1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlinale’yi 'Serseri Mayınlar' vurdu

15 Şubat 2010

Berlin Film Festivali’nde dikkat çeken filmlerden biri de Ferzan Özpetek’in “Serseri Mayınlar”ı. Film, aile baskısını ve çocukların kendilerini kabul ettirme mücadelesini konu alıyor. Aydın Üstünel’in haberi:

https://p.dw.com/p/M2RB
Ferzan ÖzpetekFotoğraf: picture alliance/ dpa

“Berlin’de bir namus cinayeti” konulu “Die Fremde” –“Yabancı” filminden sonra, ilginç bir tesadüftür, bir Türk sinemacının imzasını taşıyan diğer yapım da aile baskısını ve çocukların kendilerini anne babalarına kabul ettirme mücadelesini konu alıyor: İtalya’da yaşayan Türk yönetmen Ferzan Özpetek’in çektiği “Mine Vaganti” – “Serseri Mayınlar”

İki filmin bir başka ortak yanı daha var: İki filmde de, vurucu sahnelerde Sezen Aksu’nun müziğinden yararlanılmış. Hatta Özpetek’in filmindeki Sezen Aksu şarkısı, öyle beklenmedik bir anda giriyor ki, o sahnede gözleri yaşarmayanlar nabızlarını kontrol etmeli, zira belki çoktan ölmüşlerdir de, haberleri yoktur.

Senaryo gerçek bir olaya dayanıyor

Regisseur Ferzan Ozpetek Mine Vaganti
Fotoğraf: Internationale Filmfestspiele Berlindrucken

Kısaca filmin konusuna şöyle: İtalya’nın en güzel şehirlerinden birisinde, Lecce’de, fabrikatör babasının yerine geçmeye hazırlanan büyük oğlu, tüm ailenin hazır bulunduğu bir akşam yemeğinde eşcinsel olduğunu açıklayıverir. Herkes şoka girer. Ailenin küçük oğlu ise neye uğradığını şaşırır, zira o da aynı yemekte ailesine eşcinsel olduğunu söylemeyi planlamaktadır. 17 yaşından bu yana İtalya’da yaşayan yönetmen Özpetek, filmin hikâyesinin, gerçek bir olaya dayandığını şöyle anlatıyor:

“Bir arkadaşımın hikâyesinden hareket ettim. O bana anlattı, annemle babamla konuşacaktım, ama abim benden önce davrandı, dedi. Onu anlattı, oradan hareket ettim.“


Galası Gaziantep’te yapılacak

“Serseri Mayınlar” sadece eşcinsellik ekseninde dönmüyor. Ataerkil bir toplumda aile baskısına başkaldırış, hayattan beklentileri, anne babanın beklentilerine karşı savunma, filmin diğer ana konuları. Yani Türk toplumunda da sık rastlanan sorunlar. Ferzan Özpetek “Serseri Mayınlar”a Türkiye’de nasıl bir reaksiyon beklediğini şöyle anlatıyor:

“Gaziantep’te galasını yapacağız filmin. Geçen seferki filmin de Gaziantep’te yapmıştık, çünkü Gaziantep, çok ileri bir yer benim kafamda gördüğüm kadarı ile seyirci çok ileri bir seyirci. Ben “Mükemmel Bir Gün’ün” galasını yaptığım zaman orada, hiç öyle bir tepki beklemiyordum seyirciden, öyle konuşmalar beklemiyordum, öyle düşünceler beklemiyordum, onun için çok hoşuma gitti. Bakalım ne olacak?”

“Babam için”

Regisseur Ferzan Ozpetek Mine Vaganti
Fotoğraf: © Internationale Filmfestspiele Berlin

12 Mart’ta İtalya’da, 26 Mart’ta da Türkiye’de sinemalara gelecek olan “Serseri Mayınlar”, yönetmenin “Babam için” ibaresiyle açılıyor. Özpetek bu konuda şöyle konuşuyor:

“Filmin çekimleri sırasında Ennio Fantastichini’ye hep, “ya şunu şöyle yap, şu hareketi yap, şu şekilde bak” diyordum. Hep babam geliyordu aklıma, yani babamla olan ilişkim geliyordu aklıma. İşte film bitti, montaj bitti, çok acayip bir şekilde babamı düşünmeye başladım. Babamla olan ilişkimi düşünmeye başladım. Konuşmalarımız aklıma gelmeye başladı. Dedim ki, ya babama adamak iyi olur filmi.”

Özpetek'in, Berlinale'nin Panorama bölümünde gösterilen son filmi “Serseri Mayınlar” gülerken ağlatıyor, ağlatırken de güldürüyor.

© Deutsche Welle Türkçe


Aydın Üstünel DW/ Berlin

Editör: Ayhan Şimşek