Alman gazetelerinde yazılar da yazdı. Esser, “Buluşma Noktası”nda, İstanbul'un en güzel semtlerinden biri olan Tarabya'daki yeni kültür akademisinden bahsediyor.

İstanbul'un merkezindeki telaş dolu ortamdan uzak bir yer olan Tarabya'da Alman Büyükelçiliği'nin yazlık rezidansı bulunur.  Kentin Avrupa yakasında, Karadeniz istikametindeki Tarabya'da rezidans ile Boğaz'ı sadece kıyıdaki cadde ayırır. Bu yapı Sultan İkinci Abdülhamit'in son Alman İmparatoru İkinci Wilhelm'e 1880 yılındaki bir armağanıdır. Ağır bir demir kapıdan geçen ziyaretçiler, beyaz ve kırmızı güller ile dolu muhteşem bir bahçeye girerler. Burası taze biçilmiş çimen kokar, ulu kestane ağaçları serin gölgelikler bahşeder. Kaotik bir kentin ortasında bir vaha! Burada oturup yazmak ya da bir eskiz defterine gündelik hayatı işlemek her sanatçının rüyası olsa gerek. Girişin solunda ve sağında görkemli, beyaza boyanmış iki ahşap yapı bulunur.

Büyükelçilik binasının arkasına saklanmış gibi görünen ilk bina, sonbaharda ilk ziyaretçilerin burada kalmasına imkân verecek biçimde tadilattan geçirildi ve yeni mobilyalarla döşendi. Böylece 2011 yılı ekim ayında açılışı yapılan Tarabya Kültür Akademisi, Alman kültür yaşamının genç bursiyerlerine barınma olanağı sunmuş, onların sanatsal çalışmaları destek vermiş olacak, kentten ve kültüründen ilham alan genç sanatçıların bu esinlenmeleri çalışmalarına yansıtmalarının ortamı doğacak.

İstanbul'da bir Kültür Akademisi kurulması önerisi 2008 yılında Alman Federal Mecsi'nden geldi. "Nihayet" demek geliyor insanın içinden, çünkü on yıllardan bu yana Almanya ile Türkiye birbirine sıkı sıkıya bağlı; sadece ekonomik açıdan değil, kültürel yönden de... Türkiye tarafında, son yıllarda kamuoyundan genel bir kabul gören, özellikle Fatih Akın ve Feridun Zaimoğlu gibi sanatçılar var. Ama tabii fotoğrafçı Andreas Gursky, ya da yazar Uwe Timm gibi çok sayıda Alman sanatçı da çalışmalarını sık sık Türkiye'de de sergiliyor.

Kültürü yaşamak - Sanat yaratmak

Bu alış-verişi geliştirmeye devam etmek ve kalıcı olmasını sağlamak için yatırımda bulunmak, işte bunlar Tarabya Kültür Akademisi'nin hedefleri arasında. Ve bu diyalog, her iki kültürün diplerine dalmadan nasıl mümkün olabilir? Zira yabancı olan bir şey ile alış-verişi sırasında sanatçının önünde yeni pespektifler açılıyor, yaşadıklarını çalışmasına yansıtabiliyor.

Akademi, Almanya'dan gelen görsel sanatlar, edebiyat, film, tiyatro ve müzik dallarından sanatçılar ve küratörlere, İstanbul'da üç ilâ 10 ay süre ile kalmasına, onların sanatsal gelişmesine katkıda bulunmak istiyor. Bunun ötesinde bursiyelerin bu süre içinde Kültür Akademisi'nin programları çerçevesinde konserlere, okumalara, konferanslara katılma ve ortak, disiplinlerarası projeleri hayata geçirme imkânları da bulunuyor. Tarabya Kültür Akademisi'nin yönetiminden Ankara'daki Almanya Büyükelçiliği sorumlu; küratörlük sorumluluğunu ise Goethe-Enstitüsü üstlenmiş durumda. Enstitü ayrıca bursiyerlerden sorumlu ve onların bulundukları yerlerdeki sanatçılarla ilişki kurmalarına yardımcı olma, bu ilişkileri geliştirme gibi görevleri de var.  

Bir çok daldan erkek ve kadın sanatçılar

İlk bursiyerler, Almanya'da tiyatro yöneticiliği yapan Shermin Langhoff, küratör ve sanat tarihçisi David Elliott, sinema oyuncusu Sibel Kekilli, besteci ve müzik bilimci Wolfgang Rihm ile şair ve çevirmen Joachim Sartorius'dan oluşan üst düzey bir jüri tarafından seçildi.

Şimdilerde yeni Kültür Akademisi'ne geçecek olan bursiyerler ise video sanatçısı ve fotoğrafçı Annika Eriksson, şair ve çevirmen Gerhard Falkner, film yönetmeni ve küratör Martina Prissner, yazar ve tiyatro yönetmeni Marianna Salzmann ile gitarist ve besteci Marc Sinan. İşte bunlar Türk kültürünün diplerine dalacak ve ilham alacak bir dizi sanatçının ilkleri.

© Deutsche Welle

Metin: Anna Esser

Çeviri: Çelik Akpınar

Editör: Başak Özay


Anna Eser: İstanbul’daki Alman Kültür Merkezi’nin edebiyat ve müzikle ilgili etkinliklerinin sorumlusu.