1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Demokrasi Nöbeti” sürüyor

23 Temmuz 2016

Darbe girişiminin üzerinden geçen bir haftaya karşın, meydanlar hala binlerce kişiyle dolu. Taksim’de her görünümden gösterici var. Darbeye direniş, farklı kesimleri de bir araya getirmiş görünüyor.

https://p.dw.com/p/1JUgK
Fotoğraf: Hatef Faghani Nobari

“Hala bir tehdit olduğunu düşünüyorum ben. Bu tehdit, milletin tamamınadır, herkese, her kesimedir.”

26 yaşındaki Muhittin Bayramtopçu, dün gece İstanbul’un kalbindeki Taksim Meydanı’nda bunları söylüyordu: “Demokrasi için buradayım.”

Türkei Demonstration gegen Putschversuch auf dem Taksim Platz
Muhittin BayramtopçuFotoğraf: DW/K. Akyol

15 Temmuz’daki askeri darbe girişiminin üzerinden geçen bir haftaya karşın, Türkiye’nin dört bir yanında binlerce kişi hala meydanlarda. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe girişimi gecesi yaptığı çağrıyla başlayan bu gösteriler, “Demokrasi Nöbeti” diye anılıyor.

Erdoğan’ın dünkü son açıklamasına göre, “Bu yürüyüş, son duyuru yapılana kadar devam etmeli”. Başbakan Binali Yıldırım’ın sözleri de aynı yöndeydi: “Tehlike bitmiş değildir. Vatandaşımızın huzuru, güveni sağlanmıştır. Ama rehavete mahal yoktur.”

x
Fotoğraf: DW/K. Akyol

Taksim Meydanı’ndaki genç bir üniversite öğrencisi de bu görüşleri paylaşıyor: “Darbe tehdidi bu ülkede her zaman vardı ve var. Tarih okuduğum için biliyorum.”

Son seçimlerde tamamen zıt görüşteki başka bir partiye oy verdiğinin altını çiziyor. Oy verdiği partinin buradaki göstericileri milliyetçi olarak nitelediğini belirterek devam ediyor: “Ama diğer partiler de buradaki duruşu sergileseydi, aynı yerde olsaydı, her şey farklı olabilirdi, ülke birlik içinde olabilirdi. Ben halkımla birlikteyim şu anda.”

Bu sözlerin sahibi genç kadın, son derece modern bir görünüme sahip. Ellerinde çok büyük oranda yalnızca Türkiye bayrakları taşıyan bu meydandaki binlerce kişi arasında, farklı görünüme sahip insanlar var: Başörtülülerden çarşaflılara, kolları dövmeli motosikletlilerden, takkeli ve sarıklılara, omuzları açıkta bırakan giysililerden, şortlulara. Ağırlık, muhafazakar görünümlü. Kadınların oranı, erkeklere denk değil, ama Türkiye'de her gün sokakta görülenden az değil. Bazı göstericiler, çocuklarıyla burada.

30’larında bir adam, 8-10 yaşlarındaki kız çocuğuna iki eli aynı anda havada iki ayrı işaret gösteriyor: “Bak” diye anlatıyor, “bu bozkurt, bu da rabia işareti.”

Adını söylemek istemeyen orta yaşlı bir kadın, “Bu vatan bizim, bu toprak bizim, bu bayrak bizim” diyor. Darbecilere karşı öfkeli: “Rabbim bu hainlere meyil vermedi, bizi korudu.”

Bu göstericinin öfkeli sözlerine karşın, son 3 yıldır polisin güç kullanarak bütün gösterilere yasakladığı meydan, cuma gecesinin getirdiği fazladan kalabalıkla birlikte huzurlu ve organize görünüyor. Toplu taşıma araçları, 24 saat çalışıyor. Orta yerde seyyar tuvalet. Bazı göstericiler, polis ve belediyenin zabıta memurlarıyla Cumhuriyet Anıtı önünde hatıra fotoğrafı çekiliyor. Devlet kurumları su, özel bir firma sucuk-ekmek dağıtıyor. İki ayrı noktadaki çadırların önünde uzanan düzenli sucuk ekmek kuyrukları, en az 50-70 metre uzunlukta.

