1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berliner Zeitung: Esad siyasi uzlaşma istemiyor

3 Ocak 2017

Alman basını Suriye'deki son durum ile Almanya'da İçişleri Bakanı de Maiziere'nin terörle mücadele konusundaki önerileriyle ilgili tartışmalara ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/2VDaQ
Fotoğraf: Reuters/O. Sanadiki

04.01.2017 - Alman basınından özetler

Berliner Zeitung Suriye'de yeni yılın hemen öncesinde Türkiye ve Rusya'nın garantörlüğünde Esad rejimi ve silahlı muhalifler arasında sağlanan ateşkesi yorumluyor. Gazeteye göre Esad rejimi ateşkes istemiyor:

"Suriye'de olası barışın sağlanması konusuna bakıldığında Esad cephesinin fikir birliği içinde olmadığı görülüyor. Halep'te sağlanan zaferin ardından ortaya çıkan çatlak, eskisinden daha da büyük. Şam'ın diktatörü, onun güçlü takımı, İran ve Iraklı milislerle Lübnan'daki Hizbullah siyasi bir uzlaşma istemiyor. Hepsi bu savaş alanında onlara Ortadoğu'da İran, Irak, Suriye üzerinden Lübnan'a kadar yayılan güçlü bir Şii bölgesi sağlayacak tam bir zafer kazanmayı istiyor."

Alman gazetelerinin ağırlıklı yer verdiği bir başka konu ise İçişleri Bakanı Thomas De Maiziere'nin iç güvenlik alanında daha fazla yetki isteyen açıklaması. De Maiziere terörle mücadelede federal hükümete daha fazla yetki tanınmasını isteyerek bütün güvenlik birimlerinin federal hükümet tarafından yönlendirilmesini, sınır dışı merkezlerinin kurulmasını önermişti. Frankfurter Rundschau gazetesi konuyu şöyle yorumluyor:

"İçişleri Bakanı De Maiziere, Berlin'de Noel pazarına düzenlenen saldırıyı, güvenlik birimlerinin yapısını değiştirmek, Federal Emniyet Teşkilatı'nın yetkilerini artırmak ve Anayasayı Koruma Teşkilatı'nı merkezileştirmek için bir fırsat olarak görüyor. İçişleri Bakanı'nın planları sürpriz oldu, çünkü De Maiziere'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) uzun süre federalizmin savunucusu ve bekçisi olmuş, bunu Federal Alman Cumhuriyeti'nin önemli direklerinden biri olarak algılamıştı. Dolayısıyla CDU'lu içişleri bakanlarından birisinin Alman Federal Cumhuriyet'nin federal düzenine bir saldırı planı hazırlaması beklenmiyordu. Güvenliğin anayasaya uygun bir biçimde artırılması işin en az sorunlu tarafı. Bu büyük birimlerdeki yapısal değişiklikler tamamlanıncaya kadar seneler geçer ve memurlar da bu süre içinde terörle mücadele görevini yerine getiremez."

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:

"Almanya'da eyalet yönetimleri hak iddia ettikleri gibi, kendilerine düşen görevleri de ciddiye alıyorlar mı? Noel pazarına saldırı düzenleyen Anis Amri'nin olayında Kuzey Ren Vestfalya ve Berlin eyaletleri kendi yetki alanlarında olmasına rağmen İkamet Yasası'nın sayfalarını karıştırıp kullanarak, Amri hakkında sınır dışına hazırlık seçeneği de dahil diğer olasılıkları kullanmadı. İşte bu alanda yasal anlamda bir iyileştirmeye ihtiyaç var. Eyaletlere güven duyuluyordu. Ancak hiçbir eyalet Amri'yi sınır dışı etmeyi başaramadı. Bu istisna değil, yıllardır varolan toplu bir fenomen. Almanya'da şu an yapılan, polisin sosyal medyada Kuzey Afrikalılara atfen sarfettiği 'Nafri' tanımına dair tartışma aslında başka bir konuyu örtbas ediyor: Ülkeyi terketmek zorunda olan göçmenler eyaletlere zarar verdikleri için memnun, eyaletler ise bunu değiştirmeyi akıl edemiyor. Almanya'da bu konuda yıllardır varolan sorunların, başarısızlığın nedeni eyaletler." 

Bielefeld'de yayımlanan Neue Westfälische gazetesinin yorumunda ise şu satırlar göze çarpıyor:

"Merkezi bir polis devletine ihtiyacımız yok. Tam tersine tehlike olması halinde ülke genelinde iyi bir bağlantı ağı ile çalışan, profesyonel tepki veren federal bir güvenlik yapısına ihtiyacımız var. Noel pazarına saldırı düzenleyen zanlı Anis Amri vakasında bunun önemi kanıtlandı. İşte bunlar yapmamız gereken ev ödevleri."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu