1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bulgarlar tarihi tartışıyor

Marinela Liptcheva/DW26 Nisan 2007

Bulgaristan'da Osmanlı zulmünün simgesi olarak görülen Batak katilamı 131 yıl sonra yine gündemde. 17 Mayıs'ta Sofya’da ’Batak katliamı miti örneğinde İslam karşıtlığı’ konulu konferans düzenleneyecek olan Alman bilim adamlarının "Batak olaylarının mitleştirildiği" yorumu ülkeyi karıştırdı. Bulgar siyasiler ve bulvar gazeteleri ateş püskürüyor.

https://p.dw.com/p/AaF2
Tarihçi olan Bulgaristan Cumhurbaşkanı Pırvanov da konferansa eleştirilerde bulundu.
Tarihçi olan Bulgaristan Cumhurbaşkanı Pırvanov da konferansa eleştirilerde bulundu.Fotoğraf: AP

Osmanlı egemenliği döneminde 21 Nisan 1876 tarihinde Bulgaristan’ın Batak köyünde çıkan ayaklanmanın bastırılması Bulgar tarihine Batak katliamı olarak geçmişti. Bulgar tarihçiler Osmanlı yönetimine karşı başlatılan ayaklanmada çoğu kadın ve çocuk 5 bin kişinin Batak’taki Sveta Nedelya Kilisesi’nde kılıçtan geçirildiğini iddia ediyor.

Son günlerde alevlenen tartışmaların odağında, 17 Mayıs tarihinde başkent Sofya’da, Alman ve Bulgar tarihçilerin birlikte düzenleyeceği bilimsel konferans bulunuyor. Berlin Hür Üniversitesi’ne bağlı Doğu Avrupa Enstitüsü’nün projesi, Bulgaristan tarihinde İslam’ın düşman simge haline getirilişi ve günümüzdeki İslam karşıtı klişeleri konu alıyor. Ve bu bağlamda Batak katliamına işaret ediliyor.

İnkar değil mitleştirme

Konferansın konseptinin geliştirilmesine katkıda bulunan Berlin Hür Üniversitesi’nden sanat tarihçi Maria Baleva “Tüm ulus devletlerde olduğu gibi, Bulgaristan’ın oluşumunda da mitler önemli bir rol oynamıştır. Ve bu mitlerden biri de Batak mitidir. Ancak mit derken bu olayın yaşanmadığını iddia etmiyoruz. Mit, tarihsel bir gerçeğin edebiyatta, resimde yeniden kurgulanması anlamına geliyor“ diyor. Baleva, Batak olaylarından yıllar sonra bir Polonyalı ressamın yaptığı bir resme ve bu resme örnek teşkil eden Batak köylülerinin kurgulanmış fotoğraflarına, okul kitapları gibi kaynalarda sık sık rastlanıldığını ve bu şekilde ortak hafızaya kaydedildiğini belirtiyor.

Ancak ’mit’ tanımlaması Bulgarları kızdırdı; gazetelerinde “Almanlar Batak katliamını sorguluyor“, “Bulgaristan’da katliam olmamışmış“, “Tarih çarpıtılıyor“ gibi başlıkların atılmasını neden oldu.

Bizzat kendisi de tarihçi olan Cumhurbaşkanı Georgi Pırvanov konferansı milli tarih ve milli hafızaya karşı sert bir provokasyon olarak nitelendirdi. Sofya Ulusal Tarih Müzesi Yöneticisi Bogidar Dimitrov da tarihçileri ’Soykırım’ın inkarı’ suçundan mahkemeye vereceğini söyledi. Aşırı sağcı ırkçı Attaka partisi ceza kanununa Bulgar tarihinin çarpıtılmasına karşı yeni bir madde eklenmesi çağrısında bulunurken, Milliyetçi Büyük Makedonya Devrimci Partisi ’Osmanlı İmparatorluğu’nda Bulgar halkına soykırım uygulandığı’ yönünde bir yasa çıkarılması talebinde bulundu.

"Tarihi gerçekler değil yansıtılışları önemli"

Berlin Hür Üniversitesi’nden Dr. Ulf Brunnbauer projenin konseptinin kasıtlı olarak yanlış yansıtıldığını belirterek “Biz projemizde tarihi gerçeklerle değil, gerçeklerin yansıtılış şekliyle ilgileniyoruz“ diyor.

Dr. Brunnbauer sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bulvar basınında bize karşı bu kadar kışkırtıcı yazılar yazılması, hatta kişisel saldırılarda bulunulmasının nedeni ne? Bu muhtemelen ülkedeki siyasi durumla, bazı milliyetçi kesimlerin kamuoyunda dikkat çekebilmek için kullandıkları stratejiyle ilgili bir şey."