1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bild ve Hürriyet'ten sağduyu çağrısı

Murat Çelikkafa9 Şubat 2006

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ve Alman Bild gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann, Bild’de yayımlanan, “Wir sind Freunde!“, yani “Biz Dostuz“! başlıklı yazıda, iyi niyet, sağduyu ve itidal çağrısı yaptı. Bild’in Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann, DW'nin sorularının yanıtladı:

https://p.dw.com/p/AaCP
Ortak yazının başlığı "Biz dostuz"
Ortak yazının başlığı "Biz dostuz"

DW: Alman gazetelerinde ve tabii Bild gazetesinde de Türkçe manşetlere, başlıklara alıştık. Ama Türkçe bir yazı, okurlar için yeni bir şey. Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ile ortak bir yazı yazma fikri nerden doğdu?

K.D: Ertuğrul Özkök ile uzun süredir tanışıyoruz. Daha üç hafta önce Türkiye’deydim ve Ertuğrul Özkök ile de görüştüm. Karikakatürler yüzünden yaşanan gelişmeler böyle bir karar almamıza neden oldu. 'Bir şey yapmalıyız' dedik. Kültürlerimizi ve inançlarımızı ayıran değil, birleştiren değerlere vurgu yapan bir şey olmalıydı bu. Tabii Almanya’da üç milyondan fazla Türkün veya Türk kökenli Alman vatandaşının yaşıyor olması da bunda etkili oldu. Almanya, Hırıstiyan ve Müslümanların barış içinde bir arada yaşabildiklerini göstermek açısından iyi bir örnek.

DW: Yazının başlığı "Wir sind Freunde" , yani “Biz Dostuz!“. Ertuğrul Özkök ile birlikte, “Herkesi karşılıklı olarak duyarlılıklarına saygı göstermeye, hakaret, aşağılama ve iftiradan kaçınmaya davet ediyorsunuz. Bunun gerçekten “sadece iyi niyet“ yeterli mi?

K.D: “İyi niyet“ çok önemli bir koşul. Malum karikatürlerin yayımlanmasından sonra gelişen olaylar da gösterdi ki, hakaret ederek diyalog başlatılamaz. Elbette şu anda yaşanan şiddet ve düzenlenen eylemler, başka amaçlara hizet ediyor. İlk başta hissedilen öfkeyle ilgisi yok bunların. İyi niyet önemli, çünkü ancak iyi niyetli olursak ortak değerlerimize, benzer yönlerimize bakabiliriz. Ve bana kalırsa birçok ortak yönümüz var. Bunlardan bir tanesi, şiddete karşı çıkıyor olmamız. Bunu öne çıkarmak istedik. Allah veya tanrı adına yapılar her şeyin iyi dinle alakalı olmadığını, dinin özellikle de teröritler tarafından istismar edildiğini göstermek istedik. Sağduyunun sesi olmaya çalıştık. Danimarka Başbakanı Rasmussen’de Türkiye’yi arabulucu olarak görüyor. Alman Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier de önümüzdeki haftalarda Ankara’yı ziyaret etmeyi planlıyor. Sanırım önemli bir meseleye değinmiş olduk.

DW: Alman "Welt" gazetesi, Hz. Muhamed’in karikatürlerini yayımladı. Aynı gruba, Springer Yayınevi’ne bağlı olmanıza rağmen, sizin genel yayın yönetmeni oldğunuz Bild gazetesi bunu yapmadı. Bu sizin kişisel kararınız mıydı yoksa yazı işlerinin ortak kararı mıydı?

K.D: Elbette, bu konuda yazı işlerinde hareretli tartışmalar yaşandı. Sadece genel yayın yönetmeninin, yani benim kararım değildi bu. Basın özgürlüğü, her istediğinizi yapabilmek değildir. Temel prensip şu: Benim özgürlüğüm, bir diğerinin özgürlüğünün başladığı yerde biter. Ve şunu da unutmamak gerek: İzin verilen her şeyi illa da yapmak zorunda değilsiniz. Bazı şeyler vardır ki, yapılmaz! Benim inancıma yönelik olarak söylenmesinden rahatsızlık duyacağım şeyleri, başkalarının inançları için de söylemem. Bu basın özgürlüğünün gösterileceği bir zemin değil bence. Ve bu nedenle biz de bu karikatürleri yayımlamama kararı aldık. Hıristiyanlığı hedef alan benzer karikatürleri de yayımlamazdım.