1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Blair'in Ortadoğu temasları

Derleyen Murat Çelikkafa22 Aralık 2004

Filistin lideri Yaser Arafat'ın 11 Kasım'da hayatını kaybetmesinden bu yana bölgeyi ziyaret eden en üst düzey yetkili olan İngiltere Başbakanı Tony Blair'in programında İsrailli ve Filistinli yetkililerle görüşmeler vardı.

https://p.dw.com/p/Ab1t
Blair Ortadoğu barış sürecini yeniden canlandırmayı hedefliyor
Blair Ortadoğu barış sürecini yeniden canlandırmayı hedefliyorFotoğraf: AP

Ortadoğu barışına yeniden ivme kazandırmayı amaçlayan Tony Blair, bu kapsamda önce İsrailli meslektaşı Ariel Şaron ile Kudüs’te bu sabah ikili bir görüşme yaptı. İki lider daha sonra birlikte basının karşısına geçti. Blair, basın toplantısında, gelecek yıl içinde İngiltere’nin öncülüğünde İsrail ile Filistin arasında bir barış konferansı düzenleneceğini duyurdu. Tarafların barışı müzakere edebilmeleri için önce Filistin Özerk Yönetimi'nin terörü durdurması gerektiğini vurgulayan Tony Blair, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Herkes İsrail’in güvenliğinden emin olarak olası bir Filistin devleti ile birlikte varolabileceği vizyonunun uygulamaya konmasını görmek istiyor.“

Filistinliler’in barış için iyi bir ortak haline gelebilmesi için ortada müzakere edilebilir nitelikte planların bulunması gerektiğini ifade eden Tony Blair, yeni seçilecek Filistin Devlet Başkanı’nın uluslararası kamuoyunun desteğine ihtiyaç duyacağını da kaydetti. İngiltere Başbakanı’nın programında öğleden sonra Filistin Özerk Yönetimi'nin üst düzey temsilcileriyle görüşmeler de yeralıyor.

İsrail terörün son bulmasını istiyor

İsrail Başbakanı Ariel Şaron ise “yol haritası“ olarak adlandırılan barış planına hükümet olarak bağlı olduklarını ancak Gazze Şeridi’nden çekilmeleri ve Filistin ile barış görüşmelerine başlamaları için terörün tümüyle sona ermesi gerektiğini söyledi.

“İşlerliği olan ve köklü bir reform süreci sayesinde Filistin yönetiminin içteki etkisinin daha da artacağını düşünüyoruz. Bu hem Filistin bölgelerinde hem terörün durması hem de altyapının inşası açısından sonderece önemli. Terörün bertaraf edilmesi, bizim de yeniden yol haritasına ilişkin müzakereleri başlatmamız sonucunu doğuracaktır.“

İsrail'in operasyonları

Öte yandan İsrail'in Gazze kentinin güneyindeki Han Yunus mülteci kampına yönelik askeri bir operasyon başlattığı bildirildi. İsrail ordusundan konuya ilişkin yapılan açıklamada, İsrail askerlerinin tanklar desteğinde günün ilk saatlerinde Han Yunus kampına girdiği belirtildi. Açıklamada harekatın Filistinli militanlarca sürekli olarak düzenlenen havan topu ve roket saldırılarına karşılık vermek amacıyla başlatıldığı, iki gün sürmesinin planladığı kaydedildi.

Koalisyon kurma çalışmaları

İsrail iç politikada da hayli hareketli günler yaşıyor. Ülkede yeni koalisyon hükümeti arayışları sürerken, Şimon Peres liderliğindeki İşçi Partisi Başbakan Ariel Şaron'un Likud Partisi ile koalisyona onay verdi. Partinin merkez komitesinin, koalisyon ortaklığını ezici bir çoğunlukla onayladığı bildirildi. Bu desteğin, Şaron'un erken seçime gitmesi ihtimalini ortadan kaldıracağı, İsrail Başbakanı'nın, Batı Şeria'daki bazı Yahudi yerleşim birimleriyle Gazze'deki tüm Yahudi yerleşim birimlerinin boşaltılmasını öngören planını uygulayabilmesinin önünü açacağı belirtiliyor. İşçi Partisi'nin koalisyona girmesinin, 9 Ocak'ta Filistin lideri Yaser Arafat'ın halefinin seçilmesinin ardından, Filistin tarafıyla barış görüşmelerine yeniden başlanmasına da imkan sağlayacağı kaydediliyor.

Blair Irak'ı da ziyaret etmişti

İngiltere Başbakanı Tony Blair İsrail’den önce Irak’ı ziyaret etmişti. Ziyaret İngiliz kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, İngiltere'de yayımlanan The Independent gazetesi, Avam Kamarası'nın Irak'ta incelemelerde bulunan üyelerinin ortak raporunda, “İngiliz askeri Irak'ta en az 10 yıl kalabilir“ uyarısında bulunduklarını öne sürdü. Komite üyelerinden birinin, “Son askerin oradan çekilmesi 10, hatta 15 yılı bulabilir. Burası ikinci bir Kıbrıs. Iraklılar güvenliği sağlayamıyor ve bunu başarmaları yıllar alabilir“ dediğine dikkat çeken Independent gazetesi, İngiltere Başbakanı'nın Irak seyahati sırasında söylediği “Biz yüzüstü bırakıp gidenlerden değiliz“ şeklindeki sözlerinin de bu durumu doğruladığını savundu.

Musul'da saldırı

Öte yandan Amerikan ordusu, Irak'ın kuzeyindeki Musul'da bulunan Amerikan askeri üssüne yönelik saldırıda, 18 Amerikalı ve 4 Iraklının öldüğünü açıkladı. Musul'daki üsse dün düzenlenen saldırı, ABD Başkanı George Bush'un esas çatışmaların bittiğini açıkladığı 1 Mayıs 2003'ten bu yana Amerikan ordusuna yönelik en çok ölümlü saldırı oldu. Bu arada Polonya Başbakanı Marek Belka ve Savunma Bakanı Jerzy Szmajdzinski, Polonya birliklerini ziyaret etmek için Irak'a gitti. Polonya'nın Irak'ta 2400 askeri bulunuyor

Bir yanda İsrail-Filistin sorunu diğer yanda ise Irak’ta bir türlü istikrarın sağlanamaması, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yakından izleniyor. Hemen yanıbaşındaki ateş topundan olumsuz etkilenmek istemeyen Ankara hükümeti, bölgede bir istikrar unsuru olmayı ve komşularıyla ilişkilerini sıcak tutmayı ön planda tutuyor. Bu bağlamda Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, iki günlük resmi bir ziyarette bulunmak amacıyla Suriye’ye gitti. Erdoğan, ziyareti sırasında, iki ülke arasında gerek siyasi, gerek ticari alanda çok daha farklı kılacak adımları atacaklarını umduğunu bildirdi. Erdoğan, Türkiye-Suriye dostluk gruplarının karşılıklı olarak görüşmeler yapacağını ifade ederek, kendisinin de Cumhurbaşkanı Beşar Esat ve Başbakan ile görüşme yapacağını kaydetti. Bu arada Erdoğan’ın ABD Başkanı Bush’la bir telefon görüşmesi yaparak son günlerde Musul’da ardarda meydana gelen saldırılarla ilgili görüş alışverişinde bulunduğu açıklandı.