İlhan Ataç
İlhan AtaçFotoğraf: DW/K. Akyol

Seyyar satıcılar, “Al bayrak” diye bağırıyor, “5 lira”. Günlerdir İstanbul’un hemen bütün reklam panolarındaki bayrak üzerine yazılı “Hakimiyet milletindir” sözleri, seyyar tezgahlarda satılan tişörtlerin de üzerinde. Ay-yıldızlı feslerden, kafalara sarılan “Şehitler ölmez” ve “Rabia” yazılı bantlara, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ismi ve fotoğrafının basılı olduğu atkılara, bayraklı anahtarlıklara, bu tezgahlarda.

2013 yılında bütün Türkiye’ye yayılan ve en az 10 kişinin ölümüne neden olan protestoların patlak verdiği Gezi Parkı girişinde dev bir sahne ve üstünde sahnenin büyüklüğüyle orantılı iki ekran var. Bir sunucu, kah İstiklal Marşı’nın sözlerini okuyor, kah göstericileri ellerindeki bayrakları dalgalandırmaya çağırıyor. “Türkiyem”, “Memleketim” temalı şarkılar, türküler çalıyor.

Tek slogan, “Ya Allah, bismillah; Allahu ekber.” Kadınlı-erkekli gençlerden oluşan bir grup, 30-40 metrekarelik ay-yıldızlı bayrağı hep birlikte ahenkli bir hızla sallıyor. Arada duyulan diğer slogan, bayrağın renkleri: “Kırmızı”, “Beyaz”. Atatürk Kültür Merkezi'nin meydana bakan ön cephesi de tamamen bayrakla kaplı, üzerindeki aynı: “Hakimiyet milletindir.”

Sahnenin yanındaki bir başka platformda, göstericiler 50-60 kişilik gruplar halinde fotoğraflar çektiriyor. Buradaki sunucu, 5'ten geriye sayıyor, “Bayraklar havaya” diyor. Bu fotoğraflar, internet üzerindeki “Meydan nöbeti” başlıklı sosyal medya hesaplarında yayınlanıyor.

Türkei Demonstration gegen Putschversuch auf dem Taksim Platz
Fotoğraf: DW/K. Akyol

Bu platformun hemen yanında, bir kürsü var. Önünde, yerde kırmızı karanfiller. Arka zeminde, darbe girişimi sırasında öldürülen onlarca kişinin isimleri yazılı. İki de defter var kürsüde. Dileyenler defterlere duygularını, düşüncelerini yazıyor. 43 yaşındaki İlhan Ataç, haftasonu olduğu için meydana bu kez 4 yaşındaki kızının elinden tutarak gelmiş. Deftere yazdıklarını şöyle anlatıyor:

“Tankın önüne yatmak nasıl bir şeydir, kurşunlara göğsünü siper etmek nasıl bir cesarettir? Böyle bir şeyi yaptıkları için şehitlerimize teşekkür ettim. Böyle büyük bir millet olduğumuz için yıkılmayacağımızı belirttim.”

Yatsı namazı vakti yaklaşırken büyük sahnedeki sunucu meydanı sükunete davet ediyor. Ezan okunduktan sonra coşku kaldığı yerden devam ediyor. Sunucu, Türkiye’nin tüm kentlerinin aynı anda meydanlarda olduğunu hatırlatıyor. Birbirinden uzak kentlerin isimlerini sayarak, soruyor: “Burada mı?” Göstericiler cevaplıyor, “Burada”. “İkinci bir emre kadar buradayız” diyor.

Adıyamanlı 24 yaşındaki tekstil işçisi Selahattin Ergün, son 5 gecedir burada. “Bu insanların bir araya gelmesinden mutluyum” diyor: “Kardeşlik içinde, Kürdü, Türkü, Zazası, Çerkezi, Lazı, hepsini birlik içinde görüyorum şu anda, burada.”

© Deutsche Welle Türkçe

Kürşat Akyol / İstanbul