1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Danimarka’da namus cinayetine aileye toplu ceza

Regina König29 Haziran 2006

Danimarka’da 23 Eylül 2005 tarihinde işlenen bir töre cinayeti davası sonuçlandı. Danimarkalı hakimler, Pakistan kökenli Gazala Han adlı genç kızın ve eşinin ölümünden sorumlu ailenin 6 ferdi ile birlikte 9 kişiyi birden uzun hapis cezalarına mahkum etti. Regina König’in haberi...

https://p.dw.com/p/AZs2

Danimarka’da Afganlı bir gençle evlendiği gerekçesiyle namus cinayetine kurban giden Pakistanlı Gazala Han isimli genç kızın ölümünden sorumlu tutulan 9 kişi çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Gazala’nın babası hakkında ömür boyu hapis cezası verilirken, erkek kardeşi ve iki amcası da 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme aralarında diğer amcası ve halasının da bulunduğu diğer sanıklar hakkında ise 14 ila 8 yıl arasında değişen hapis cezaları verdi.

Hapis cezasına çarptırılan 6 aile ferdi ile 3 aile dostu dışında, cinayetten haberdar olan bazı aile üyelerinin de sınırdışı edilmesi bekleniyor. Bu karar ile Avrupa’da ilk kez sadece katil değil, cinayete yardım ve destek veren kişiler de cezalandırılmış oldu. Almanya’da yaşanan Hatun Sürücü cinayetinden sonra, sadece cinayeti üstlenen erkek kadeşin mahkum edilmesi yoğun tartışmalara ve eleştirilere neden olmuştu.

Gazala’nın suçu bir Afgan’la evlenmek

Pakistanlı göçmen bir ailenin çocuğu olan Gazala, yaşanan sorunlara rağmen ailesi ile yeniden barışmayı umut ediyordu. Bu düşüncesi, O’nun sonu oldu. 23 Eylül günü aile dostları tarafından Danimarka’nın küçük bir kasabası olan Slagese’deki tren garına çağrılan Gazala silahlı saldırıya uğradı. Erkek kardeşi tarafından sokak ortasında 6 kere ateş edilen Gazala olay yerinde can verirken, iki günlük eşi Emal Han saldırıdan ağır yaralı olarak kurtuldu.

Gazala, ailesinin gözünde yanlış adama aşık olmuştu. Gönlünü kaptırdığı Emal Han Afgan bir göçmendi ve aile onların evliliğine karşıydı. Nitekim evlendikten iki gün sonra ailesiyle barışma umuduyla tren garına çağrılmış, ancak asıl amacın, kirlettiğine inanılan namusunun temizlenmesi olduğunu, yani öldürüleceğini anlamamıştı. Gazala, erkek kardeşinin saldırısının ardından hemen can verirken, eşi de ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede geçirdiği ameliyatlar sayesinde kurtarılabilmişti.

Geniş çaplı soruşturma

Gazala’nın kardeşi ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanmış, hakkında hemen dava açılmıştı. Ancak Danimarka polisi, olayın sadece erkek kardeşin işlediği bir cinayetten ibaret olmadığından yola çıkarak araştırmalarını derinleştirmişti. Nihayetinde yeterli kanıtlar buldu. Ortaya çıkan kanıtlar sayesinde, katil dışında 5 aile ferdi ile 3 aile dostu cinayete yardımdan mahkum edildi.

Danimarka polisi Gazala cinayetinin perde arkasını aydınlatmak için aile fertleri ile akrabalar arasındaki telefon görüşmelerini dinledi, bu görüşmelerden sağladığı ipuçları sayesinde ifadelerine başvurdu. İfadelerde çelişkilerin ortaya çıkması üzerine soruşurma derinleştirildi. Böylece Gazala’nın yerinin saptanmasında ve takibinde bazı akrabaların da aileye doğrudan yardım ettiği kanıtlandı.

Avrupa’da örnek teşkil ediyor

Uzmanlar Gazala davasının, namus cinayetleri konusunda tüm Avrupa’da bir dönüm noktası teşkil edeceğini söylüyor, ancak bir mahkeme kararının da yüzyıllardır var olan gelenekleri değiştiremeyeceğinin farkındalar. Polis ise davanın, bundan sonraki cinayet olaylarında katillerin anında yurtdışına kaçırılmasına vesile yaratmasından endişe ediyor.

Avrupa’daki diğer namus cinayetleri davalarına örnek teşkil edeceğini düşünen Danimarkalı Profesör Unni Wikan ise şu değerlendirmede bulunuyor: “Bildiğim kadarıyla, Avrupa’nın kuzey ülkelerinde ilk kez bir cinayet olayından dolayı bu kadar çok aile ferdi mahkum ediliyor. Şimdiye dek sadece katil zanlısı hakkında dava açılmıştı. Olayın arka planında rol oynayan kişiler hakında soruşturma açlmamıştı. İsveç’te benzeri bir deneme olmuş, ancak başarı sağlanamamıştı.”