1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

190411 Deepwater Horizon Forschung

20 Nisan 2011

Meksika Körfezi bundan bir yıl önce benzeri görülmemiş bir çevre felaketine sahne oldu. Uzmanlar bir yandan facianın doğaya olan etkilerini araştırıyor, diğer yandan benzer gelişmelerin önüne geçebilecek yollar arıyor.

https://p.dw.com/p/10wnp
Fotoğraf: AP

"Deepwater Horizon" adlı petrol platformundan denize üç ay boyunca 800 milyon litreden fazla petrol aktı. Felaketin üzerinden geçen bir yıla rağmen, doğal hayatta meydana gelen tahribatın boyutları henüz tam olarak netlik kazanmadı. Öte yandan Meksika Körfezi'nde, denize yayılan petrol tabakasının ve petrolü arındırmak için kullanılan yöntemlerin etkileri araştırılmaya devam ediyor. Körfez'de felaketin uzun vadedeki etkileri incelenirken, dünyanın farklı yerlerinden bir çok uzman da olası felaketleri daha çabuk önleyebilmenin yollarını araştırıyor. Norveç de bu ülkelerden biri.

Norveç'teki SINTEF Araştırma Merkezi, denizde farklı çalışmalar gerçekleşitiryor.
Norveç'in Trondheim kentindeki SINTEF Petrol Araştırma Merkezi’nde, devasa bir küvetin içinde, petrolün doğal hayata olası etkileri araştırılıyor. Petrolün farklı iklim ve bölgelere göre etkilerini ortaya çıkarabilmek için, çalışmalarda çabuk buharlaşan petrolden, daha ağır olan ve deniz yüzeyinde geniş alanlara yayılabilen petrole kadar farklı çeşitler kullanılıyor. Küvetteki petrol eklenmiş deniz suyuna oldukça güçlü bir kızılötesi lambayla güneş ışını etkisi ve suni yollarla dalga oluşturularak, petrolün deniz suyundaki hareketleri inceleniyor.

Norveç, petrol çalışmalarında oldukça deneyimli bir ülke. 1971 yılından bu yana ülke petrol ihtiyacını Kuzey Denizi'nden temin ediyor. Norveç SINTEF Araştırma Merkezi'nin de ülkenin kuzeyindeki Trondheim kenti yakınındaki buzul körfezinde bir deniz labaratuarı yer alıyor. Araştırmalarda, labaratuarın yakınındaki petrol boru hattından 90 metre derinlikten çekilen deniz suyu kullanılıyor.

"Karar anı"

Labaratuarda Meksika Körfezi'nden getirilen petrol örnekleri inceleniyor. Çalışmaların temelinde hangi çeşit petrolün deniz suyunda nasıl etkilere yol açtığının belirlenmesi ve sonuçlara göre de olası petrol kazalarında en doğru tekniğin kullanılması yer alıyor. Günümüzde, petrolün çekilmesi, yakılması ya da üzerine kimyasal maddeler dökülmesi şeklinde üç yönteme başvuruluyor. Petrolün deniz yüzeyinde yayılmasını engelleyen bir kimyasal madde üzerinde uzmanlaşmış bilim insanı Per Darling, “Norveç'te, petrolün yayılmasını önleyecek maddeyi acil durum planlarında devreye sokmak üzere çalışıyoruz. Tabii bu yöntemde, maddenin kullanımı yani yılın hangi zamanında ve nasıl kullanılacağına dair kesin kaideler bulunuyor. Örneğin deniz canlılarının yumurtlama bölgelerinde belirli dönemlerde kullanılmaması gerekiyor. Ancak kuşlar için tehlike oluşturan yerlerde, her şeyi göze almalıyız" şeklinde konuşarak, doğaya en az zararla hangi tekniğin kullanılacağına karar vermeleri gerektiğini ifade etti.

8 milyon litre kimyasal

Norveçli bilim insanı Per Darling, Meksika'da yaşanan petrol felaketinde, bölgeye çağrılmış ve kriz ekibine dâhil edilmişti. Meksika Körfezi'nde yürütülen çalışmalarda, denizi petrolden arındırabilmek için yaklaşık 8 milyon litre kimyasal madde kullanılmıştı. Ancak bugün bilim insanları bu yöntemin ne kadar doğru bir seçim olduğunu tartışıyor. Darling, kimyasal maddenin, petrol tabakasının daha geniş alanlara yayılmasını engellediğini savunurken, bazı bilim insanları da petrolün denizde yayılmasını engelleyen maddenin, doğal hayata ne gibi zararlı etkileri olacağının kısa vadede anlaşılamayacağı görüşünde.

Öte yandan, Norveç SINTEF Araştırma Merkezi şu sıralar yeni bir yöntem üzerinde çalışıyor. Petrolün, kimyasal madde kullanılmadan denizden arındırılmasına yönelik bir araştırma yapılıyor. Projenin bir yıl içinde tamamlanması hedefleniyor. Norveç Temiz Deniz Derneği NOFO da yeni teknolojiler alanında, petrol şirketleriyle ortak çalışmalar yürütüyor. Dernek, şirketlere, petrol kirliliğini önleme konusunda destek sağlıyor.

NOFO danışmanlarından Jörn Harald Andersen, Meksika'daki petrol felaketinin, derneğin çalışmalarında önemli bir etkisi olduğunu ifade ediyor. Andersen, normal şartlarda petrol tabakasının ancak yüzde 10'u ile mücadele edilebildiğine dikkat çekerek, geri kalan petrolün buharlaştığını ya da deniz suyundan çekilemeyecek kadar ince bir tabaka olduğunu belirtiyor. “Burada en önemli husus, kullanılabilecek tekniğin, tam olarak petrolle mücadele edilmesi gereken noktada devreye koyulması gerektiği. Petrol sürükleniyor ve gemiler de hareket halinde. Yani hiç kolay değil. Teknik ekipmanı en iyi şekilde kullanabilmek için, petrolün yayıldığı mesafenin tam olarak belirlenmesinin çok önemli olduğu kanısındayız” diyen, Norveç Temiz Deniz Derneği danışmanı, petrol tabakasının yayıldığı alanın uydu takibi ve özel uçaklarla tespit edilmesinin önemine işaret etti.

Nach einem Ölunfall ist die Technologie von SINTEF gefragt, wie Sperren zum Eingrenzen von Öl.
Fotoğraf: SINTEF
Norveç'teki SINTEF Araştırma Merkezi
Norveç'teki SINTEF Araştırma MerkeziFotoğraf: SINTEF


© Deutsche Welle Türkçe

İrene Quaile/ Çeviren: Gezal Acer

Editör: Murat Çelikkafa