Bürgermeisterin

Tiemann ailesinin evinde, sabahları kahvaltı etmek önemli bir âdet haline gelmiş. Dietlind ve Klaus-Peter Tiemann sabah saat altıda kalkıyor ve önce kahvaltıyı hazırlıyorlar. Aydınlık yemek odası yaklaşık bir saat sonra da mis gibi kahve kokuyor. Zengince donatılmış masada taze ekmek, reçel, peynir, salam ve mısır gevreği göze çarpıyor. Çift gün içinde sadece kahvaltıda birlikte olmanın keyfini çıkartabiliyor. Fakat iş randevularını da kahvaltıda konuşmaya başlıyorlar. Dietlind Tiemann, Büyük Şehir Belediye Başkanı olarak akşamları genellikle resmi toplantılara katılıyor. Gideceği toplantıya göre bazen eşi ona eşlik ediyor. Kahvaltı masasında, ikisi de ellerine elektronik randevu defterlerini alarak, günün programını çıkartıyorlar.

Zorlukları aşmaya hazır

Klaus-Peter Tiemann eşini, ”çok tutarlıdır. Eğer kendine bir hedef belirlemişse, bu hedefe ulaşana kadar uğraşır” sözleri ile tanımlıyor. Eşiyle gurur duyduğu belli oluyor. Klaus-Peter Tiemann, özellikle eşinin cesaretinden, yeniliğe açık olmasından ve sınırlarını zorlamasından etkileniyor. ”Hatta bir kere 3000 metre yükseklikten iki kişilik paraşütle atladı” sözleriyle eşinin cesaretine örnek veriyor.

Dietlind Tiemann, ne kadar kararlı ve dayanıklı olduğunu özellikle iş hayatında kanıtlıyor. Tiemann, Büyük Şehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığında Brandenburg'daki Havel kentinin çok kötü durumda olduğunu ifade ediyor. Eski Demokratik Almanya döneminde Brandenburg yaklaşık 100.000 nüfuslu bir sanayi kentiydi. Doğu ile Batı Almanya’nın birleşmesinin ardından, işletmelerin çoğu Batı ile rekabete dayanamadı. Çoğu iflas ederek, kapandı. Kentte işsizlik arttı. Yaklaşık 20.000 kişi kentten taşındı. Her yerde terk edilmişliğin izi görülüyordu. Tiemann, göreve başladığı zaman verdiği söz, gerçekleştirilmesi imkânsız bir hayal gibiydi: ”Brandenburg Havel kentini Brandenburg Eyaleti’nin en cazip kenti haline getirmek.” Tiemann, altı yıldan beri bu hedefe ulaşmak için çaba gösteriyor.

Halkın tanıdığı bir kişi

Dietlind Tiemann, her sabah saat sekizi sularında spor otomobili ile büroya gidiyor. Artık kentte herkes, Belediye Başkanı’nın kırmızı otomobilini tanıyor. Belediye Sarayı’na giderken, yolda insanlar tarafından selamlanıyor. Tiemann, bu göreve başladığından beri, özel hayatı ile işini birbirinden ayıramıyor. ”Brandenburglular için ben hep belediye başkanıyım” diyen Tiemann, süpermarkette alışveriş yaparken insanların kendisine şaşkınlıkla ”buna vaktiniz var mı” diye sorduğunu anlatıyor.

Gerçekten de Belediye Başkanı için zaman çok değerli. Her dakikası önceden planlanıyor. Bir toplantıdan çıkıp, diğerine gidiyor. Boş kaldığı dakikalarda ise sekreterinden son durum hakkında bilgi istiyor. Yemek yemeye ya vakti olmuyor ya da çok geç yiyebiliyor; örneğin öğle yemeği için saat beş buçuktan önce sofraya oturulamıyor.

İşi bırakmayı düşünmeyen belediye başkanı

Dietlind Tiemann’ın temel ilkelerinden birini ”verdiğimden daha fazlasını başkalarından hiç bir zaman talep etmem” sözleriyle ifade ediyor. Tiemann’ın yanında çalışanlar da bunu doğruluyor. Belediye Başkanı, başarısını göreve başladığı zaman uygulamaya koyduğu on maddelik bir program ile ölçüyor. Tiemann, bu programla, Brandenburg Havel kentinde aileye, eğitime ve istihdama destek verilmesini öngörüyordu. Göreve başlamasının her yıldönümünde bir bilanço çıkartan Tielmann, çabalarının meyvelerini almaya başladığın görüyor. Geçen sürede kentte işsizlik neredeyse yarıya indi; kurumlar vergisi tahsilatı dört katına çıktı; kent merkezinde yeni dükkân ve iş yerlerinin sayısı arttı. Bu başarıya rağmen Dietlind Tiemann henüz köşesine çekilmeyi düşünmüyor. Tiemann, bir sonraki seçimlerde belediye başkanlığına yeniden aday olmayı kafasına koymuş.

Soru: Zorlukları aşmak için ne yapıyorsunuz?