BM'nin Ortadoğu raporunda İsrail'e uyarı
16 Kasım 2004BM’in Ortadoğu Özel Temsilcisi, bölgede Arafat sonrası döneme ilişkin olası bazı tehlikelerin farkında. Ama yine de uzun süredir yerinde sayan Ortadoğu barış sürecine ivme kazandırılması için yeni bazı fırsatların doğabileceğine de inanıyor. Roed-Larssen tarafından ”büyük bir siyasi güç” olarak tanımlanan Arafat döneminin sona ermesi bu umut ışığı için tek gerekçe olarak da gösterilmiyor.
Raporda, Arafat’ın ölümünden önce de İsrail saflarında bazı yumuşama işaretlerinin görüldüğünün ifade ediliyor. Roed-Larssen bu işaretleri, ”Yaklaşık üç hafta kadar önce İsrail Parlamentosu, Batı Şeria’nın bazı bölümleri ve Gazze Şeridi’nden geri çekilme kararını onayladı. 1967’den buyana ilk kez bölgedeki Yahudi yerleşim birimlerinin kaldırılmasının önü açılmış oldu” diye ifade etti.
"Geri çekilme planı uygulanmalı"
BM Ortadoğu Özel Temsilcisi, barış yolunda ilerleme sağlanabilmesi için İsrail’in bu kararı bir an önce uygulamaya koymasının şart olduğunun altını çizerek, ancak bu şekilde bölgede tansiyonun yeniden yükselmesinin önüne geçilebileceğini vurguladı.
Roed-Larssen, İsrail’e uyarılarda bulunarak, ”İsrail, karşı tarafının güvenini zedeleyecek her türlü eylemden ve özellikle de yeni yerleşim birimleri oluşturmaktan mutlaka kaçınmalıdır. Ayrıca Filistin’deki seçimleri desteklemeli, insani ilişkileri geliştirmeli ve Filistinliler’in rahatça hareket edebilmelerine izin vermelidir” diye konuştu.
Filistin yönetimine tavsiyeler
İsrail devletinin meşru müdafaa hakkının devam ettiğini de kaydeden Roed-Larssen, Filistinliler’in de uluslararası kamuoyunun desteğini muhafaza etmek için bazı koşulları yerine getirmesinin de kaçınılmaz olduğunu söyledi ve ”60 gün içinde serbest ve adil bir seçim düzenlemek zorundalar. Ayrıca şiddet ve terörü durdurmak için somut ve etkin önlemler almaları gerekiyor” şeklinde sözlerini sürdürdü.
Yol Haritası olarak da bilinen Ortadoğu barış planına işlerlik kazandırabilmek için yeni bazı fırsatların doğabileceğini belirten Terje Roed-Larssen, zamanı geldiğinde BM’nin mutlaka bu konuda etkin bir rol üstleneceğinin de altını çizdi.