1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Depremzedeler yardım eli bekliyor

Priya Esselborn11 Ekim 2005

Güney Asya’da yaşanan son yüzyılın en şiddetli depreminde, kurtarma ekipleri zamana karşı yarışarak enkaz altından hayatta kalanları çıkarmaya çalışıyorlar. Ancak ulaşılması zor bölgelerde bulunan birçok depremzede, kendilerine uzanacak yardım eli bekliyor.

https://p.dw.com/p/AaUT
Pakistan'daki depremden etkilenen, ancak ulaşılamayan bölgeler var
Pakistan'daki depremden etkilenen, ancak ulaşılamayan bölgeler varFotoğraf: dpa

Pakistan’da Cumartesi günü yaşanan deprem sonrası kurtarma çalışmaları devam ediyor. Depremden en çok etkilenen bölgeyse kuzey batı sınırında yer alan Mansehra ve Muzafferabad şehirleri. Ancak hala ulaşılamayan bölgeler, dolayısıyla yardım bekleyen depremzedeler var.

Mansehra’da depremden sağ kurtulabilenler, soğuğa rağmen geceleri hala sokaklarda ve enkaz yığınlarının arasında sabahlıyorlar. Kimi gidecek başka bir yeri olmayışından, kimi korkusundan, kimi ulaşamadığı yakınlarını bulma ümidiyle ya da yaşadığı şokla diğer artçı sarsıntı endişesi içinde bekliyor. Çoğu da bir an önce kendilerine ulaşacak yardımı gözlüyor.

Yetkililer ise bölgedeki en büyük sorunun, şehrin dağlık bir alanda kurulu olmasından kaynaklandığını söylüyor. Bu nedenle ulaşımın zorlukla sağlandığına dikkat çeken yerel yetkililer, yardımların her zaman helikopterle yapılamadığını ifade ediyorlar. Yaralılar arasında tıbbi yardımın ulaşamaması nedeniyle ölenler olduğu belirtilirken, çoğu kişi ise hala enkaz altında. Ve enkaz altında kalanları kurtarmak izin iş makineleri bulunmuyor.

Muzafferabad’da durum

Muzafferabad’da da durum pek farklı değil, yerle bir olmuş bir şehir ve çaresiz insanlar. İslamabad’ın 100 km. kuzeyindeki, önceleri eşsiz manzarasıyla insanları büyüleyen bir vadi içine kurulu Balakot şehrinde de herşey yerle bir olmuş durumda. Önceleri 30 bin nüfusa sahip kentin, depremden sağ kurtulmayı başaranların da yakınlardaki ormanlık alana sığındığı belirtiliyor.

Yardım ekiplerinin, depremden 48 saat sonra ulaştığı kaydedilen bölgede, depremzedelerin temel ihtiyaçları hala karşılanamıyor. Depremzedeler bir yandan yiyecek ve içecek temin etmeye çalışırken, diğer yandan toplu halde yapılan cenaze törenlerine de tanık oluyorlar. Çoğu çaresizliğin getirdiği öfkeyle yetkililere çatıyor.

Asıl neden kaçak yapılaşma

Depremin bu kadar can kaybına yol açması ise eksik kalan güvenlik önlemlerine mal ediliyor. Uluslararası Çevreyi Koruma Birliği’nin eski danışmanlarından Arşad Abbasi, kaçak yapılaşmanın önlenmesi konusunda yaptıkları uyarıların dikkate alınmadığını söylüyor. Arşad Abbasi’ye göre, orman arazisinin yok edilerek, üzerlerine kaçak yapıların kondurulması büyük bir tehlikeyi beraberinde getiriyor. Gerçi, ağaçlar deprem için önleyici tedbir oluşturmasa da, olası toprak kaymalarının getirdiği zararların önüne geçebiliyor. Abbasi, özellikle yolsuzluk ve baştan savmayla dikiliveren yapıların tehlikeye neden olduğuna işaret ediyor.

Depremlerin daha önce de olduğunu ve bundan sonra da olabileceğini ifade eden Abbasi, “Şu ana dek işler durumda olan bir erken uyarı sistemi mevcut değildi. Bir bölgede, yerleşim alanı planladığında, bölgenin genel durumu, toprak yapısı göz önünde tutulmalı. Mesela Murree’de yeni binalar yapılırken şöyle uygulamalar olmuştu: Binaların projeleri işinin ehli mühendisler yerine, elinde ancak lise diploması olan insanlar tarafından taslak halinde çizilip dikiliverdi. Aynı şey Ravalpindi, İslamabad, Karaçi ve Lahore için de geçerli. Bunlar her an patlamaya hazır ve günün birinde mutlaka patlayacak birer bomba gibiler.”