1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

BM İran'a özel raportör gönderiyor

11 Mayıs 2011

İran'daki siyasî tutuklular, cezaevlerinde insanlık dışı koşullarda tutulmaktan şikâyetçi. BM İnsan Hakları Konseyi, gelen şikâyetler üzerine, yeniden bir özel raportörünü İran’a göndermeye karar verdi.

https://p.dw.com/p/11Dvm
Fotoğraf: AP GraphicsBank/DW

İran’daki cezaevlerinden sızdırılan iki mektup günlerdir internette dolaşıyor. Bunlardan biri, başkent Tahran’a 30 kilometre uzaklıktaki bir kadın tutukevinden yazılmış. Mektubu imzalayan kadın tutuklular, cezaevi koşulları değişmezse, açlık grevine başlayacaklarını söylüyorlar. Mektuba imza atanlardan biri de üniversite öğrencisi Şebnem Mededzade. Şebnem’in babası Abdullah Mededzade, kızının bulunduğu cezaevindeki durumu, “Burası ahır gibi bir yer! Şebnem’in bizimle sadece bir dakika konuşmasına izin verildi. Bulundukları büyük koğuşta elektrik ve su yok. Tuvaleti sadece günde bir kez kullanabiliyorlar" sözleriyle anlatıyor.

Şebnem Mededzade 23 yaşında. Protesto gösterilerine katılan genç kız, "ulusal güvenliği tehdit ettiği" gerekçesiyle 2008 yılında tutuklandı ve yargılandığı mahkeme tarafından beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Duyduğu üzüntü yüzünden hastalanan baba Abdullah Mededzade, kadın hapishanesinde de işkence uygulandığını söylüyor: “Bu hapishanede kadınların tırnakları sökülüyor. Tutuklulara günde sadece bir parça ekmek veriliyor ve sadece bunu yemek zorundalar. Aksi takdirde sopayla dövülüyorlar. Şebnem bana şunu söyledi: ‘Burada hasta olduğunda öldün demektir."

Evin
Evin HapishanesiFotoğraf: PA/dpa

Tıbbi olanaklar yetersiz

İran'da son aylarda siyasî tutuklu ve mahkumların bulunduğu hapishanelerde durum iyice kötüleşti. Tutukluların tıbbi olanaklardan yoksun olduğuna dikkat çeken Uluslararası İnsan Hakları Derneği, (“IGFM”) Nisan başında yayınladığı raporda, yaşamsal öneme sahip ilaçlardan ve tedavi imkanlarından siyasi tutukluların yararlanamadığı belirtiliyor. Bunlardan biri de pankreas kanserine yakalanmış olan Muhsin Dökmeci’ydi. Dökmeci, yeterli tıbbi müdahalede bulunulmadığı için mart ayında cezaevinde öldü.

İnternette yayınlanan ve tutuklu gazeteci Mehdi Mahmudiyan’ın İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e hitaben kaleme aldığı ikinci mektupta da İran cezaevlerindeki hayatta kalma mücadelesi ve işkenceye dikkat çekiliyor. Mahmudiyan, cezaevlerindeki tecavüz vakaları ve genç erkeklere yapılan cinsel tacizleri anlatıyor.

"Tutuklular para karşılığı satılıyor"

Bu tür haberler, bugün Londra’da yaşayan ve kendisi de 80’li yıllarda Tahran’daki ünlü Evin Hapishanesinde yedi yılın siyasi tutuklu olarak geçiren yazar İffet Mahbaz’ı öfke dolu şaşkınlığa düşürüyor: “Siyasi tutukluların bu mektuplarda anlattıkları, benim Evin Hapishanesinde yaşadıklarımdan çok daha kötü şeyler. Şimdilerde artık zayıf konumdaki tutuklular para karşılığı diğer tutuklulara satılıyor. Ama şimdi başka önemli bir fark da var O dönemde bizim dış dünya ile bağlantılarımız ve bize kulak veren yoktu. Şimdi ise iletişim ağımız gelişkin ve dünya kamuoyunu bilgilendirebiliyoruz.”

Jugendliche im Gefängnis in Teheran
İran'daki genç tutuklularFotoğraf: AP

Ne var ki dünya kamuoyunun gözleri şu an Arap Dünyası’ndaki çalkantılara çevrilmiş durumda. Arap ülkelerinde sokaktaki göstericilere uygulanan baskılar, İran’daki siyasi tutukluların durumunu arka planda bırakıyor.

Buna rağmen İranlı aktivistler insan hakları kuruluşlarını İran hapishanelerindeki duruma ilişkin olarak bilgilendirmeye devam ediyor. Nitekim, BM İnsan Hakları Konseyi, bu haberler üzerine yeniden bir özel raportörünü İran’a göndermeye karar verdi. Raportörün üç hafta içinde Tahran’a hereket etmesi planlanıyor. İranlı aktivistler, dünya kamuoyunun İran Yönetimi’ne siyasî baskı uygulayarak, BM raportörünün çalışmalarını desteklemesini arzu ediyorlar.


© Deutsche Welle Türkçe


Şebnem Nourian / Çeviri: Çelik Akpınar

Editör: Hülya Köylü