1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlin'de hükümet dış politikada zorlanacak

21 Kasım 2005

Almanya’da koalisyon ortakları Hrıstiyan Birlik Partileri ile Sosyal Demokratlar koalisyon sözleşmesini imzaladılar. Birçok konuda farklı düşünen iki partinin ortak bir programda anlaşması kolay olmadı. DW’den Nina Werkhauser, geçmişte özellikle dış politikada farklı noktalarda duran partilerin programda anlaşma sağlasalar bile uygulamada zorlanacakları görüşünde:

https://p.dw.com/p/AZsT

Hrıstiyan Demokratlarla Sosyal Demokratların ortaklıklarının özellikle dış politikada zor olacağı belli. Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi şimdiye kadar Gerhard Schröder’i dış politik dengeleri yeterince gözetmemekle suçlamıştı. Bir zamanların rakipleri şimdi aynı gemide yol alacaklar. Bir yanda yeni Başbakan Angela Merkel, öte yanda Sosyal Demokrat Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier. Başbakan Schröder’in yanında müşteşar olan Steinmeier, dış politikada şefi ile aynı görüşte idi. Şimdi Schröder’in politikasını sert dille eleştiren Angela Merkel ile birlikte çalışacak.

Yeni hükümet ile bazı şeylerin değişeceği açık. Angela Merkel’ın selefinin izinden gitmeyeceği biliniyor. Merkel, Gerhard Schröder gibi, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’a sarılmayacak ya da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile birlikte kızakla gezmeyecektir. Ama bu aynı zamanda daha nesnel bir politika izlenmesine imkan sağlayacaktır. Örneğin Sosyal Demokratlar-Yeşiller koalisyonunun bazen görmezden geldiği ya da ekonomik çıkarlarına feda ettiği insan hakları konusunda. Angela Merkel’ın Rusya ya da Çin gibi ülkelerle ilişkisi bu açıdan da merak konusu. Koalisyon sözleşmesinde Çeçenistan’a özellikle değinilmesi bu konudaki değişikliğin ilk göstergesi. Büyük koalisyon’un dış politikadaki tavrı bu açıdan da dikkatle izlenecek.

Yeni Başbakan’ın dış politikada verdiği bir başka mesaj Alman-Fransız ya da Alman-Rus işbirliğinin tüm önemine rağmen Avrupa’daki diğer küçük ülkeleri gölgede bırakmayacağı. Merkel’a göre dış politikanın temelini iletişim ve açıklık oluşturacak. Bununla birlikte fazla hayal kurmamak gerek. Angela Merkel Avrupa politikasına özel önem verdiğini, Brüksel’den bir politik danışman getirtmekle gösterdi. Avrupa politikasında danışman olarak seçtiği kişi şimdiye kadar Brüksel’de dış politika ve savunma politikasının oluşturulmasında önemli bir yere sahipti.

Hükümet programını incelediğimizde Hrıstiyan Demokratlarla Sosyal Demokratların dış politikada anlaşmadıklarını görüyoruz. Bu durum bazı konulardaki muğlak ifadelerde ortaya çıkıyor. Dışişleri Bakanı Sosyal Demokratlardan olsa da, Hrıstiyan Demokratların dış politikadaki görüşlerinin etkisi açıkça hissediliyor. Yeni Dışişleri Bakanı işine karışılmasından hoşlanmayacaktır. En kötüsü ise, iki partinin dış politikayı farklı görüşlerinin savaş alanı olarak seçmesi olur. Şimdiye kadar bu tür bir gelişmeden korkmamız için bir neden yok. Aksine bazı yenilikler olsa da dış politikada süreklilikten söz edebiliriz.