1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Weltkrise mit geringem Lerneffekt

8 Eylül 2009

Amerika Birleşik Devletleri’nde Lehman Brothers’in iflasıyla başlayan küresel kriz birinci yılını doldurdu. Batılı ülkeler, piyasalarda hâlâ etkisini hissettiren krize karşı alınabilecek kalıcı önlemleri tartışıyor.

https://p.dw.com/p/JVcD

Bomba 15 Eylül 2008'de Wall Street'in incisi, ünlü yatırım bankası Lehman Brothers’in iflas etmesiyle patlamış, patlamanın şok dalgaları önce büyük bankaları iflasın eşiğine getirmiş, ardından da bütün dünyayı savaş sonrasının en ağır ekonomik krizine sürüklemişti.

Siyasetçiler ve ekonomi uzmanları ekonomik enkazın altında krizin nedenlerini bulmakta gecikmedi: Gözü kara bankalar uzun süre diledikleri gibi iş yapıp riskleri görmezden gelmişti. Sonunda, krizlerin bundan böyle ancak finans sektörünün yeni kural ve değerlere bağlanmasıyla önlenebileceğine kanaat getirildi. Ancak birinci yılını dolduran küresel krizden gereken dersin alınıp alınmadığı hâlâ meçhul.


Almanya Başbakanı Angela Merkel, bankalara özel sermaye stoku, risk indirimi ve borçlanma sınırı ile ilgili sıkı kurallar getirilmesi için Pittsburgh’daki dünya finans zirvesinde ağırlığını koymaya hazırlanıyor.

Merkel, “Hedefimiz, kontrolsüz tek bir finans ürünü, tek bir bölge ve de tek bir bankanın kalkmamasıdır. Londra buluşmasında vardığımız bu mutabakatın bilançosunu Pittsburgh’da çıkaracağız ve yeni adımlar kararlaştıracağız. Benim için önemli olan, banka faaliyetlerinin uzun vadeli başarısına göre ikramiye ödemelerine çeki düzen verilmesidir. Çünkü ikramiyeler çok yüksek tutulduğunda bankerlerin risk alma eğilimi da artıyor” diyor.

Küresel krize küresel önlemler


Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü uzmanlarından Dorothea Schaefer, Almanya’nın şimdiye kadar sadece kriz yönetimi yapıldığını, bankalara milyarlar aktarılıp, bazı bankaların devletleştirildiğini ve banka bilançolarının çürük kredilerden temizlendiğini söylüyor.

Finans piyasası uzmanı krizleri önlemek için kararlaştırılan kuralların aslında inisiyatiften başka şey olmadığını vurguluyor. Politikacı ve ekonomistler küresel krizlerin ancak küresel kurallarla önlenebileceği görüşünde birleşiyor.

İngiltere başbakanı Gordon Brown nisan ayında Londra’da yapılan dünya finans zirvesinde yeni bir dünya düzenine geçmek zorunda olduklarını ve kurala bağlanmamış tek bir menkul değer kalmaması gerektiğini söylemişti.


Bankaların ölçüyü kaçırıp iflasın eşiğine geldikten sonra devlete avuç açmaması için nasıl bir düzenleme yapılabileceği, Almanya Başbakanı Merkel’in üzerinde durduğu bir diğer konu.

Merkel, “Haddini bilmez bankaların yüksek risk yüzünden batma raddesinde devlete yük olmaması için ne yapabiliriz? Pittsburgh zirvesinde öz sermaye stoku ve borçlanma üst sınırı gibi konuları derinlemesine ele almak zorundayız. Bankaların büyüklüğü ve uluslararası finans piyasasıyla kenetlenme derecesi bilançosundaki öz sermaye toplamıyla mütenasip olmalı” diyor.

"İngiltere ve ABD engel olabilir"


Ama bunların hepsi şimdilik sadece niyet açıklaması. Bankaların ortak kurallara bağlanmasında arpa boyu kadar yol alınamadığını, çünkü uluslararası işbirliğinden eser olmadığını söyleyen siyasi iktisat profesörü Henrik Enderlein, İngiltere ve ABD’nin Pittsburgh zirvesinde reform girişimlerini bloke edeceğinden emin olduğunu belirtiyor.

Finans sektöründeki bütün ürün ve piyasaların kontrol altına alınması, her türlü kuraldan azade çalışan büyük Alman bankalarının müşterileri tarafından da ısrarla talep ediliyor. Zamanın katı kurallar talep edenlerin aleyhine çalıştığını öne süren finans uzmanı Dorothea Schaefer, Londra zirvesinin, dünya ekonomisinin daralmakta olduğu sırada yapıldığını hatırlatıyor. Ekonomik toparlanma belirtilerinin arttığını belirten uzman, “bu ortamda radikal değişiklik yapma isteği zayıflayabilir. Umarım, dünyayı ekonomik uçurumun kenarına getiren bu ağır krizden sonra kimse eski hamam, eski tasa dönme cüretini göstermez”, diyor.


Derleyen: Ahmet Günaltay (DW,afp)


Editör: Meltem Karagöz