1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünya endişe içinde

DW14 Temmuz 2006

İsrail’in Lübnan’da şiddetlendirdiği saldırılar, Gazze’de devam eden operasyon ve bir yandan da İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın açıklamaları, uluslararası toplumda Ortadoğu’da yeni bir savaş endişesine neden oluyor...

https://p.dw.com/p/AZot
Hizbullah bayrağını taşıyan Lübnanlı bir kadın...
Hizbullah bayrağını taşıyan Lübnanlı bir kadın...Fotoğraf: AP

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, İsrail’in Suriye’ye de saldırması durumunda, bunun İslam dünyasının tümüne yapılmış bir saldırı olacağını söyledi ve bunun yanıtının çok sert olacağı tehdidinde bulundu. İran’ın bu açıklaması Ortadoğu’da tansiyonu yükseltirken, Avrupa Birliği de bölgedeki şiddetin yayılmasından endişe duyduğunu kaydetti.

Ortadoğu’daki gelişmelere ilişkin Helsinki’de bir basın düzenleyen AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın Dışişleri Bakanı Erkki Tuamioja, şu andaki durumun “çok kötü“ olduğunu dile getirerek, daha da kötüleşebileceği uyarısında bulundu. Krizin yayılmasından, özellikle de Suriye’ye sıçramasından korktuklarını dile getiren Tuomioja, ortaya çıkacak sonucun kontrol altına alınamayabileceğine dikkat çekti.

Finlandiya Dışişleri Bakanı Tuomioja, hafta sonu taraflarla görüşmek üzere AB Ortak Dış Politika ve Savunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana ile birlikte bölgeye gideceklerini açıkladı. AB dışişleri bakanları da Pazartesi günü Ortadoğu’daki durumu ele almak için Brüksel’de acil bir toplantı yapacaklar.

Putin'den çağrı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de yaşananlardan endişeli olduğunu açıkladı. Ortadoğu’da taraflardan, akan kanı durdurmalarını isteyen Putin, “Çatışmaya dahil olan tarafların bir an önce çatışmalara bir an önce son vermesi gerektiğini düşünüyorum'' dedi.

Bu arada Rusya Dışişleri Bakanlığı, St. Petersburg’da yapılacak G-8 Zirvesi’nin gündemine Ortadoğu’daki son gelişmelerin de eklendiğini bildirdi. Ayrıca Moskova'nın Ortadoğu'ya Dışişleri Bakanlığı özel temsilcisi Sergey Yakovlev'i göndereceği belirtildi.

ABD ve İngiltere temkinli

ABD’den ise İsrail’in operasyonlarına ilişkin temkinli açıklamalar geliyor. ABD Başkanı George Bush’un “İstrail’in meşru müdafaa hakkınun bulunduğu”nu söylemesinin ardından, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve ABD Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley, acele bir basın toplantısı düzenledi.

Rice ve Hadley, Amerikan heyetinin Almanya temaslarını takip eden bir grup gazeteceyi yataklarından kaldırarak açıklama yaptı. ABD Dışişleri Bakanı, son gelişmelerden duyduğu kaygı dile getirerek, İsrail’in Lübnan’a saldırılarında daha temkinli davranmasını istedi. Rice ayrıca Suriye yönetiminden de İsrail’e saldırıları durdurması için Hizbullah’a etki etmesini istedi.

İngiltere Başbakanı Tony Blair de Ortadoğu'daki tek çözümün gelecek için barış ve istikrar vaat eden yol haritasına dönmek olduğunu söyledi. Durumun son derece ciddi olduğunun altını çizmek istediğini kaydeden Blair, İsrail'in kendini savunma gerekliliği anladığını, ancak şu anda olup bitenlerin hem Filistinliler hem de Lübnan halkı açısından son derece trajik olduğunu dile getirdi.

BM heyeti bölgeye gidiyor

Sivillere yönelik her türlü saldırıyı kınadığını açıklayan BM Genel Sekreteri Kofi Annan da Ortadoğu'ya üç kişilik heyet gönderme kararı alırken, Almanya Dışişleri Bakanı Frank – Walter Steinmeier de yaşananlardan büyük endişe duyduğunu ifade etti. Gazze’de operasyonun gerilimin ilk aşaması, Lübnan’ın da ikinci aşama olduğunu kaydeden Steinmeier, kaçırılan İsrail askerlerinin serbest bırakılmasını istedi.

Danimarka Dışişleri Bakanı Per Stig Möller de son gerginliğin bölgedeki krizi derinleştirdiğini kaydetti. Bu arada, Danimarka ve Norveç, vatandaşlarına Lübnan'a gitmeme tavsiyesinde bulunurken, İsveç Dışişleri Bakanı Jan Eliasson, İsrail'in Gazze ve Lübnan'daki faaliyetlerini eleştirdi. İtalya Dışişleri Bakanlığı da İsrail ve Lübnan'a gitmek isteyen İtalyan vatandaşlarını bu ülkelere seyahat konusunda uyardı.

Endonezya ve Pakistan, İsrail'in Lübnan'da düzenlediği hava saldırılarını kınarken, Suudi Arabistan ise Lübnan'da baş gösteren krizden “Lübnan içindeki unsurların“ sorumlu olduğunu belirterek, İranlıları sert bir dille suçladı. Kanada Başbakanı Stephen Harper de İsrail'in Gazze Şeridi ve Lübnan'da yaptıklarını 'ölçülü' buldu. Harper, “İsrail'in kendini savunma hakkı var,“ dedi.

Gazze tasarısına ABD vetosu

Bu arada ABD, BM Güvenlik Konseyi’nden, İsrail'in Gazze saldırılarının kınanmasını öngören karar tasarısını çıkmasını veto etti. Oylamada, 15 üyeden 10'u, Katar tarafından sunulan tasarıya onay verdi, dördü çekimser kaldı. Amerikalı Büyükelçi John Bolton, iki İsrailli askerin Hizbullah tarafından kaçırılması ve bölgedeki diğer gelişmeler gözardı edileceği gerekçesiyle tasarının kabul edilemez olduğunu söyledi.

Bolton, “Bu karar tasarısının sadece zamanlaması yanlış değildi. Aynı zamanda içerik olarak da eskiydi. Hep birlikte, Hizbullah’ın devreye girmesiyle şiddetin nasıl arttığına tanık olduk“ dedi.

Tasarıda, güç kullanımının ölçüsünü kaçırmak ve Filistinli sivillerin hayatını tehlikeye atmakla suçlanan İsrail'den, Gazze'deki askerlerini çekmesi, tutuklanan Hamas hükümeti üyelerinin serbest bırakılması talep ediliyordu. Ayrıca Filistinli militanlara da kaçırılan İsrailli askeri serbest bırakmaları ve İsraillilere yönelik saldırılara son vermeleri çağrısında bulunuluyordu. Tasarı metninde, Washington’ın talep ettiği gibi, İsrailli askerin kaçırılması, krizin sebebi olarak belirtilmiyordu.