1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Büyükada davası: Taner Kılıç'a tahliye yok

21 Haziran 2018

Büyükada davası kapsamında 13 aydır tutuklu bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç’ın tahliye talebi bir kez daha reddedildi.

https://p.dw.com/p/302tg
Taner Kılıç
Taner Kılıç Fotoğraf: picture-alliance/AP/Amnesty International Turkey

İnsan hakları savunucularının yargılandığı Büyükada davası, bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde görülmeye devam edildi. Davanın tek tutuklu sanığı Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç için tahliye talebi mahkeme tarafından reddedildi.

İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmayı çok sayıda yabancı misyon temsilcisi takip etti. Duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Günal Kurşun ve Nejat Taştan katıldı. Taner Kılıç ise duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

Duruşmada dinlenen tanık Ahmet Tunç Tunçten, toplantıda tercüman olarak görev aldığını belirterek, toplantıya katılanların şiddet alanında çalışmaları nedeniyle mesleki açıdan yorgun düştükleri için birbirlerine psikolojik destek verdiğini söyledi. "Birbirlerine sarılıp ağladıklarını hatırlıyorum” diyen Tunçten, toplantının "yasa dışı” ya da "gizli” olduğuna dair bir izlenime kapılmadığını dile getirdi. Toplantının ikinci kısmında dijital veri güvenliği üzerine konuşulduğunu ekleyen Tunçten, "Polisten baskı gördünüz mü” sorusuna ise "Zannetmiyorum” yanıtını verdi.

"Polisle sıkıntısı olan kişi tehdittir diye düşündüm”

Duruşmaya yine SEGBİS ile bağlanan gizli tanık sözlerine, "Hatırladığım kadarıyla orada bir toplantı vardı. Elektronik takipten korunmak için önlemler falan alıyorlardı sanırım” diye başladı. Toplantı salonuna yakın bir tuvalete gidip gelirken konuşulanları duyduğunu iddia eden tanık, avukatların yönelttiği "Toplantıdan çıkanları çıkarken gördünüz mü?”, "Yüzleştirme ne zaman yapıldı?” gibi soruları kimliğinin deşifre olabileceğini savunarak cevapsız bıraktı. Neden şikâyet ettiği sorusuna ise "Polisle sıkıntısı olan kişi tehdittir diye düşündüm, düz mantık” yanıtını verdi.

Kendisine sorulan soruları anlayamadığını söyleyen gizli tanık bir avukat tarafından, "Çocuk oyuncağı değil, müvekkillerimiz aylarca hapiste kaldılar. Bildiklerinizi anlatmak zorundasınız” sözleriyle uyarıldı. Gizli tanık, avukat Hülya Gülbahar'ın ulusal güvenliği tehdit edecek bir toplantının açık bir şekilde ve havuz kenarında yapılmasının kendisine garip gelip gelmediğini sorması üzerine "O bana da zaten garip geldi” cevabını verdi.

"Akrabalık bağı suç deliline delalet edebilir mi”

Tutuklu tek sanık Taner Kılıç, 13 aydır tutuklu olduğunu ve bu sürenin kendisi için kolay geçmediğini söyledi. Kılıç, hakkında hazırlanan polis raporunda kız kardeşinin ailesiyle çekilen fotoğrafların da girdiğini belirterek "Kardeşimin eşi FETÖ bağlantısıyla yargılanıyor, bu kişiyle 27 yıldır evli. Ne yapsaydım? Evliliği engelleyip, ‘Bir gün terör örgütü üyesi olabilir mi?' demeliydim? Akrabalık bağı suç deliline delalet edebilir mi” diye konuştu.

Taner Kılıç'ın avukatları, müvekkillerinin otuz yıldır insan hakları alanında çalışan biri olduğunu vurguladı. Yapılan dijital incelemelerde tutuklanmasına gerekçe gösterilen Bylock iddiasına ilişkin bir delil elde edilemediğini belirten avukatlar, mahkeme heyetinden Kılıç'ın beraatini ve tahliyesini talep etti. Avukat Murat Deha Boduroğlu, iddianamenin boş bir metin olduğunu savunarak "Bir avukat olarak utanıyorum böyle bir iddianameden” dedi.

15'e yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyorlar

Mahkeme heyeti, 13 aydır tutuklu bulunan Taner Kılıç'ın tutukluluk halinin devamına kadar verdi. Kılıç hakkında verilen tutukluluğun devamı kararı, duruşma salonundakiler tarafından gözyaşları içinde karşılandı. Gelecek duruşma, 7 Kasım 2018 tarihine ertelendi.

Davanın sekiz tutuklu sanığı, 25 Ekim 2017 tarihinde görülen ilk duruşmada tahliye edilmişti. Dosya kapsamında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç, Yurttaşlık Derneği üyeleri Özlem Dalkıran ve Nalan Erkem, Kadın Koalisyonu'ndan İlknur Üstün, İnsan Hakları Gündemi Derneği üyeleri Veli Acu ve Günal Kurşun, yabancı eğitmenler Alman Peter Steudtner ve İsveçli Ali Gharavi ile Eşit Haklar İçin İzleme Derneği Genel Koordinatörü Nejat Taştan ve Hak İnisiyatifi Temsilcisi Şeyhmuz Özbekli, "silahlı terör örgütüne yardım etme” ve "silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından 15'er yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor.

Burcu Karakaş / İstanbul

© Deutsche Welle Türkçe