Berlin'de Yahudi düşmanlığı tartışıldı

Aylarca süren çalışmalar ve tartışma toplantılarından sonra Alman Heinrich Böll Vakfı ve Amerikan Yahudi Komitesi, Avrupa Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı’nın Nisan ayında Berlin’de düzenlediği ”Antisemitizm Konferansı”nda elde edilen sonuçlarla birlikte bir dizi tavsiye hazırladı. Heinrich Böll Vakfı’ndan Ralf Fücks, tartışmalarda Yahudi düşmanlığının yeniden arttığı konusunda hemfikir olunduğunu söylerken, bununla mücadelenin hiç de öyle kolay olmadığını açıkladı:

"Bu konuda hazır reçetelerimiz yok, ancak temel bazı ilkeler var. Bunlardan birincisi, Almanya’da ve Avrupa’da yahudi karşıtı söylemlerle kariyer yapmanın karşısında mutabakata varılmalıdır. Bir diğer ilkeyse, ister politikacılardan olsun, ister aydınlardan olsun, yahudilere karşı bazı sınırları aşan söylemlere karşı hoşgörü gösterilmemesi gerektiğidir. Yahudi düşmanlığı karşısında belirsiz bir tavıra karşıyız.”

Yahudi karşıtı eğilimlerle mücadele

Heinrich Böll Vakfı’yla Amerikan Yahudi Komitesi’nin ortak tavsiyelerinde yer alan bir başka noktaysa, küreselleşme karşıtı örgütlerini kendi içlerinde Yahudi karşıtı eğilimlerle mücadeleye çağırması. Amerikan Yahudi Komitesi üyesi Deidre Berger, Yahudi karşıtı teorilerin sonsuz olduğunu belirterek, Yahudi karşıtı kişiler, parti ve örgütlerle işbirliği yapmanın tehlikelerine değindi:

”Dünyada gelişen olayların sorumluluğunu Yahudiler’e yükleyen komplo teorilerinin popülerliği buna iyi bir örnek. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nin politikasının küçük bir grup Yahudi’nin elinde olduğu gibi söylemlere rastlamak mümkün. Buysa olağanüstü bir hayal gücü gerektiriyor tabi ki.”

Avrupa’da Yahudi karşıtlığı

Avrupa ve Almanya’da Arap ülkelerinden gelen göçmenler arasında yaygın olan Yahudi düşmanlığı da, Berlin’de ele alınan konulardan biriydi. Özellikle Almanya’nın yakın tarihi hakkında az bilgi sahibi olan genç göçmenlerin uyumu için bunlarla daha yoğun bir diyaloğa girmek vazgeçilmez bir öge. Amerikan Yahudi Komitesi üyesi Deidre Berger, Almanya ve Avrupa’daki Yahudi düşmanlığıyla mücadelede daha çok yol katedilmesi gerektiğini altını çizerken, Heinrich Böll Vakfı’ndan Ralf Fücks, Almanya’da son altmış yılda yahudi düşmanlığıyla mücadelenin boşa çıkıp çıkmadığı sorusuna şu yanıtı verdi:

"Toplumun büyük bir bölümü yahudi düşmanı eğilimlere karşı duyarlı. Tabi ki her kuşak, sürekli değişen yahudi düşmanlığı karşısında kendi tavrını belirlemek zorunda. Yahudi düşmanlığı Avrupa’da çok eskilere dayanmaktadır ve kısa vadede de yokolmayacaktır. Burada yapılması gereken, bu eğilimlere karşı sınırları belirlemek ve Avrupa ile Almanya’daki yahudilere burada güvende yaşayabilecekleri işaretlerini vermektir.”