Bond, James Bond 80 yaşında

25 Ağustos 1930 tarihinde İskoçya'nın Edinburgh kentinde dünyaya gelen ve bugün 80’inci yaşını kutlayan Sean Connery, yakışıklılığıyla da ün yaptı. 1989 yılında neredeyse 60 yaşındayken, dökülmüş saçlarına rağmen ünlü “People” dergisi okurları tarafından “yılın en seksi erkeği” seçilmiş ve bir Hollywood yıldızının yakışıklılığını kaybetmeden de yaşlanabileceğinin en güzel örneği olmuştu.

Beyaz perdeye küstü

“Hepsinin aptal olduğunu söylemiyorum ama bir çoğu öyle.” Sinema sektöründe söz sahibi olan insanları bu sözlerle eleştiren Connery, son yıllarda beyazperdeye uzak kalmasının nedenini sinirlerini korumak için olduğunu söylüyor. Son olarak 2003 tarihli “The League of Extraordinary Gentlemen” adlı filmle kamera karşısına geçen Connery o zamandan beri maalesef uzun metrajlı bir filmde yer almadı.

Üç soru yasak

Aktör yaşlandıkça daha az kamuoyu karşısına çıkıyor. Uzun süredir de röportaj vermiyor. Röportaj verdiğinde ise üç şey hakkında soru sorulmasını istemiyor. İlki, James Bond, ikincisi İskoçya’nın bağımsızlığı ve üçüncüsü kadınlar. Aslına bakarsanız geriye de pek bir şey kalmıyor.

Kendisiyle ilgili çıkan son haber ise geçen mayıs ayında İspanya’da vergi kaçırdığı şüphesiyle hakkında soruşturma açıldığı olmuştu. Malaga’da yaşanan bir emlâk skandalında o ve eşi Micheline şüpheliler arasında yer almıştı. İspanyol adaleti duyduğu sempatiden olsa gerek skandal hakkında yürütülen operasyona Sean Connery’nin Bond filmlerinin en ünlülerinden biri “Goldfinger” adını vermişti.

Hollywood'un ölümsüz ismi

Connery’yi 80 yaşında bile ne ayakta tutuyor? Kimbilir. Ancak kesin olan bir şey varsa, o da hayatın tadını çıkardığı. Ünlü aktör günlerini Nice, Marbella, New York ve Bahamalar gibi dünyanın en güzel yerlerinde geçiriyor. İskoçya’nın bağımsızlığını savunsa da İngiltere Kraliçesi tarafından kendisine verilen “sör” unvanını geri çevirmeyen Sean Connery’nin vatanına olan sevgisi, yağmuru bol İskoçya’da yaşayacak kadar değil. Çünkü efsane aktör golf oynamaya elverişli havanın hakim olduğu ülkelerde vakit geçirmeyi tercih ediyor.

Ancak hayranları onun bu tür çelişkilerini görmezden geliyor. Zira Sör Sean Connery sinemada sadece Bond serisi değil, Indiana Jones’ta baba ve “The Name Of the Rose” (Gülün Adı) filminde canlandırdığı bir ortaçağ Sherlock Holmes’u rolleriyle Hollywood’un ölümsüz isimleri arasına girdi.

Hassas bir adam

Bugüne kadar anıları ya da onayladığı bir biyografisi yayınlanmadı. Ancak İskoç yazar ve film yapımcısı Murray Grigor ile birlikte İskoçya üzerine yazdığı bir kitapta kendi hayatından kesitlere de yer verdi. Kitabı okuduğunuzda her ne kadar hayatı başarılarla dolu da olsa ona yönelen hiçbir manevi darbenin hassas kişiliğini teğet geçmediği anlaşılıyor. Yine de kitap, “çok güzel zamanlarım oldu” cümlesiyle sona eriyor.

© Deutsche Welle Türkçe

dpa, DW / UÇ, NH